Akın DİNDAR


Hoş geldin ya şehri Ramazan

İstanbul'da geçen çocukluk yıllarımın en önemli ve bendeki anıları tarifsiz hatıralarla, anılarla dolu ramazan aylarıdır.


Ramazan ayı gelmeden herkesi bir heyecan ve neşe sarardı. Komşuluk ve akrabalık bağları çok farklıydı. Heyecanla gece sahura kaldırmalarını bekler ve sahur sofrasında neşe ile nasıl neler yediğimizi hatırlamazdık.
Heyecanla iftara doğru ezanı kapılar da bekler komşuların sesleri yankılanırdı mahallemizde. Kim ne pişirdi ise çocuklara kokmuştur komşum diyerek kapılara camlara tıklar paylaşmaktan mutlu olan ,
ablalarımız teyzelerimiz, ninelerimiz, dedelerimiz ve amcalarımız  vardı biz çocukların. Yugoslavyalı, Boşnak, Trakyalı, Sivaslı nereli olması hiç önemli değildi herkesin bir insanlık örneği sergilemesi paylaşımdan mutlu olması, komşusu hasta ise onunla hasta olması ,ağlayanla ağlayan gülen ile gülen mutlu komşulardık biz...
Tabaklara dolan yemekleri heyecanla ve neşe ile komşuları ile paylaşan ve mutlu olan güleryüzlü büyüklerimiz komşularımız vardı biz çocukların.
Süper Babaannemiz 90 yaşında Yugoslavyalı sürekli sepeti ile bizlere bir şeyler salar hadi çocuklar yiyin bakalım der mutlu olur bizlere el sallardı penceresinden.
Ne tabletimiz, ne cep telefonumuz ne de bilgisayarımız vardı ama etrafımız da bizleri mutlu eden birçok büyüğümüz kıymetli komşularımız vardı.
Ceplerimiz taşana kadar kuruyemiş dolduran, Aysel ablamız, ayakkabı ya da terliğimiz yırtılsa sökülse tamir edip sessizce kapımıza bırakan şeker dedemiz ökçeci Vahit amcamız vardı bizim.
Teravih namazına kalabalık gruplarla giden çocuklardık biz, cemaat başımızı okşar hediye verir para görmezdik ama daha kıymetliydi küçük şeylerle mutlu olan çocuklardık biz.
Namazda camide yaramazlık yapar safın bir ucu diğer ucuna devrilir yuvarlandık çocukların gülüşü sesi mutluluğu cami de yankılanır kimsede kulağımızı çekip camiden kovmazdı bizleri...
Namaz sonrası mahallede top oynar komşularımız kapıda oturur çaylarını yaptıkları keklerle yudumlar bizleri izlerlerdi...
Aslında her günümüz güzeldi ama ramazan da örf adet ve geleneklerine uygun yaşayan paylaşmaktan mutlu olan komşusu aç iken kendi tok yatmayan, komşusunun bir sıkıntısı olduğunda ona kol kanat geren büyüklerimiz vardı biz çocukların...
Çocuklara şeker gofret dağıtan dedeler ve ninelerimiz vardı...
Ramazan nasıl başlar biter anlamazdık...
Bayram arefesi sabahı her komşu kapısının önünü süpürür temizler, çeşit çeşit tatlılar böreklerin kokusu mahalleyi sarardı...
Bayram namazına gelen herkesin yüzü güler imam efendi çocukları çok severdi...
Mahallede ihtiyaç sahibi ailelerin çocuklarının her bayram kıyafetlerini eksik etmez, mağazaya götürerek temin eder vesile olurdu...
Süper babaannemiz Yugoslavyalı biraz gecikirse cama çıkar seslenir nerede kaldınız der bizi çağırır ve önce Boşnak böreği ve ayran sonrasında tatlı hadi çocuklar ne duruyorsunuz diyerek bizim yediklerimizden mutlu olurdu...
Yardıma muhtaç ailelere el uzatan memleketten gelen ürünlerini dolabına doldurmayıp komşuları ile paylaşmaktan mutlu olan insanlardı...
Trakya’dan kavun gelir kamyonla çocuklar çıkın istediğiniz kadar alın derdi komşumuz utanırdık bir bakardı annem kapımız da çuval dolusu kavun...
Çok mutlu ve huzurlu neşe ile geçen çocukluğumuz vardı bizim ,büyüklerimizin vesilesi ile....

Günümüzde ramazan sofraların da zenginin zengini ağırlama telaşı, yardım kolisini dağıtırken istenen TC numaraları, gizli değil genelde yardım yapılan kişiyi reklam etme, dillendirme...

Daha sayacak bozulan çok şeyler var ama örf adet ve geleneklerimize uygun yaşayarak bir hayat sürdürebilmeyi Mevla’m cümlemize nasip eder inşallah...

Kime bu konular da dokunsan bin bir özlem geçmişe yönelik neler değişti, nelerimiz kaybettik acaba...?

Huzurevlerinde yerin kalmadığı bir çağda yaşamak, “evlerde ayak bağı oluyor” diyerek, kaynana, kayınbaba, dede ve anneanne istemeyenler acaba yaşlanmayacak mı...

Büyüklerimizle canım cennet gülüm annemle geçen dakikam benim için tarifsizdi şimdi yokluğunda hep bir yanım eksik şimdi...

Aile büyüklerinden uzak telefon, tablet ve bilgisayarın dünyasında zamanlarını geçiren çocukların da karnesi ortada, öğretmenine büyüklerine saygıdan uzak, paylaşmanın mutluluğundan habersiz bir nesil...

Bizim çocukluğumuzdaki ramazanlara özlemle sağlıklı, mutlu ve huzur dolu sevdiklerinizle geçireceğiniz nice ramazanlara ve bayramlara inşallah.

Hayırlı Ramazanlar.