Ünal TAN / İlahiyatçı


İSA PEYGAMBER bir gün köye uğrar.

Köyde bir elbise boyacısı vardır ki bütün köylüler kendisinden sikayetçidirler.


Çünkü boyacı elbiseleri boyamak için bir yandan sularını kesmekte, bir yandan da boyalarla suyu kirletmektedir.

Köylüler toplanarak hep birden boyacıyı İsa Peygamber'e sikayet ederler ve "Ey İsa!..." derler.

"Bu adama öyle bir beddua edin ki gidişi olsun, fakat bir daha dönüşü olmasın."

Bunun üzerine Isa Peygamber de söyle dua eder:

"Allah'im!.. O adama öyle siyah bir yılan musallat et ki, onu sokup öldürsün. Bir daha da gelmek nasip olmasın."

Boyaycı her zamanki gibi yine yanına üç ekmek alarak suyun kenarina gider ve elbiseleri boyamaya koyulur.

Tam bu sirada yaninda bir abid (kendisini Allah'a ibadete adayan bir kimse) beliriverir.

Abid oradaki dağlardan birinde ibadetle meşgul olmaktadır.

Boyacıya selam vererek ona, "yanında yiyecek içecek bir seyin var mi?

Şu kadar zamandır ağzıma bir lokma ekmek bile atmadım.

"Kendisini görsem veya koklasam yine bana yetecek" diye çok aç olduğunu bildirir.

Boyacı hemen elini çantasina atar ve bir ekmek çıkararak abide uzatır. Abid halinden memnun, "Ey boyacı!..." der. Allah (c.c) senin günahlarini affetsin, kalbini artırsın."

Boyaci ikinci ekmeği de uzatinca abid, "Ey boyaci, Allah geçmis ve gelecek günahlarini affetsin" der.

Bu defa da son ekmeğini uzatınca "Ey boyaci, Allah (c.c) sana Cennette bir kösk nasip etsin" diye hayır duada bulunur.

Akşam olunca boyacı köye döner. Köylüler şaşkın şaşkın kendisini süzmekte ve neden ölmedigine hiçbir mana verememektedirler.

Kesin olarak inanmaktadirlar ki, Allah yolunun temsilcisi olan bir Peygamberin bedduasi muhakkak ki yerini bulmalıdır.

İşte bu düsünceler altında köylüler toplanarak hep birden yine İsa Peygamber'in huzuruna varırlar.

Durumu kendisine bildirince O da "Çağırın onu bana" der. Çağırırlar, boyacı da gelir, İsa Peygamber kendisine sunu sorar:

"Ey boyacı, anlat bakalim bugün ne iyilik yaptın?"

Boyaci, su başında bir abide rastlandığını, ona ekmeklerini verdiğini, her bir ekmek verişinde de ayrı ayrı duasını aldığını bir bir ortaya döker.

Durumu anlayan İsa Peygamber bu defa çantasını getirip açmasını söyler.

Adam da çantasını getirerek açar. Bir de bakarlar ki çantanın içinde simsiyah bir yılan çöreklenmis yatıyor. Herkes hayretten dona kalır.

İsa Peygamber yılana yaklaşarak "Ey siyah yilan!..." der.

"Anlat bakalım, neden bu adamı sokup öldürmedin?" Yılan derin bir mahcubiyet içinde söyle cevap verir:

"Ey Allah'in Peygamberi!... Emrinizi yerine getiremememin derin üzüntüsü içindeyim fakat dağdan birisi indi, ekmek istedi, boyacı da bütün ekmeklerini vererek onun karnını doyurdu.

Karnı doyan adam boyacıya ard arda üç hayır duada bulundu ki sormayın.

Bir melek ayakta durarak devamlı "amin (kabul et ya Rabbi!...)" diye yalvarıp yakardı.

İşte o sırada Allah (c.c) bir melek göndererek demirden bir gemle benim ağzımı gemletti, ben de boyacıyı sokup öldüremedim. O yüzden beni bağışlayın.

İsa Peygamber sonunda boyacıya müjdeyi vererek su tavsiyede bulunur:

"Ey boyacı!... Bundan böyle kendine yeni bir iş tut. Süphesiz ki Allah (c.c) seni bağışladı."

O adam bundan başka bir işe yöneldi. Kimseye zarar vermeden yaşadı.

Selam ve dua ile Allah'a emanet olun değerli kardeşlerim benim.