İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, İl Genel Meclisine konuk olarak Milli Eğitim yatırımlarını anlattı
“Yeni Nesilden Memnun Değilim”
İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, İl Genel Meclisi’ne konuk olarak Milli Eğitim yatırımlarını anlattı
Yöneltilen soru üzerine “Ben bir eğitimci olarak yeni nesil kuşaktan memnun değilim” diyen Çınar, “Peki, burada sorumluluk sadece okullarda mı? Sadece ailede mi? Sadece kurumlarda mı? Benim için ölçü şudur; Benim bugünkü kuşaklar arasındaki çatışmanın en az şekilde olması. Kuşakların yeni yetişen nesile umutla bakabilmesidir. Bu öngörü üzerine biz ne kadar başarılıyız, ancak bu mutlu eder” ifadelerini kullandı. İl Genel Meclisi Kasım Ayı toplantıları dün yapılan oturumla devam etti. Önceki oturumlarda olduğu gibi Meclis ilimiz kurum müdürlerini misafir etmeye devam ediyor. Bu kapsamda İl Genel Meclisi’nin konuğu olan Sivas İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, kurumun faaliyetlerini anlatarak, Meclis üyelerini bilgilendirdi. İlimizdeki eğitim yatırımlarını anlatan Çınar, tamamlanan, devam eden ve planlanan eğitim yatırımlarıyla ilgili sunum yaptı. İlimiz merkez ve ilçelerdeki okullarla ilgili bilgiler veren Çınar, 705 okulda 8 bin 73 öğretmenle toplam 121 bin 188 öğrenciye hizmet verdiklerini kaydetti. 2010 yılında yüzde 80 oranında kadrolu öğretmenle eğitim öğretimin sürdüğünü kaydeden Çınar, gelinen noktada öğretmenlerin yüzde 91’inin kadrolu olduğunu ifade ederek, kalan rakamın ise ücretli öğretmenlerle tamamlandığını belirtti.
ÇINAR, BİNANIN TAHSİSİNİ İSTEDİ
İlimizdeki eğitim ve öğretim hakkında net bilgilerle Meclis üyelerine bilgi veren İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, 2005 yılında geçici olarak verilen Milli Eğitim Müdürlüğü hizmet binasının tahsisinin yapılmasını rica etti. Binanın bu durumuyla yetersiz kaldığını ve binanın Köy Hizmetlerine ait olması nedeniyle onarım çalışması da yapamadıklarını ifade den Çınar şunları kaydetti:
“Şuanda Mili Eğitim Müdürlüğü olarak hizmet vermiş olduğumuz bina bize 2005 yılında geçici olarak verilmiştir. Bu yüzden biz buraya her hangi bir yatırım yapamıyoruz. Bizim gerçekten de yatırıma ihtiyacımız var. Bütün meclis üyelerimizden burasının tahsisini rica ediyoruz. Bina Köy Hizmetlerine ait bir binadır. Bu binanın tahsisi eğer Milli Eğitim Müdürlüğümüze yapılırsa, biz buraya daha güzel yatırımlarla sizlerin çocuklarına daha iyi hizmet verebileceğiz. Bireyler geçicidir, kurumlar kalıcıdır. Kurumsallaşmanın özü binadan geçer. İnsanoğlu nasıl önce kıyafetiyle karşılanıyorsa, bir kurumun karşılanması ve tanımlanması da ilk önce hizmet binasıyla algılanır. Bu binayı 2005 yılında kurumumuza verdiğiniz için teşekkür ediyorum. Şimdi 2014 yılında da binanın tahsis kararını müjde olarak bekliyorum.” İl Milli Eğitim Müdürü Zekeriya Çınar, sunumunun ardından İl Genel Meclisi üyelerinin sorularını yanıtladı. İlimizin Türkiye genelindeki durumu ve ülkemizin de dünya genelindeki konumu ile ilgili yöneltilen soruyu Çınar şu sözlerle yanıtladı: “Sürekli Türkiye’nin eğitim durumu Dünya genelinde nerede? Konusu gündeme geliyor. Şimdi bir ölçme değerlendirme yapalım. Sizler elma ile armutu karşılaştırdığınızda hangisinin daha lezzetli olduğunu nasıl değerlendirebilirsiniz. Elma mı daha lezzetli? Armut mu daha lezzetli? Şimdi tüm dünya genelinde eğitimin bir standardı olsa, eğitimin bir ölçütü olsa, bu ölçüte göre bir değerlendirme yapılsa biz yerimizi yurdumuzu biliriz. Yapılan bazı değerlendirmelerde Türkiye son sıralarda olarak görülüyordu. Peki, kim birinci oldu? Birinci olanlara bakıyoruz, hep İskandinav ülkeleri. İlk sırada olan da Finlandiya. Finlandiya’daki tüm öğrencileri toplasanız, bizim Sivas’taki öğrencilerin yarısı kadar etmez. Onların gelir düzeyi 50 Bin Euro düzeyinde. Yani her yer kendine görev özeldir. Bir kere zeka kavramı tanımlanırken, iş başarabilme oranı olarak tanımlanıyor artık. Eskisi gibi IQ’ya bakılmıyor. Bir insan hangi işi yaparsa yapsın çobanlık da yapsa, sanayide de çalışsa eğer işinde başarılıysa bu zeki ve başarılıdır. Bizim burada sorgulamamız gereken nokta şu; ‘Biz yeni kuşak neslin yetişme tarzından mutlu muyuz?’ Bir eğitimci olarak bende memnun değilim. Peki, burada sorumluluk sadece okullarda mı? Sadece ailede mi? Sadece kurumlarda mı? Topyekun hareket edilmesi gereken bir konu mudur? Benim için ölçü şudur; benim bugünkü kuşaklar arasındaki çatışmanın en az şekilde olması. Kuşakların yeni yetişen nesille umutla bakabilmesi. Bu öngörü üzerine ne kadar başarılıyız? Beni ancak bu mutlu eder. Onun haricinde matematiği şu düzeyde, fiziği bu düzeyde gibi şeyleri zaten bütün dünya yapıyor. Nesillerine bunu öğretiyor. Ama biz sosyal bir insan, kendisiyle barışık bir insan, yaşadığı milletine, vatanına, devletine bağımlı bir insan yetiştirebiliyorsak işte ben burada başarılı olduğumu her yerde söylerim ve birçok gelişmiş ülkeye gittiğinizde benim şuandaki eğitim imkânlarım, vermiş olduğumuz eğitim düzeyi başarılı. Ama ben kendi ülkemi başka ülkelerle kıyaslamam. Bu aynı çocuklarımızı kıyaslamamız gibidir. ‘Yavrum bizim komşunun Ali’si kadar olamadın, bak o matematikten 80 almış, sen 40 aldın.’ Bu çocuğunuzun bittiği gündür.”