Es Selamü Aleyküm ve Rahmetullahi ve Berakatuh.Horasan saray erkânından olan, sultanın sofrasını hazırlayan bir kadın, sofraya yemek koyarken eğilir ve doğrulamaz.
Sultanın hekimleri kadına bugünün tabiriyle "eklemlerinde romatizmal şişme" tanısı koyarlar.
Sultan derhal kadının iyileştirilmesini emreder.
Hekimler, uzun uğraşlar sonucu tedavi olarak;
"Tedbir-i Nefsani" yani "Psikoterapi" ye başvururlar.
Hekimler, kadından çarşafını çıkarmasını ve beline bakmaları için alt giysisini açmasını isterler.
Bu emir karşısında ne yapacağını şaşıran kadın, çok çok utanarak ve zorlanarak söylenilenleri yapar.
Yüzü ve ilgili yerleri bir anda açıkta kalıverir. Bu durumdan öyle utanır, öyle utanır ki bedeninde yüksek derecede bir ısınma vuku bulur.
Aniden yükselen bu ısı, eklemlerinde bulunan romatizmal sıvıyı çözecek kadar şiddetli olur.
Netice olarak kadıncağızın eklemlerinde oluşan şişme beden ısısının tesiri ile aniden iyileşir ve beli doğrulur.
İbn Sina'nın Kitabul Mebde'sinde anlattığı bu rivayeti okuyunca kapattım gözlerimi ve uzun uzun düşünmeye başladım.
Ne hekimler varmış değil mi?
Nasılda çözmüşler işi diyesim geldi bir an.
Ama böyle değil işte efendim, bu işler böyle değil..
"Ne hatunlar varmış" demeliyim.
Ne hatunlar varmış ki;
tedavi niyetiyle bile olsa, örtüsü açılınca eklemlerindeki sıvılar çözülecek kadar edebe ve utanca sahiplermiş.
Şimdi örtümü kaldı ardına saklanacak?
Haya nerede arayıp bulacak?
Çoğu genç kızlarımız daha evlenmeden rahimlerinde miyomlar kistler taşıyorlar.
Bakın büyük Muhaddis İmam Nevevi, Efendimizin "giyinik çıplaklar" hadisini görünce nutku tutuldu, tek kelime şerh edemedi!
Açıklama yapamadı.
Bilemedi, anlayamadı..
"Giyinik çıplak" nasıl olurdu ki?
Tasvir edemedi bir Müslüman kadının hem giyinmiş hemde çıplak oluşunu..
"Allah'ın bir mucizesidir herhalde" notu düşebildi sadece..
Şimdi bir çıkalım sokağa, görür müyüz Efendimizin "kıyamet alametleri" olarak bildirdiği bu hadiste tarif ettiklerini?
Elbette görüyoruz, giyinik çıplakları...
Benim aklım almıyor, bir insan hem bu dine inanıp, hemde giyindikleri sebebiyle "yürüyen kıyamet alameti" olmayı nasıl göze alır?
Neyi kazanırken, neyi kaybediyoruz?
Muhasebe edelim..
Rasulunun emirlerini çiğneyen hangi kul saadeti bulmuş ki siz bulacaksınız?
Midesine,nefsine hakim olamayan insan evvela edebini sonra sağlığını yitirir.
İlk babamızı hatırlasanıza..
Adem Aleyhisselam'ın yani "ilk insanın" imtihanı da midesi değil miydi?
Ne oldu yasak olanı yedikten sonra?
-Örtüleri düştü ve çırılçıplak kaldılar.
Burda durup düşünesi çok şey yok mu?
Yine eski alimlerin bildirdiğine göre; talebelerin önüne bir kağıt atılır, nasıl eğilip aldıkları gözlemlenirmiş.
Edebe riayet ederek dizleri üzerine çömelir alırlarmış..
Bu misalde bize öğretiyor ki; Edep öyle bir haslettir ki, "bel fıtığı" olmaya bile engeldir.
Sen, yine de affet Rabbim..
Uyandır bu uykusu çok gözlerimizi...
Selam ve dua ile Allah'a emanet olunuz değerli kardeşlerim