Eşkıyanın gözü yine Müslümanların cebinde!
Mısır’ın Şarm El-Şeyh kentinde düzenlenen Şarm El-Şeyh Barış Zirvesi’nde liderler bir araya geldi ve “Şarm El-Şeyh Anlaşması” (ya da “Gazze Barış Anlaşması / Niyet Beyanı”) imzalandı.
İmza törenine; ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed el-Sani gibi önemli isimler katıldı.
Canlı yayında yapılan törende, 35 ülkenin başbakanı ve cumhurbaşkanı dört liderin imzasını sadece izlemekle yetindi.
Trump törende, zengin Müslüman ülkelerin Gazze’nin yeniden inşası için yardım edeceklerini vurguladı ve sık sık, “Onların çok parası var” dedi.
İsrail’e istediği silahları verdik, o da vurdu. Şimdi “O silahların parasını alacağım” diyor — ama kimden?
İmzalanan belge, Gazze’de barış sürecini ilerletme iradesini teyit eden bir niyet beyanı niteliği taşıyor.
Trump, adeta şunu söylüyor:
“Biz silah denemesi yaptık, yaktık, yıktık. Müslüman ülkeler zengin; onlar yeniden yapsın! Güvenliği de Türkiye sağlasın.”
Anlaşmaya göre:
Gazze’deki mevcut ateşkesin korunması ve çatışmaların yeniden başlamasının önlenmesi için ABD, Türkiye, Mısır, Katar ve Suudi Arabistan sınır bölgelerine barış gücü gönderecek.
Gazze’nin yeniden inşası ve insani yardım süreçlerinin hızlandırılması için gerekli önlemler alındı ve yardımlar sürekli olarak devam edecek.
Anlaşmanın uygulanmasında uluslararası denetim, koordinasyon ve garantör ülke desteği sağlanacak.
Türkiye, güvenliği sağlayacak ve inşaat sürecinde koordinatör ülke görevini üstlenecek.
Filistin-İsrail arasında uzun vadeli barışın sağlanması için “iki devletli çözüm” ve “bölge halklarının entegrasyonu” vurgusu öne çıkıyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, bu anlaşmanın “iki devletli çözümle” bölgede halkların bütünleşmesini mümkün kılacağını ifade etti.
Ayrıca anlaşma kapsamında “20 maddelik bir plan” üzerinde çalışıldığı ve sürecin aşamalara bölündüğü açıklandı.
Trump, şu anda bu sürecin “üçüncü ve dördüncü aşamalarında” olduklarını söyledi.
Ancak anlaşmanın tüm teknik, idari ve denetim mekanizmaları henüz detaylı biçimde açıklanmış değil.
Belge daha çok bir “niyet beyanı” olarak tanımlanıyor; somut yükümlülüklerin nasıl uygulanacağı ve hangi kurumların sorumlu olacağı net değil.
Bölgedeki aktörlerin — özellikle İsrail, Hamas ve Arap devletlerinin — anlaşmaya ne kadar sadık kalacakları uygulamada kritik rol oynayacak.
Gazze’nin yeniden inşası, insani yardımlar ve altyapı desteği büyük mali kaynak ve uluslararası iş birliği gerektiriyor.
Benim anladığım:
Yıkımı onlar yaptı, parayı biz ödeyeceğiz!
Barışı konuşuyorlar ama adaleti hâlâ unuttular…
Hayırlı Günler Diliyorum.