Bugün altıncı yılını idrak ettiğimiz 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nde hem derin bir kederi hem de büyük bir gururu aynı anda yüreğimizde hissediyoruz.
Bir taraftan 251 vatandaşımızı bir gecede kaybetmenin hüznünü yaşarken, diğer taraftan da dünyada eşine az rastlanır bir direnişe imza atmanın, ‘Demokrasi Zaferi’mizin gururunu yaşıyoruz.
Bir asır önce “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla Kurtuluş Savaşını zaferle taçlandıran Yüce Milletimiz, 15 Temmuz gecesi ise Sayın Cumhurbaşkanımızın demokrasi adına yaptığı çağrının ardından ‘Gün vatana sahip çıkma günüdür’ diyerek darbecileri püskürtmüş, iradesine sahip çıkarak onlara tarihi bir ders vermiştir. Sivas’ın yiğit halkı Yiğidoları da o gece Cumhuriyet Meydanı’nı hınca hınç doldurarak ülkeye örnek bir manzara ortaya koymuştur.
Vatan söz konusu olduğunda aynı safta buluşma erdemi gösteren necip milletimiz; Türkiye’de demokrasinin de bağımsızlığımızın da en büyük garantisi olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. İşte bu necip Millet, dik durarak vatanını müdafaa etmiş, soysuzlara prim vermemiş, o gece tanklara, uçaklara meydan okumuştur…
Bu hain girişim, FETÖ gibi karanlık ellerin ülkemizin geleceğini çalmaya çalıştığını, tüm birikimlerini yerle bir etmeye çalıştığını bizlere açıkça göstermiştir. Bu anlamda, toplumsal hafızamızı sürekli diri tutacağız. 15 Temmuz’u unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Türkiye’nin büyük mücadeleler sonucu elde ettiği kazanımlarını ne pahasına olursa olsun koruyacağız. Aziz Türk milleti, bağımsızlığına kasteden dâhili ve harici hiçbir girişime teslim olmamıştır, Allah’ın izniyle de olmayacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle; 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü’nde bir kez daha ebediyete uğurladığımız şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyor, gazilerimize ise hayırlı ve sağlıklı bir ömür diliyorum.
Rabbim, her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu güzel ülkeyi hainlerden korusun, bu millete bir daha böyle acılar yaşatmasın!