Ünal TAN / İlahiyatçı


Son kazanan dürüst olandır.

“Bilge bir kral yaşlanır ve görevini halkından akıllı, sorumlu ve dürüst bir gence emanet etmek ister.


Ülkesinin gençlerini toplatır, ellerine birer buğday danesi tutuşturur ve ‘Seneye burada kim bu daneyi saksıda daha iyi beslerse’ yeni kralınız o olacak diye ilan eder.

Ertesi yıl meydanda toplanan ellerinde koca boylar atmış başaklı buğdaylarla gelen gençlere bakar kral.

Arkalarda bir gencin saksısı boş olarak ve mahcup şekilde beklediğini görür, yaklaşır.

Buğdayına ne olduğunu ve neden üzüntülü beklediğini sorar.

Genç, ‘Efendim, buğdayıma elimden gelen en iyi şekilde bakmaya çalıştım, lakin ne yaptıysam yeşermedi, bu yüzden huzurunuzda mahcubum.” cevabını verir.

Kral gencin elinden tutup onu kürsüye çıkarır ve halka hitap eder:

‘Ben aranızdan en dürüstünü ve en güvenilir olanı seçmek istedim. Bu yüzden sizlere suda pişirilmiş daneler verdim. Buğdaylarınız yeşeremezdi. Aranızdan bu genç dürüstlüğünü terk etmedi ve başarısız olsa da cesaretle gerçekle yüzleşti.

Güvenli geleceğinizi yönetecek olan ve sizin de idarenizi korkusuzca emanet edebileceğiniz yeni kralınız işte bu gençtir.’

Bu hikâye bir efsane bile olsa, hayatın nihai gerçeği budur.

Yalancının mumu yatsıya kadar yanar derler. Yalancı hayat imtihanı süresince kandırabilir, ama imtihan bitince gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya çıkar.

Dosdoğru olmayı emreden Evren Saltanatı’nın Sultan’ı, ‘Herkese yaptıklarının karşılığı verilecek ve kimseye zerre haksızlık yapılmayacak.’ (Nahl, 111)

Öyleyse ‘hayatımdaki buğdayları dürüst yollarla yeşertemiyorum.’ diye üzülmeyelim.

Dürüstlüğümüzün işe yaramadığını sanmayalım.

Cennet sadece dürüstlerin yurdudur ve dünyada namları hayırla anılanlar da her zaman dürüst olanlardır.

Buğdayı yeşertemeyen gence dürüstlüğü bedel ödetti, belki alaya alındı, belki küçümsendi. Ama filmin sonunu kazanan kahraman o oldu.

Selam ve dua ile Allah'a emanet olun değerli kardeşlerim benim.. Duâ eder dua bekliyorum...