Sabahları yürüyüş yapıyorum; çöpte gördüklerim beni düşündürüyor:
Ekmek – Ekmeği çöpe devlet mi attı?
Elbise – Çok az kullanılmış, hatta bazıları hiç giyilmemiş elbiseler… Bunları çöpe atan devlet mi, millet mi?
Türkiye’nin nüfusu 86 milyon. Diyelim ki bunun 16 milyonu bebek ve çocuk; gerçi bugün 3 yaşındaki çocukların elinde bile telefon var… Geriye kalan yaklaşık 70 milyon insanın elinde cep telefonu var. Bu cihazların büyük kısmı ithal ve daha iki yıl geçmeden “modası geçti” diyerek çöpe atıyoruz. Bunu kim yapıyor? Devlet mi, millet mi, dostlar?
Şimdi en önemli noktaya geliyorum:
Banka verilerine göre, yurt dışından gelen döviz ve yastık altındaki birikimler sayesinde bankalarda, Türkiye bütçesinin üç katı kadar nakit para bulunuyor! Büyük bölümü dolar ABD batarsa o dolarlar çöpe atılacak onu da bilin..
TBMM bütçe görüşmeleri tamamlandığında, 2025 yılı tahmini bütçe gelirimiz 308,5 trilyon TL olarak açıklandı. bunun üç katı milletin cebinde yastık altında döviz var..
Geçen yıl 256 milyar dolar ihracat yaptık, 320 milyar dolar ithalat gerçekleştirdik. Yani 64 milyar dolar açık verdik.
Peki bu açığı neden veriyoruz?
İthal ettiğimiz 500’den fazla ürün kalemi var. Cep telefonundan otomobile, muzdan parfüme kadar uzanan bir liste bu. Üstelik bu ürünlerin çoğunun muadili Türkiye’de mevcut.
Bir örnek vermek gerekirse, işte Türk yapımı cep telefonu markaları:
General Mobile
Vestel
Casper
Omix
Reeder
2024 yılında Mobil Cihaz Kayıt Sistemi verilerine göre:
13 milyon 629 bin 618 adet yerli üretim telefon,
14 milyon 496 bin 678 adet doğrudan ithal telefon
ve 892 bin 501 adet yolcu beraberinde getirilen telefon kayıt altına alındı.
“Para benim değil mi, istediğimi yaparım” diyorsanız, kusura bakmayın, o para sizin benim değil, milletin ortak servetidir. Milli serveti korumak zorundayız.
Yukarıda kayıt altına alınan kadar telefonun çöpe atıldığını hayal edin. Sonra da “Türkiye’de ekonomi bozuk” demeyin...
Son Sözüm:
Herkes tasarruf yapmak zorunda. Yamalanmış elbise giymeyelim ama eskimeden de yenisini almayalım.
Cep telefonunun yenisi çıktı diye eskisini çöpe atmayalım.
İthal muz yerine yerli muz tercih edelim.
İthal parfüm ve içki yerine yerli ürünlere yönelmeliyiz.
Tasarrufa aileden başlamalıyız.
Vatandaşın yastık altında tuttuğu para da ekonomiye kazandırılmalı.
Bu yazımı satır satır okuyun, birkaç kişi bir araya gelip tartışın, yorumlayın. okuyun ben diyorum ki ekonomi bozuk değil , bizi tüketim toplumu yaptılar üretim az , tüketim çok sıkıntı burada..
Ekonomiyi bozan devlet mi biz miyiz?
Serbest ekonomi ve serbest döviz anlayışı gözden geçirilmeli.
Vatandaşta döviz bulunmamalı.
Yeni yaşanmış bir olay:
Bir dostumuz, çocuğunu İngiltere'de bir dil okuluna yazdırmış.
Banka “dolar yatırın” demiş ama İngiliz bankaları doları kabul etmeyip sterlin istemiş.
Peki Türkiye’deki bankalar dolar ve euroyu adeta havada kapıyor.
Böyle bir sistem olabilir mi?
Devlet yanlışlarını gözden geçirmeli, Millet olarak bizde bu savurganlığa son vermeliyiz, bunun için diyorum, Türkiye de ekonomi bozuk değil !..
İyi günler.