İYİ Parti Sivas İl Başkanı Volkan Karasu, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alim Yıldız’a açtı ağzını yumdu gözünü.
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin her geçen gün geriye gittiğini belirten İYİ Parti Sivas İl Başkanı Volkan Karasu, ilim yuvası olması gereken kurumun “liyakatsizliğin yuvası” haline geldiğini söyledi.
Karasu; “Şehrimizin göz bebeği olarak gördüğümüz Cumhuriyet Üniversitesi, gün geçtikçe daha geriye gidiyor ve liyakatsizliğin yuvası haline geliyor. 1974 yılında kurulan üniversitemiz 50 yıllık geçmişiyle kurumsal yapısını sağlamlaştırmış bir yükseköğretim kurumudur. Bununla birlikte ülkemizde görülen kurumsal yapılarda meydana gelen bozulmalar Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde de görülmekte ve özellikle son 6 yıllık süreçte bu bozulma derinden hissedilmektedir. Bu durum da iki dönemdir Rektör Alim Yıldız önderliğinde üniversiteyi yöneten idarecilerin liyakatten uzak, partizanca ve kendilerine itaat eden şahıslara yönetimde görev vermeleridir” dedi.
HER ŞEYİN FARKINDAYIZ
Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nde yaşanan sıkıntılara dikkat çeken Karasu, “Öncelikle Cumhuriyet Üniversitesi'nde karşılaştığımız ilk sıkıntı, bünyesinde Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri ve Sağlık Bilimleri kapsayan birçok bölümü kapsamasına rağmen üniversite yönetiminin dar bir alanın mensupları şeklinde hep ‘ilahıyatçı’lar tarafından yönetilmesidir. Elbette ki bu durum fakülte yönetimlerinde de karşımıza çıkmaktadır. Fakültelerin bir kısmı fakülte ile ilgili hocalar tarafından değil, rektöre kişisel yakınlığı ile bilinen şahıslar tarafından idare edilmektedir. Örneğin daha düne kadar Eğitim Fakültesi'nin dekanı İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi bölümünde öğretim üyesi olan bir isimdi. Belki de en dikkat çekici sıkıntılardan birisi de bir kişinin birden çok göreve atanmış olması. Gönül isterdi ki liyakatten dolayı atanmış olsun ama bu düşünce nafile. Böylesi bir atama yapılması ve bir kişinin birden fazla maaş alması Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nin aslında Türkiye'ye AKP'nin getirdiği ‘hak etmeden birden fazla maaş’ alma zihniyetinin bir yansımasıdır. Buna vereceğimiz en iyi örnek de bir rektör yardımcısının aynı zamanda, İİBF Dekan vekilliği, TÖMER Müdürlüğü, Bölüm Başkanlığı ve Ana Bilim Dalı Başkanlığı yapmasıdır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi öğrencileri her ne kadar öğrencinin yanındayız pozu verse de şehrimize gelen öğrenciler ciddi bir barınma sorunu ile karşı karşıyadır. Özellikle Türk dünyasından gelen ve üniversitenin çeşitli bölümlerinde okuyan öğrenciler ciddi bir barınma sorunu ile karşı karşıyadır. Üniversite, onların barınma ihtiyaçlarını karşılamak için çabalaması şöyle dursun bu öğrencilerin KYK yurtlarında kalmalarını engellemek isteyen girişimlere göz yummaktadır. Öğrenciler böylece çeşitli cemaat ve vakıfların yurdunda kalmaya mecbur bırakılmaktadır. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nin ulusal basına bile düşen ‘torpil’li atamaları herkesin malumudur. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde kişiye özel açılan kadroların ve torpillerin artık ardı arkası kesilmemektedir. Üniversite yönetiminde kim varsa onun bir akrabası ya da tanıdığı mutlak suretle akademisyen olarak üniversiteye yerleştirilmiştir. Hem de hakkı ile sınava girmek isteyen adayların önü kesilerek. Buradan Alim Yıldız'a seslenmek istiyorum: Biz bilmiyor muyuz üniversite kadrolarını bir danışmanına verdiğini onun da kadroları Türkiye Cumhuriyeti Devleti kadrosu gibi görmektense kendi kadrosu olarak gördüğünü? Akrabalara, AKP'den referanslılara kısa süre içinde kadro açıldığını. Araştırma görevlisi ve öğretim görevlisi sınavlarında yüksek puanlarıyla ve hakkıyla sınava girmek isteyenlerin ‘haksız’ bir şekilde ön değerlendirmede elendiğini. Kadro alımlarında adil ve isim kapalı sınav yapıyoruz deyip, alacağınız kişinin birkaç gün öncesinden el yazısı örneğini komisyona ilettiğinizi. Ön değerlendirmede 36. olan kişinin önündeki insanların elenip kadroya alındığını. Her şeyin farkındayız ve hepsini de aklımıza yazıyoruz. Bunları da asla unutmayacağız. Ayrıca şunu da ifade etmek gerekir ki Tıp Fakültesi'nde yapılan plansız harcamalar büyük bir kamu kaybına sebep olmakta ve yönetimsel beceriksizlikle Üniversite Hastanesi büyük bir yan dal ve branş hekimi yetersizliği yaşamaktadır. Bahsedildiği üzere biz üniversitenin bütün sorunlarının farkındayız. Allah'ın izni ve vatandaşlarımızın tercihiyle seçimden zaferle çıktığımızda şehrimizde ilk ilgileneceğimiz şey üniversitenin sorunları olacaktır. Hak yiyenleri, hukuksuzluk yapanları, umutlarla oynayanları, liyakate önem vermeyenleri gün gelecek hatırlayacağız” dedi.