Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar


Savkıyat Var! (Sevkiyat Var!)

Kahramanmaraş’ta otobüs şoförleri, bizim yaşta olanlar bilirler; garajda simsarlık yapan Koreli dayı vardı.


Bir gün otobüse zarf vermeye gittim. O sırada asker gönderme vardı. Koreli dayı heyecanla bir o yana, bir bu yana koşuyordu.
Sordum:
— Hayırdır Koreli dayı, ne var?
— Savkıyat var, savkıyat var! (Sevkiyat!)

Heyecandan gözü bizi bile görmüyordu.

Bugünlerde Suriye’de rejime karşı gelenler bir araya gelmiş, ellerindeki silahlarla rejim askerlerini kovalıyorlar. Rejim askerleri ise uçaklarını, tanklarını, toplarını ve dünya kadar cephaneliği geride bırakarak Şam’a doğru çekiliyorlar.

Bir televizyon kanalı mikrofonu, 11 yıldır Türkiye’de yaşayan ve burada tedavi gören bir gence uzattı. O da heyecanla:
— Savkıyat var!
dedi. Bu söz, rahmetlik Koreli dayıyı aklıma getirdi.

Ancak baş belli değil, kıç belli değil! Suriye’nin sonu hiç iyi gözükmüyor.

Son tehlike de, muhalifler "ganimet paylaşımı" kavgasına girerlerse çok can yanar, çok kan dökülür. Suriye bugün 5 parçaya bölündü, o zaman 20 parçaya bölünür.

Türkiye’nin desteğiyle kurulan Özgür Suriye Ordusu (yeni adıyla Suriye Milli Ordusu, SMO), şimdilik temkinli bir şekilde kenardan izliyor. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da cuma namazı çıkışı temkinli açıklamalar yapıyordu.

PKK-PYD ve ABD’nin kurduğu örgütler ise petrol yatakları üzerinden olan biteni izliyor, herhangi bir müdahalede bulunmuyor.

Büyük Oyunun Aktörleri
Rusya, Lazkiye’deki üs ve limanlarına çekiliyor.
İran ise "geliyorum" diyor ama ortada somut bir şey yok.
Halep, Hama ve Humus’ta kutlamalar devam ediyor. Sevkiyatlar sürüyor.

Bu gelişmelerin sonucunda ne olur derseniz:
Suriye’nin toprak bütünlüğü tamamen ortadan kalktı.

Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa, ülkenin bir bölümüne hâkim olabilir mi? Bu da zor görünüyor. Çünkü olaylar karşısında herkes bir adım geride duruyor. Perde arkasında büyük bir oyun dönüyor.

Sözün Özü:
Bu iç savaştan İsrail kârlı çıkacak ve topraklarını genişletecek. ABD ise terör örgütleriyle iş birliği yaparak petrol yataklarının tamamını ele geçirecek. İran ve Rusya ise Akdeniz’deki limanlarını ve hava üslerini korumaya devam edecek.

Türkiye’ye gelince; aç, yoksul ve ekonomisi zayıf bir Şam, Hama, Humus, Halep, Lazkiye ile birkaç il ve köy kalacak gibi görünüyor.

Sağlıkla kalın, güzel kalın.
İyi günler!