Türkiye ve dünyadaki tüm insanlar kötü değil, ancak kötülerin sesi daha çok çıkıyor. Kontrolsüz televizyon yayınları ve sosyal medya dizileri, toplumun ahlakını bozarak aile yapısını tehdit ediyor. Özellikle gençlerin ahlaki değerleri erozyona uğruyor ve toplumun temel taşı olan aile, bu süreçten olumsuz etkileniyor.
Günümüzde televizyon ve sosyal medya, Türk ailesinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Artık bireylerin toplumsallaşma sürecinde aile üyeleri kadar etkili bir rol oynayan kitle iletişim araçları, popüler kültür ürünleriyle hayatımızda derin izler bırakmaktadır. Bu durum, zamanla ailede var olan kültürel değerlerin yozlaşmasına ve aile yapısının zayıflamasına neden olmaktadır.
Bu çalışmada, Türk aile yapısının televizyon ve sosyal medya uygulamaları, özellikle TikTok ile olan ilişkisi ele alınacaktır. Ayrıca televizyonun kültürel değerler üzerindeki etkisi tartışılacaktır. Literatür taraması yöntemiyle yapılan bu incelemede, mevcut bilgiler sentezlenerek televizyon ve TikTok’un Türk aile kültürüyle olan etkileşimi açıklanmaya çalışılmıştır.
Televizyon ve sosyal medyada yayımlanan mafya dizileri, toplumu olumsuz etkiliyor. Bu içerikler insanları şiddete yönlendirmekte ve toplumsal huzuru bozmaktadır. Bu tür yayınlar nedeniyle mekan basanları, insanlara acımadan saldıranları haberlerde sık sık görür olduk. Bu tür kötü örnek oluşturan içeriklerin yasaklanması ve bu konuda daha sıkı tedbirler alınması gerekmektedir.
Çarpıcı Bir Örnek: Köpek Irkları ve Önyargılar
Dünyada yaklaşık 736 ila 800 köpek ırkı bulunduğu tahmin edilmektedir. Bazı ırklardan sadece birkaç örnek varken, diğerleri daha tanınmış ve yaygındır. Ancak saldırgan davranışlarıyla tanınan birkaç ırk yüzünden tüm köpekler suçlanmaktadır. Halbuki köpekler insanlık tarihinden bu yana sadakatleri ve korumacı içgüdüleriyle bizim yanımızda olmuştur. Avcılık, çobanlık, bekçilik ve arama-kurtarma gibi pek çok alanda insanlara hizmet eden bu dostlarımız, önyargıların kurbanı olmamalıdır.
Bu durumu başka bir örnekle açıklayabiliriz: Bir fabrikada 3 bin kişi çalışıyorsa ve içlerinden biri suç işliyorsa, tüm fabrikanın kötü olduğunu söylemek doğru olmaz. Aynı şekilde bir şehirde meydana gelen toplumsal olaylardan birkaç kişinin davranışı, o şehrin tamamını suçlamayı haklı çıkarmaz.
Benzer şekilde, Suriye’de Esad rejimi yıllardır binlerce kişiyi öldürmüştür. Ancak Esad’ın zalimliği yüzünden tüm Suriyelilere katil demek büyük bir haksızlık olur. Aynı şekilde Gazze’de soykırım yapan İsrail hükümetine karşı çıkan ve yıllardır gösteri düzenleyen Yahudilerin varlığı da tüm bir topluluğu genellemenin yanlış olduğunu göstermektedir.
Sonuç ve Öneriler
İyi ile kötüyü ayırt ederek, iyi insanlara güvenmek zorundayız. Isıran bir köpek ile sadık bir dostu birbirinden ayırt ettiğimiz gibi, toplumsal ilişkilerde de bu özeni göstermeliyiz. Tüm toplumu genellemek ve cezalandırmak adaletle bağdaşmaz.
Devletimiz, Türk aile yapısını tehdit eden diziler ve filmleri denetlemeli, toplumun birlik ve beraberliğini korumalıdır. Türk-Müslüman aile yapısını muhafaza etmek için gerekli adımlar atılmalı ve medya üzerindeki kontrol mekanizmaları güçlendirilmelidir.
Bugün 8 Aralık 2024 Pazar. Keyifli bir pazar günü geçirmenizi dilerim. İyi okumalar ve mutlu günler!