Ünal TAN / İlahiyatçı


“HUŞÛ NEDİR?

Bir adam Behlüldane hazretlerine huşu hakkında soru sorar.


O da cevaben;
"Bu adama ağzına kadar doldurulmuş bir tas zeytinyağı verin. 
Yanına birkaç asker koyup, şehrin sokaklarını dolaştırın.
Eğer bir damla yağı yere dökerse, başını vurun” der.
Hikmetini anlamazlar ama mutlaka bizim Behlüldane bir şeyler anlatacak diye, dediğini yapmağa koyulurlar.
Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra da salimen döner. 
Behlüldane sorar:
Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün? 
Adam cevap verir:
Ben tastaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim.”
Behlüldane tekrar sorar:
Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez nasıl duymazsın?” 
Adam:
Aman efendim bana öyle bir dert verdiniz ki, başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum ne de gördüm” der.
Behlüldane Hazretleri hikmetli sözünü kondurur: 
Namaz kılarken Azrail’in başında bekler vaziyette olduğunu, bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen, başka bir şey hatırına gelmez. 
Sen de o zaman huşu içinde namazını kılarsın” demiş.
Allahüteâlâ cümlemize huşû içinde namazlar kılmayı nasip eylesin. Âmin ! Âmîn ! Âmîn !