Dr. Fatmagül Saklavcı


SİVAS’TA GELENEKSEL BOYNUZ İŞLEMECİLİĞİ

Takılar ve süs eşyaları insanların günümüzden binlerce yıl öncesine, kültür değerlerine ve yaşamlarına ışık tutan sözsüz iletişimin araçlarındandır.


Eskiçağlardan beri insanlar etraflarında bulduklarıkemik ve boynuz gibi malzemelerden çeşitli alet, eşya ve silah yapmışlardır.Sivas ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılar kemik tarak ve eşyaların daha önce yaşamış birçok kültür tarafından kullanıldığını göstermektedir.

Eski Mısırlılar, Asurlular, Romalılar ve Yunanlar bugünkünden farklı olmayan taraklar kullanmışlardır. Orta Çağın ilk devirlerinde tarakların şekil ve süslemeleri Bizans’ı yansıtmaktadır ve İstanbul tarağın merkezi olmuştur. Kapalı Çarşı’da tarak imalatı yapılmış ve buradanSivas gibi diğer bölgelere dağıtılmış taraklar Türk kültüründe ve geleneklerinde de önemli unsurlardan birisi haline gelmiştir. İki taraflı, tek taraflı ve kısa olarak üretilen taraklar süslenmiş, üzerlerine rastık ile çeşitli beyit ve sözler yazılmıştır.

İçeresinde bulunan keratinininsan derisi ile uyumu ve geri dönüşümünden dolayı daha çok tarak yapımında kullanılan boynuzdan günümüzde bıçak sapı,tespih, takı, mızrap, baş pare, eşik ve burgu gibi müzik aleti aksesuarları da yapılmaktadır. Daha önceleri sığır, tosun, keçiboynuzu da kullanılırken bugün koç ve manda boynuzları kullanılmaktadır. Üretim aşamasında ham boynuz kurutularak içerisindeki öz denilen ilik kısmının düşmesi sağlanmakta, kurutulan parçalar kullanılacak büyüklüklerde kesilmektedir. Bu parçalar ilerde eğilmemesi için harlı ateşte ısıtılıp baskılanmaktadır. Tarak yapımında boynuz sırayla iyeleme, törpüleme, dişlerin açılması, rendeleme gibi işlemlerinden de geçirilmekte, son olarak parlatılıp kullanıma sunulmaktadır. Üretilen parçalar elde yapıldığı ve her boynuzun içinin parmak izi gibi bir birinden farklı olduğu için ölçüleri, renkleri ve desenleri birbirinden farklılık göstermektedir.

Selçuklular döneminde kültürel ve ekonomik açıdan en önemli merkezlerden birisi olan Sivasgeleneksel el sanatlarının ön plana çıktığı iller arasında yer almaktadır. Ancak günümüzde boynuz işlemeciliği de yemenicilik ve gümüş işlemeciliği gibi Sivas’ınyok olmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarından birisidir. Kemik tarak işlemeciliği 50-60 yıl öncesine kadar 5-6 atölyede yapılmaktayken sanatın son temsilcilerinden İhsan Kutluca sağlık sorunları nedeniyle çalışmalarını devam ettirememiş, uzun yıllar kemik tarak üretimi yapılamamıştır. Sivas’ta bu işe gönül veren ve asıl mesleği bıçakçılık olan Fatih Duran,bugün bu sanatı yeniden canlandırılmaya çalışmakta, geleneksel boynuz işlemeciliğinin yöntem ve tekniklerini önceki ustaların çalışmalarını takip ederekatölyesinde uygulamaktadır. Duran atölyesinde bıçak sapı, tarak yaparken başka bir sanatkâr olan Hayati Ünsal’da Duran’ın boynuzdanhazırladığı tarak ve takılara kakma, oyma ve çakma teknikleri kullanarak el işi süslemeler yapmakta, boynuz işlemeciliğini başka bir boyuta taşımaktadır.

Gelenekselsanatın devam ettirilebilmesi için cazip hale getirilmesi, çırak yetişmesi, maddi ve manevi desteklenmesi gerekmektedir.Çok zahmet ve emek gerektiren bu geleneksel sanat gönül verip öğrenecek ve gelecek nesillere aktaracak kişileri beklemektedir.