Bekir DOĞAN/ Gazeteci Yazar

Tarih: 11.03.2025 13:42

4. Levent – Kuzuluk Arası!

Facebook Twitter Linked-in

Şimdi gelin, biraz da kuzu kellelerinden ve ayaklarından, yani paçadan bahsedelim. Her ayaktan kelleden paça olmaz!

Kelle Paça denildiğinde bizden sorulur buraları !

İstanbul’daki dostlara da bir çağrım var: "Evimiz müsait, buyurun Adapazarı Akyazı ilçesindeki Kuzuluk Kaplıcaları'na, İhlas Kaplıca Evleri'ne gelin!" Dediğimizde, arabası olan hemen geliyordu ama aracı olmayanlar gelmek isteseler de bir türlü gelemiyorlardı. Bu durumu yaşayarak gördüm ki, bu iş akıl işi değil! vatandaş haklı, Ha 4. levent den gelmişin Ha Maraş'tan değişen bir şey yok..!

Kardeşim Cafer ile iki gün İstanbul turu yaptıktan sonra, bugün otobüs saatlerini öğrenip metro ile İstanbul otobüs terminaline gitmeye karar verdim. 11:00 Kuzuluk otobüsüne yetişmeyi planlıyordum. Saat 09:00’da Şenel hanıma , Cafer’e dua ederek yola çıktım.

Levent’ten bindim, Yenikapı’da indim, oradan da Atatürk Havalimanı'na doğru yola koyuldum. Ama hemen şunu söylemek isterim: İstanbul Havalimanı’ndan 4. Levent’e kadar, İstanbul içindeki metrolar çok modern ama Atatürk Havalimanı'ndan son durak olan metro köy otobüsüne benziyor, biraz dökülmeye başlamış, yenilenmesi şart. İstanbul Yiğit bir başkan bulurlarsa, yenilesinler derim.
Neyse, konuya dönecek olursak, saat 09:00’da yola çıktım ve Esenler Otogarı’na saat 10:45 civarı vardım. Saat 11:00 otobüsüne bineceğim, Kuzuluk Kaplıcaları'na gitmeyi planlıyordum ama işler pek planladığım gibi gitmedi. Diğer üç yolcu ile birlikte, otobüsün 11:00 seferi iptal edilmiş ve saat 13:00 otobüsüne bilet verildi. Diğer firmalarla Adapazarı’na gitmeyi düşündüm ama aktarmalarla Kuzuluk’a varmak zor olur diye düşündüm, bu yüzden 2 saatlik bir gezinti yapmaya karar verdim.

Metro Turizm’den bir bilet alarak gezmeye çıktım, çünkü Kuzuluk'ta Maraş Mutfağı günü olacak burada abiler benden çok hizmet bekliyorlardı, hakları vardı! 12:45’te otobüsümüz geldi, "Buyurun yolcular," dediler, ancak otobüsün hareket etmek için niyeti yok gibiydi. Dua ederek, bu seferin de iptal olmamasını umduk. Neyse ki, iki yolcu daha geldi ve nihayet hareket ettik, çok şükür!

Dağların tepelerinden, derelerin arasından, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden geçerek, Sancaktepe’ye doğru yol aldık. Adapazarı yolcusuyla otobüsümüz dolmuştu ama İstanbul’da geçirdiğimiz iki saat, yolculuğumuza değerdi. Çünkü gezmek ömürden sayılmaz, bunu bir kez daha öğrenmiş olduk.

Sevgili okurlarım : oruç olunca uyku bastırdı.. uyumamam dağları bağları görmem gerek , bana yeni konu gerek..!

Sancaktepe’den yola çıkarken, ilçe emniyet müdürlüğünün önünde ara sokaklarda kısa bir mola verdik. Nihayet ana yola çıkıp, "Ver elini Adapazarı," dedik ama jandarma hiç hesaba katmamıştık. Jandarma, kimlikleri sorguladı, otobüsü aradı.. Benim gibi ünlü, ünsüz bir yazarı aramadı, kimlik sorgulaması yapmadı.. oysa 45 yıllık bir gazeteci olarak polis ve jandarma ile aram her zaman iyidir.. Jandarma abilerinin biraz canım sıkıldı! neyse !

Adapazarı’nda iniş bindi yaptıktan sonra, Akyazı yolcularını aldıktan sonra yakıt ikmali, lavabo ve namaz ihtiyaçlarımızı giderdik. Bir de ne göreyim, mazot yerde akıyordu! Ağa zengin, mazotu biraz da yerlere akıttı. Sonra Akyazı sapağından çıkarak ilçe merkezinde üç ayrı noktada vatandaşı indirdik ve Kuzuluk yolcuları olarak sadece 5 kişi kaldık.

Mübarek Müslüman Kuzuluk Mahallesi’nin dağları ve ormanları gerçekten muazzam bir manzara sundu. Çiçekler açmış, bahar çiçekleri kokusu içinde Seyyid okusunu duydum , Tüm çektiğim zorlukları unuttum. Nihayet İhlas Kuzuluk Kaplıcaları önüne saat 18:15 civarı vardık.

Mesele değil, sağ salim geldik. Sevgili okurlarım, Kahramanmaraş’tan kendi aracımla normalde bu kadar sürede Kuzuluk’a varıyordum ama İstanbul 4. Levent’ten Kuzuluk Kaplıcaları’na gelmek bu kadar zor olacağını tahmin etmemiştim! İstanbul da yaşamak çok zor bize göre değil..!

İhlas Kaplıca Evleri'nin önüne vardığımda, bir karşılama ekibi olur diyordum baya havaya da girimiştim.. Mehmet Taştan ağabeyim Gani Aslaner abim , Metin Gişi Maraş temsilen , Bayram abim ve dostlar bildiğiniz gibi geleneksel bir karşılam yaparlar diyordum Ama bu kez 41 pare top atışı ve mehter takımıyla karşılama olmadı. "Niye?" diye sordum, "41 mazeretimiz var!" dediler. başladılar saymaya "Bir barut yok!" dediler, ben de gerisini saymam dedim, mazeret geçerli! Neyse, çarşamba günü Ada iftarı, perşembe günü ise Maraş iftarı ile günü kurtardık.

Çantam elimde, gözümde Yunus Arvas ağabeyimi arayarak, evimizi bulduk, iftar yemeği ve dinlenme fırsatını buldum. Ertesi sabah, Kuzuluk'un tertemiz havasıyla güne merhaba dedim.

Bugünlük bu kadar dostlar. Yarın Kuzuluk sohbetimiz devam edecek.

Herkese Hayırlı Ramazanlar! Kuzuluk halkına selamlar!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —