İnsanlar arasındaki kavga, kırgınlık ve kötü sözler de böyledir işte. Kötü dua, beddua… Karşıya ulaşmasa bile döner dolaşır sahibini bulur. Kendi cezanı kendin vermiş olursun.
Bu üç günlük dünyada bunca kavga, bunca kırgınlık niye?
Birbirimizi sevsek, gönülden bir “Allah için seviyorum seni” desek, neyimiz eksilir?
Mehmet abim, Hanefi abim, Ali abim… Birbirimize “seni seviyorum” demek, gönülden bir selam vermek, bir duayı eksik etmemek aslında insanı zenginleştirir. Çünkü sevgi büyüdükçe gönüller güzelleşir; güzelleştikçe de dünyamız ferahlar.
Bugün varız; yarının garantisi yok…
O halde kimsenin kalbini kırmaya, gönlünü incitmeye değmez.
Bugün Cuma… Mübarek bir gün.
Geliniz, bir birimize dua edelim. Allah gönlümüze ferahlık, evlerimize huzur nasip etsin.
Az önce Ahmet abi ile yürürken hiç tanımadığımız bir ablamız yanımızdan geçti. Yaşına rağmen ne kadar güzel, ne kadar zarafetle yürüyordu. Biz de ona dua ettik: “İnşallah hac ve umre nasip olsun, bizimle umre arkadaşı olursun,” dedik.
İnsan tanımadığının bile duasını üstüne alır; işte güzellik budur.
Güzel gören insan, güzel düşünür…
Güzel düşünen insana ise Allah hep güzellikleri nasip eder.
Bu mübarek Cuma günü gelin birbirimize selam verelim.
Kalbimizi kıralım değil, kalbimizi açalım.
İyi düşünelim, güzellikleri görelim, sevgiyi büyütelim dostlar…
Herkese sevgi ile bakalım, tanımasak bile kardeşimize kendimiz için istediğimizi isteyelim, umre yapmak istiyorum, hiç tanımadığım ablamıza da bizimle umre arkadaşı olursun diye dua ediyorum.. var mı bunda bir kötülük ?
Hayırlı Cumalar Diliyorum