Can Atalay kararına imza atan AYM Başkanı ile üyelerine politikacılar tarafından ağır suçlamalar yapılması düşündürücüdür.
İki yüksek Yargı kurumu arasındaki yetki kavgası ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin Hukuk Devleti olma değerleri üzerine büyük yaralar açmaktadır.
Anayasal düzen; Anayasa ve maddelerine uyma ile ayakta durur. Anayasal düzenimizi, İnsan Hak ve Özürlükleri koruma, yargıdaki yanlış kararları düzeltme görevi Anayasa Mahkemesi’nindir. Ancak, üzülerek görüyoruz ki; olmayacak tartışmalarla, kavgalarla, ağır suçlamalarla AYM yok sayılmış, Anayasal düzenden, ‘Parti devleti’ düzenine geçiş adımları atılmıştır.
Can Atalay kararına imza atan AYM Başkanı ile Üyelerine çok ağır karalamalar yapıldığı gibi, haklarında suç duyurusunda bulunulmasına tanık olmaktayız. Bozuk dilli birileri AYM’nin kapatılmasını, üyelerinin de Kandil’e gönderilmesini söyleyecek kadar ileri gidiyorlar.
Bütün bu ağır yakıştırmalar karşısında konuşması, haklarındaki söylemlere ulus adına yanıt vermesi gereken Anayasa Mahkemesi Başkanı ile üyelerinin; haftalardır olup bitenler yokmuş gibi davranmaları oldukça düşündürücüdür.
AYM’nin bu sessizliği de; Anayasal düzenimize, Hukuk Devleti anlayışımıza ayrı bir yara açmaktadır. AYM Başkanı Zühtü Arslan ile üyelerine sesleniyorum; Neden hala susuyorsunuz? Ya çıkıp konuşun, ya da görevlerinizi bırakın!
