FİRAVUNLAR DİYARINDAN KÖTÜ HABER, MUHAMMED MURSİYE İDAM KARARI;
" HİÇ DEĞİŞMEDİN BE MISIR, ZİNDANLARİNDA YUSUFLAR BAŞINDA" FİRAVUN!..."
İsterseniz konuya buradan başlayalım; Olaylara sathi, yüzeysel bakarsak anlayamayız, kavrayamayız Bölgeyi tarihi ve coğrafi olarak geniş bir perspektif çerçeveinde ele almamız gerek. Bu paylaşımda yinede ben yüzeysel gitmek istiyorum obir türlü ele almamız birazda sizlerin isteğine bağlı. Meseleyi tek bir kişiye anlatabilmem bile benim için büyük bir mutluluk vesilesi olur. İslam coğrafyası bu kafayla giderse, değişmedi, değişmez, değişmeyecek te. Daha çok Hasan El Ben naları, Seyyid Kutupları, Mursileri, Esmaları, Şeymaları Emperyalist sömürücü kâfirlere kurban veririz.
Öncelikle şunu çok ama çok iyi bilmemiz lazım. Topyekûn İslam dünyasındaki özellikle bizimde içinde bulunduğumuz, Batılı Emperyalistlerin Orta doğu ismini taktıkları bu coğrafyadaki ülkelerin kaderleri biri birine bağlı. Ya topyekûn silkinip ayağa kalkarız ya da ebediyen batılı emperyalistlerin kölesi olmaya razı oluruz. Peyder pey bu iş olmuyor.
Şimdi sorarım sizlere? Bundan 5-6 yıl öncesinden adına Arap Baharı denilen, bizimde gerçekten bahara hasret kaldığımız için bahar zannedip sevindiğimiz bir hareket başladı. Önce Tunus, ardından Libya, daha sonra Mısır bu ülkelerde yönetimler değişti. Değiştide ne oldu? Kuklaların biri gitti başka bir kuklayı iş başına getirmedilermi? Örneğin Mısırdaki bu FİRAVUN obirinden daha eşet degilmi? Suriyede zalim Eset gidince ne değişecek?
Karamsar bir tablo cizipte sizleri hayal kırıklığına sevketmek istemem. Allah´u Teala İnşirah Suresi
5-6 ayetlerinde bizlere şöyle hitab ediyor;
Bismillahir Rahmanirrahim
" ve innemeal usri yusran, İnnemeal usri yusra "
MEALİ
" Her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. Muhakkak her zorluğun yanında bir kolaylık vardır. "
(İnşirah suresi 5-6 ayetler)
Evet, biz çözmeye azmerder onun yolunu yöntemini bilirsek çözülmeyecek hiç bir problem, aşılamayacak hiç bir engel yoktur.
PEKİ NELER YAPMAK LAZIM?
En başta yeni bir Osmanlı ruhuna sahip olmak lazım.
Bulunduğumuz coğrafya Osmanlı yıkıldıktan sonra parçalanıp, Devlet demeyelim Emperyalist Batının elinde oyuncak olan küçük küçük Devletcikler haline geldiler.
Öyle acınası bir haldelerki birinin gırtlağı obirinin elinde. Farklı farklı rejimler,çeşitli etnik ve mezhebi guruplar, birbirini yok etmeye matuf hesaplaşma!
ÇÖZÜM;
1- Öncelikle bölgede bu farklıkları minum seviyeye indirecek bunlara tabir caizse Ağabeylik yapacak güçlü bir Devletin olması lazım.
2- Enerji ve diğer yeraltı kaynakları bakımından dünyanın en zengin coğrafyasında bulunuyoruz. Batılı Emperyalist ülkelerin gözü bu coğrafyada tek tek bunlarla Baş edemeyiz ortak savunma gücümüzü bir an evvel kurmamız lazım.
3- Ortak para birimine gecmemiz lazım sattığımız petrol ve hammaddeyi ithal ettiğimiz malları bu para birimi ile ( ithalat ve ihracat) bu para birimi ile yapmamız lazım. Adam adına Dolar denen bir kağıtla dünyayı sömürüyor buna asla fırsat vermememiz lazım.
Bunları madde, madde uzatmak lazım ama bu nihayetinde bir paylaşım. Fazla uzatıp sabrınızı zorlamak istemem. Bir madde daha koyacağım ama belki beni yadırgar sınız ama olsun
4- Hilafetin yeniden gündeme sokulup tartışılması, tartışmadanda
Öte tartışmasız olarak yeniden kurulması lazım. Bu paylaşım bukadar yeter.
Baştada ifade ettiğim gibi bölgenin coğrafi konumu itibariyle ele almak istediğim bir paylaşım yapmak isterim. Bu benden ziyade sizlere bağlı tek kişi bile istese ben bilgimi onunla paylaşmaya hazırım lütfen yorumunuzla
Bunu belirtiniz.
Not: iki Şiir paylaşacağımı belirtmiştim konu uzadığı için bir şiirimle yetiniyorum. Saygı ve sevgilerimle.
İSLÂM COĞRAFYASİ VE HALİ PÜR MELALİMİZ;
Bir hazin manzaraki, sızlatır yürekleri
Hayalden kurtulup bir an görelim gercekleri,
Tespih tanesi gibi dağılmış Müslüman lar
Başlarına baş olmuş ipotekli adamlar.
Kimin başında bir şeyh, kimisinde kral var,
Geçit vermez İslama, taştan katı kurak var
Hiç birinin rejimi, benzemez diğerine,
Viran olmuş gönüller dönmüş yangın yerine
Elli iki devletcik, hep alt alta dizilmiş
Üstteki tepinirken, alta düşen ezilmiş
Sınırlar kanla değil, cetvel ile çizilmiş,
Birinin mülkü alınıp, diğerine yazılmış
Sınıra dikilen her taş, olmuş bir çıban başı
Bir sınır taşı için kopar kıyamet savaşı
Birimiz, diğerine amansız düşman edildik,
Zalim karşısında kedi, mazluma aslan kesildik
Müslümanın gırtlağı, elinde Müslümanın,
Bu husran değil ise? Manası ne husranin?
Sabahı haşre kadar sukuta dalmış devler,
Devlere bekçi olmuş, çöldeki bedeviler
Şeytanlar taht kurmuşken şu gönül sarayında,
Dağda şeytan taşlanır senenin bir ayında!
Nolur Allah aşkına, bir taşta kendine at,
Tüm mazlumlar kurtulsun haydi eyleme inat...
Ali Rıza Taçlı Mayınlı yol Sivas 1995
Not: bu siirimi, 18-3-1995 tarihinde kaleme aldım ve Mayınlı Yol isimli Şiir kitabımın 93-94 sayfalarina
Kayıtlıdır.
21 yıl geçmesine rağmen değişen hiç birşey yoktur.