Macarca Esztergom, Almanca Gran ve Latince Strigonium olan, Osmanlı kaynaklarında Ustorgon olarak geçen Estergon, 1241'de yaşanan Moğol İstilası'na kadar Macar Krallığı'nın ilk başkenti, idare ve dini merkezi olmuştur.
Macar Kralı János Szapolyai’nin 1540 yılında ölümünden sonra Avusturyalılar ile Osmanlılar arasında Macaristan’ın yönetimi konusunda oluşan rekabet sonucunda Budin’i ve Peşte’yi fetheden Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman, ordusuyla Edirne’den yola çıkmış ve 29 Temmuz 1543’te Avusturyalıların yönetiminde olan Estergon Kalesi’ni kuşatmıştır. On iki günlük bir kuşatmanın sonunda Kalenin bulunduğu bölge bir sancakbeyliği haline getirilerek Budin Beylerbeyliği'ne bağlanmıştır.
Kale, 4 Ağustos 1595’te[Alman, Leh ve Venedikliler'den oluşan büyük bir ordu tarafından kuşatılmış, Sokolluzade Lala Mehmed Paşa'nın kumandanlığındaki küçük bir ordu kaleyi savunmuş, ancak yardım gelmemesi üzerine açlık ve susuzluk sonucunda 2 Eylül 1595’te teslim olmak zorunda kalmıştır. Bu savunma, Estergon Kalesi Türküsü’nün esin kaynağı olmuştur:
Estergon Kal'ası su başı durak
Kemirir içimi bir sinsi firak
Gönül yar peşinde yar ondan ırak
Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yar peşinde koşar kara bahtlıyım
Estergon Kal'ası su başı kaya
Kemirir gönlümü aşk denen bela
Çektiğimi hoş gör gel etme cefa
Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yar peşinde koşar kara bahtlıyım
Estergon Kal'ası su başı hisar
Baykuşlar çağrışır bülbüller susar
Kâfir bayrağını burcuna asar
Akma Tuna akma ben bir detliyim
Yar peşinde koşar kara bahtlıyım
Estergon Kal'ası su başı kal'a
Göklere ser çekmiş burçları hele
Biz böyle kal'ayı vermezdik ele
Akma Tuna akma ben bir dertliyim
Yar peşinde koşar kara bahtlıyım
Kaleyi geri almak isteyen Osmanlılar 1605 yılında tekrar bir kuşatma düzenlemiş, Sadrazam Sokolluzade Lala Mehmed Paşa komutasına bir aylık kuşatmadan sonra kale 3 Ekim 1605 tarihinde ele geçirilmiş, Türk gazileri, Estergon’un burçlarına şanlı sancaklarını çekmiş, on yıl evvel bıraktıkları emaneti geri almışlardır. Başpiskoposun oturduğu en büyük Kilise Cami’ye çevrilmiş, Ayasofya Vaizi Nureddin Efendi ilk Cuma namazını burada kıldırmıştır. I. Sultan Ahmed Vişgrad ile Estergon zaferlerini bir gazelle ebedileştirmiştir:
Vişgrad ile Estergonu almışlar olub mesrûr
Guzatı müslimine irişüb avni o kahhar’ın
Urup küffâre topu kahrı kılmışlar yine makhur
İtiat eyleyüb Serdâre can ile çalışmışlar
Düam oldur ki indelallah olalar cümlesi me’cûr
Çün irdi müfdei fethi bu iki kal’anın Bahtî
Acep mi ehli islâmın şebi Hader olsa rûzi sûr
Osmanlı döneminde tamamen Müslüman kimliğe sahip olan Estergon'a cami, mahkeme ve hamam yapılarının inşa edildiği bilinmektedir. Evliya Çelebi Estergon’u ziyaretinde şehirde 16 mahalle, 2900 ev, 4 camii, 2 medrese, asker aileleri için yapılmış özel evler ve birçok mektep gördüğünü yazmıştır. Çelebi, en büyük cami Mahkeme Cami kapısındaki yazılı mısralardan da bahsetmiştir:
Adı belli şehidler var yanında,
Kimisi sağında, kimi solunda.
Salâ oldu, namaza başlanıldı,
Muhammed Mustafa’ya vakfolundu.
Şehadet eyledi hep hâsı âmı bittamam.
Bu cami oldu şehidler makamı,
Kabul ola namazlar bittamam.
Hûda makbul ede ânı yapanı.
Mahkeme Cami 1850’li yıllarda Avusturyalılar tarafından yıktırılarak yerine büyük bir kilise inşa edilmiştir.
Yine Evliya Çelebi’nin anlattığına göre, Estergon’da Mimar Sinan’ın eseri olan Kızıl Elma Cami de bulunmaktadır. Bu cami içinde bulunan saf altın sıvanmış bir dolap kapısı üzerinde Evliya Çelebi’nin babası Dergâh- ı Âli Kuyumcubaşısı Derviş Mehmet Zilli Baba tarafından kaleme alınmış şu beyit yazılmıştır:
Hüsnünün esbâbını hıfzetmeye ey gühertab
Oldular didelerim iki kapaklı dolap.
Estergon'da kalenin sur duvarları üzerine inşa edilen ve günümüze ulaşan tek cami Öziceli Hacı İbrahim Camidir.
1683 yılında Osmanlıların II. Viyana Kuşatması'nda başarısızlığa uğramasından sonra Avrupa devletlerinin Kutsal İttifak'ı oluşturarak Macaristan'ı Osmanlıların elinden alması sonucu Estergon Kalesi 1 Kasım 1683'te kesin olarak Osmanlı yönetiminden çıkmıştır. Günümüzde Başpiskoposluk makamının bulunduğu yapı, müzedir.
Macaristan’ın en eski kentlerinden birisi olan Estergon denildiğinde akla ilk gelen diğer yerler; Víziváros, Széchényi ve Aziz Stephen meydanlarıdır. Ayrıca Estergon Bazilikası Müzesi ve Tuna Nehri Müzesi de kentteki en özel eserlerin sergilendiği mekânlardır.
1543’ten 1683’e kadar yaklaşık 130 yıl Osmanlı idaresinde kalan Estergon ziyaretçilerini beklemekte, bugün “Estergon Kal‘ası su başı durak” mısraı ile başlayan türkü ile anılardaki yerini korumaktadır.