Orhan ARSLAN /Eğitimci -Yazar

Tarih: 08.08.2015 17:39

ŞEHİTLER ÖLÜR VATAN BÖLÜNÜRMÜŞ

Facebook Twitter Linked-in

ŞEHİTLER ÖLÜR VATAN BÖLÜNÜRMÜŞ

            Yanlış duymadınız, yukarıdaki bu söz, Ülkemde kendisine sanatçı denilen, adını bile anmak istemediğim, sorumsuz kişiye ait.  Yine bir başkası; şehit olan kardeşlerimize; Niyazi yakıştırmasını yapacak kadar, adi biri. Ben bu adamlara çok görmüyorum. Çok gördüğüm; bu adamları, adam sanıp peşinden giden saf insanımız. Bunları, bize kendilerine ait; tüm medya kuruluşlarında; sanatçı diye yutturmaya çalışan; amaçlarının ne olduğunu bilmediğim, medya yöneticilerine, çok görüyorum.

            Israrla örnek aldığımız, Batılı devletlerde; kimlere sanatçı sıfatının verildiğini, iyi araştırsınlar. Tüm amaçları; ortaya koyduğu eserlerde para kazanmaktır. Kazandıkları paralar ile; lüks bir hayat içerisinde; yaşamaktır. Topluma sundukları ürünlerin; topluma ne verip, vermediği, umurlarında değildir. Toplumun tüm değer yargılarını; yıpratmak, hedef almak, yok saymak; birinci görevleridir. Bazen, yukarıda verdiğim örnekte olduğu gibi; Toplumun nerede ise; tamamına yakınını, karşılarına alacak, açıklamalarda bulunurlar. Akıllı olduklarından değil, ne yaptıklarını bilmediklerinden bu duruma düşmektedirler. Gelen tepkiler üzerine; çark etmeyi, ben öyle dememiştim, demeyi.., yalandan da olsa özür dilemeyi, adet haline getirmişlerdir. Kısacası; hiç, bir şeyde samimi değillerdir. Yaşadıkları bireysel hayatları, çalkantılarla doludur. Toplumun gündeminde kalmak için; Aile içi ilişkilerini deşifre etmekten, yalan, dolan olaylardan, fayda ummaktan zevk alırlar.

            Onlar hakkında söylenecek çok şey var. Ancak, ben bu kadarla yetineceğim. Çünkü, dolaylı da olsa; onların reklamını yapmak istemiyorum. Halkımın, saf ve temiz insanlarının; özellikle genç neslimizin; onları rol model, olarak almalarını, kabullenemiyorum. Yaşantılarında; ahlaki değerlere önem vermeyen, tüm değer yargılarımızı dışlamış ve karşısına almış olan bu insanları; gönül istiyor ki; toplumun tüm katmanları da; dışlasın. Onları yok saysın. Onlara bir takım sıfatlar vererek; genç nesle örnek göstermesin.

            Olağan üstü olayların olduğu şu günlerde; bu kadar sorumsuz bir açıklamayı, kim yapar? Siyasilerin bile; kelimeleri seçerken, dikkatli davranmaya çalıştığı bu şartlarda; Ancak, aklı yerinde olmayan, ne dediğini bilmeyen, zırvalamayı, bir maharet zanneden insanlar, yapabilir. Bu tür açıklamalar, var olan sıkıntıyı daha da çoğaltır. Adamlar, bunun bile, farkında değiller.

            Beklentimiz, özellikle genç neslimizin; bu tür olayları iyi takip edip; kendilerinin değer yargılarını hedef alan, açıklamalar yapan, bu adamlara; gereken tepkiyi vermeleridir. İsimlerinin önünde; hangi vasıf, sıfat ne olursa olsun; onların özlerinde; Bu Vatana ve Yüce MİLLETE karşı; bir kin, en azından bir alaylı bakış taşıdıklarından, haberdar olmalarıdır.

            Bu olaylar gerçekleştiği zaman; derinden bir acı yüreğimi kaplamaktadır. GENÇLİĞİM EYVAH, diye slogan haline getirdiğim, sıkıntımızın ne kadar büyük olduğu ortaya çıkmaktadır. Senelerden beri; dilimizin döndüğü kadar, kalemimizin yettiği kadar, nefesimizin gücü kadar, her yerde, her alanda hep gündeme getirdik. Gençliğimiz eriyor, biz ise; sadece seyrediyoruz. Son gelişmeler üzerine; Devletin zirvesinden de; gençliğimizi; farkında olmadan ihmal ettik, onlarla yeteri kadar ilgilenemedik, açıklamalarının gelmesi, benim tespit ettiğim, bu gerçeğin anlaşılması adına; sevindirici bir durumdur.

            Geçen hafta içerisinde; SAYIN Hayrettin KARAMAN hoca efendi; bir makalesinde; aynı konuyu gündeme taşıdı. Bu alanda kafa yoran tüm insanlar, benimle aynı fikirdedir. Benim, yaptığımız tüm toplantılarda, arkadaş sohbetlerinde, makalelerimiz de, altını ısrarla çizdiğim; GENÇLİĞİM EYVAH, çığlığı umarım, tüm yetkililer tarafından yeteri kadar, duyulur. Gerekli önlemler ve tedbirler alınır.

            Yoksa; gençliğimizin, örnek olarak kimleri aldığı, ortadadır. Bu örnek alınan şahıslar;  gençliğimizi doğru yola iletmediği gibi, yanlış örnek olmaktadırlar. Üstelik, bu adamların; saçma, sapan hayatları; adına magazin denilecek, kontrolsüz yayınlarda; alabildiğine reklam, edilmektedir.  Bu konuda Devletin, denetleme mekanizmasını oluşturan yetkili kurumu; göreve davet ediyoruz. Bu tür yayınlarda ahlak kavramının sınırı nedir? Reklam diye; Bayan vücudunun gösterilmesi ne kadar doğrudur?  Sınırsız, Aile içerisine yönelik; aldatma,  nikahsız ilişki kurmak, Aile geleceğine zarar veren bir durum değil midir? Bu tür ilişkilerin dolaylı olarak, reklamı yapılmaktadır. Ondan sonra; evden kaçmalar, şöhret olma uğruna mahvolan hayatlar, ahlaksız ilişkileri reklam etmeler, bunlara bağlı olarak; durmadan tırmanan Aile içi, şiddet; öldürme, yaralama, ayrılık, boşta kalan çocuklar, yıkılan aileler...

            Evet, bunların hepsi en kısa zamanda tedbir alınması gereken konulardır. Sonra kılavuz olarak, yukarıda sıraladığımız adamlar alınırsa; sonuç, kaçınılmazdır...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —