O gece, sadece bir darbe girişimi değildi. O gece, milletin kendi iradesine, özgürlüğüne ve devletine sahip çıkma gecesiydi. Ve o gece, biz milletçe yeniden doğduk.
15 Temmuz gecesi, tanklar şehirlerin caddelerinde yürüdü. F-16’lar TBMM’yi bombaladı. Kendi asker kılığına girmiş bir ihanet güruhu, bu milletin alın teriyle kurulmuş kurumlarını ele geçirip milleti korkutarak sindireceğini sandı. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu millet, Çanakkale’yi geçmişti, Sakarya’yı geçirmişti, Maraşlı Fransız ordusunu kazma kürekle yenmişti..15 Temmuz da onların sonu olacaktı.
O gece Kahramanmaraşlılar da meydanlardaydı. Demokrasi Meydanı’nda sabaha kadar nöbet tutan yüzlerce insan, sadece orada değil; Dulkadiroğlu’nda, Onikişubat’ta, Elbistan’da, Türkoğlu’nda, Andırın’da, Nurhak’ta, Ekinözü’nde, Pazarcık’ta, Afşin’de... Her yerde ayakta, uyanıktı. Kadınlar ellerinde bayraklarla dua ederken, gençler “bu vatan bizim” diyerek alanlara koştu. O gece kimse “siyaset” demedi, “parti” demedi. O gece tek bir kelime vardı: Vatan!
Bu yıl Kahramanmaraş, o şanlı direnişi unutmadığını bir kez daha gösterdi. Ahir Dağı’na yapılan 46 bin metrekarelik dev Türk bayrağı, hem 15 Temmuz’un hafızası oldu, hem de bu şehrin milletine verdiği sözü simgeleştirdi. AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Ömer Oruç Bilal Debgici’nin de destek verdiği bu anlamlı çalışmada, TRT vericisinin önündeki alan bayrak renklerine boyandı. Adana ve Gaziantep yollarından geçen herkes bu bayrağı görüyor artık. Hatta havadan geçen yolcu uçaklarının camından bile fark edilebilecek kadar büyük bir bayrak bu. Çünkü biz istedik ki herkes görsün: “Bu topraklarda ihanetin gölgesi değil, bayrağın gölgesi düşer!”
15 Temmuz’u unutmadık. Çünkü biz o gecede dostla düşmanı ayırdık. Biz o gecede ekran başında dua eden ninelerimizi, kurşuna karşı yürüyen gençlerimizi, tankın önüne yatan babalarımızı gördük. Kimse bizi ikna etmesin; biz o gece vatanı savunduk. Demokrasi nöbetine tüm siyasi partiler katıldı..
Şimdi birileri çıkıp “Artık unutalım, yeterince konuşuldu” diyebilir. Ama hayır! Biz unutmamalıyız. Çünkü unutursak tekrar eder. Unutursak, aynı tuzakları yeniden kurarlar. Unutursak, aynı karanlık eller yeniden uzanır bu ülkenin üzerine.
Gençlerimize 15 Temmuz’u anlatmalıyız. Sadece bir gecelik kahramanlık değil, bir milletin yeniden şahlanışı olduğunu öğretmeliyiz. Demokrasi kolay kazanılmadı, kolay da korunmaz. Bayrağımızın göklerde dalgalanması için, o gece toprağa düşen şehitlerimizi her yıl, her gün, her sabah anmalıyız.
Son sözüm şudur:
15 Temmuz bir milattır.
Milletin tanklara, uçaklara, mermilere karşı kalbini siper ettiği gecedir.
Bayrağına, ezanına, vatanına sahip çıkanların gecesidir.
Ve biz o geceyi, o direnişi, o şehitleri
Unutmadık, unutturmayacağız!
Kalın Sağlıcakla Dostlar