Bu mecralar, insanların dinini, ahlakını ve maneviyatını çaldığı gibi, “lay lay lomcu” bir neslin yetişmesine de zemin hazırlıyor.
Camiye gidiyorsun, namaz kılan sayısı azalmış. Kiliseye gidiyorsun, birkaç kişi kalmış. Havraya bakıyorsun, durum aynı... Görüyoruz ki, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada dinlerde bir yozlaşma yaşanıyor.
Yahudilik, Hristiyanlık, İslam ve Bahai dinleri; İbrahim’in Tanrı geleneğini sürdürdükleri için “İbrahimî dinler” olarak adlandırılır. Ancak bugün bu dinlerin hepsinde bir çöküş var.
Peki, biz dinleri ne kadar tanıyoruz?
Hinduizm, Musevilik, Budizm, Hristiyanlık ve İslam’ı gerçekten biliyor muyuz?
Unutmayalım: Tarikat din değildir!
Peygamber Efendimiz (s.a.s.), Ebû Hureyre’den rivayet edilen bir hadislerinde şöyle buyurmuştur:
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak; bunlardan biri (Fırka-i Naciye) kurtuluşa erecek, diğer yetmiş iki fırka ise cehenneme gidecektir.”
Mezhep de din değildir.
Mezhepler, yöresel iklim ve yaşam şartlarına göre ibadeti kolaylaştıran yolların adıdır. Hanefî, Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezhepleri; farklı coğrafyaların soğuk, sıcak veya nemli iklimlerine göre ibadetleri kolaylaştırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. Tek din, İslâm’dır.
Bugün dünyada İslam, Hristiyanlık, Musevilik, Budizm ve Hinduizm gibi büyük dinler var.
Fakat İslam’a mensup toplumlar —diğer dinlerdeki gibi— Z kuşağına dini öğretmekte zorlanıyor. Sonuç ortada: cinayet, hırsızlık, soykırım, devlet malına el uzatmalar...
Eleştirmek kolay, peki ne yapacağız?
Bu soruyu herkese soruyorum, ama cevap yok.
İnterneti yasaklasak olmuyor…
Ahlaki kuralları uygulasak, o da olmuyor…
Dünya çözüm arıyor ama bulamıyor. Herkes çaresiz.
Dinden uzaklaşan, değerlerini unutan bir nesil yetişiyor.
Semavi dinlerde fırka fırka bölünmeler devam ediyor.
Bugün ailesini, evladını ve kendisini kurtarabilen kişi en büyük kahramandır. Çünkü ölüm var, ölüm!
Türkiye senin olsa ne olur? Üstüne bir de Amerika bonus versin, ahirette hiçbir faydası yok!
Mesele burada. Allah , Allah diyelim
Hayırlı günler diliyorum.
