Bir hafta önce yaz havası yaşanırken, 11 Nisan 2025 günü yağan kar ve oluşan don meyve ağaçlarını mahvetti.
Bu durum bize sadece doğa olaylarını değil, insan olarak kendi gidişatımızı da sorgulamamız gerektiğini hatırlatıyor.
İnsanoğlu Bozarsa, Bozulur! Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “İnsanların kendi elleriyle yaptıkları yüzünden karada ve denizde bozulmalar ortaya çıktı. Belki geri dönerler diye Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırıyor.” (Rum Suresi, 41) Doğanın dengesini bozan biziz. İsraf, çevreye saygısızlık, bencillik, ahlaki çöküntü ve Allah’ın koyduğu hudutları hiçe saymak, bizi felaketlerin içine çekiyor.
Pandemi, seller, depremler, mevsim anormallikleri – hepsi bir uyarıdır, bir tefekkür vesilesidir.
Geçmiş Kavimlerden Ders Almalı Tarih boyunca birçok kavim, azgınlıkları, zulümleri, isyanları ve ahlaki çöküntüleri sebebiyle helak edilmiştir.
Lut Kavmi’ni hatırlayalım; ahlaki sapkınlıkları yüzünden helak edildiler.
Ad ve Semud kavimleri, kibirleri ve nankörlükleriyle kendi sonlarını hazırladılar. “Nice memleketler var ki, halkı zulmetti de biz onları yok ettik.
Harabeleri duvarları çöküp yıkılmış durumda, nice terkedilmiş kuyular ve nice sağlam saraylar...” (Hac Suresi, 45) Tövbe Kapısı Açık, Umut Var Allah Teâlâ’nın rahmeti sonsuzdur.
Bize düşen, bu uyarılardan ibret almak, tövbe etmek ve salih bir kul olmaya çalışmaktır. “Ey iman edenler! Hep birlikte Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.” (Nur Suresi, 31) Her birimiz kendi nefsimizi sorgulamalıyız. “Ben yapmıyorum” demek yeterli değil; toplumun ahlaki çöküşüne sessiz kalmak da bir vebaldir.
Kötülük karşısında susan dilsiz şeytan olur, buyurmuştur Efendimiz (sav). Ne Yapmalıyız? Tövbe edelim. Hatalarımızdan dönelim, af dileyelim. İslam'ı öğrenelim ve yaşayalım.
Bilmeden yaşamak, gaflet içinde olmaktır. Salih ameller işleyelim. Yardımlaşma, dürüstlük, adalet ve tevazu ile hayatımızı donatalım.
Doğaya ve çevreye sahip çıkalım. İsraf etmeden, şükrederek yaşayalım. Dualarla Rabbimize yönelip af dileyelim.
Son Söz: Her Felaket Bir Feryattır Felaketler bizi korkutmak için değil, uyandırmak için gelir. Rabbimiz bizleri uyarır; çünkü sever. Önemli olan bu işaretleri okuyabilmek, gaflet perdesini aralayabilmektir. “Allah kullarına zulmetmez; fakat insanlar kendilerine zulmederler.” (Yunus Suresi, 44) Gelin hep birlikte, kendimize çekidüzen verelim. Tövbelerle, dualarla, bilinçle yaşayalım.
Bugün bir başlangıç olsun. Rabbim, bizleri affetsin, doğru yola iletsin ve rahmetiyle kuşatsın.
Selam ve dua ile…