Sivas’ta su arıtma cihazı satışı yapan ofis müdürü Yusuf Özdemir, NSF belgesi olmayan ve ucuz su arıtma cihazlarının insan sağlığını bozabileceğini belirtti
Sivas’ta su arıtma cihazı satışı yapan ofis müdürü Yusuf Özdemir, NSF belgesi olmayan ve ucuz su arıtma cihazlarının insan sağlığını bozabileceğini belirtti.
Piyasada birbirine benzer ama farklı fiyatlarda ve sertifikalarda su arıtma cihazları satıldığını belirten Özdemir, fiyat aralığının ürün kalitesinin göstergesi olarak kabul edilebileceğini ifade ederek, "Fiyat aralığı, cihazın filtresinin de nasıl olduğunu anlatıyor. Piyasadaki ucuz su arıtmaların çoğunun ilk fitresi strafordan oluşuyor. Fiyatı 2 bin liradan fazla olan cihazlarının ön filtresinde ise çapraz sargı sistemi kullanılıyor. Kaliteli su arıtmaların tankının içerisinde ham kauçuk kullanılıyor. Bu kauçuk bekleyen suyun hem taze kalmasını sağlıyor, hem de suyun bakteri üretmesini engelliyor. Ucuz su arıtmalarının çoğunda ise tankın içerisinde şamyel lastik kullanılıyor" dedi.
"NSF belgesi önemli"
Tüketicilerden su arıtma cihazı alırken NSF belgesi olup olmadığına dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen Özdemir, "Çoğu su arıtma işi yapanlar gidip sadece çeşmenin NSF belgesini alıyorlar ve NSF belgemiz var diyorlar. Suyun girdiği noktadan çıktığı noktaya kadar cihazın tüm parçaları NSF belgeli olmalıdır. Bütün parçaları NSF belgesine sahip Türkiye'de bir tane su arıtma cihazı var. O da Aura Cebilon Compact'tır. Bu cihazı yıllardır İhlas mağazaları ve servisleri vatandaşa ulaştırıyor. Firmanın büyüklüğü de çok önemli. Kurumsal firmalar sağlığa çok önem veriyorlar. Maalesef son süreçte bu bir rant haline geldi ve merdiven altı üretilen su arıtmalar piyasada mantar gibi üremeye başladı" dedi.
"Filtreden domuz jelatini çıktı "
Bazı cihazların filtrelerini alarak incelediklerini ifade eden Özdemir, filtrelerin içerisinden domuz jelatininin bile çıktığını söyledi. Membran filtrede bazı firmaların domuz jelatinini kullanmaya devam ettiğini açıklayan Yusuf Özdemir, "Merdiven altı üretilen su arıtmalarda domuz jelatini kullanılıyor. Biz bu filtreleri aldık ve inceledik. Ciddi anlamda insan sağlığı bu kadar tehdit edilmez. Mesela biz ayaklarımızı dışarıda zarar verecek şeylerden korumak için ayakkabı giyiyoruz. Son zamanlarda zehirli ayakkabılar çıkmıştı herkes biliyor. O ayakkabılar insan sağlığını çok tehdit ediyordu. Su arıtmada da durum farklı değil. Sağlıklı su içmek için alıyorsunuz ama çeşmedeki sudan bile daha kötü su verenleri oluyor. Cihazların bakımları da çok önemli. Bizim cihazların bakım zamanları geldiği zaman periyodik olarak bakımlarını yapıyoruz. Cihazı biz takip ediyoruz. Çoğu vatandaş ucuz aldığı cihazların filtrelerini değiştiremiyor. Çünkü servisi, parçası yok. Filtreler de değişmezse cihazın bir faydası olmaz" dedi.
“Ağır metaller vücudumuza girebilir”
Yaz aylarında vücudun suya olan ihtiyacının arttığını anlatan Özdemir, "Yaz aylarında vücuda aldığımız su çok önemli. Çünkü su kötü ise vücut ihtiyacı olduğu için suyu ayıramayabilir. Bu durumdayken kalitesiz bir su içtiğinizde zehirlenebilirsiniz. Normal şatlarda zehirlemeyen su, o anda zehirleyebilir. Bunun yanında meyve sebze yıkarken de su çok önemli. Çünkü meyve ve sebzelerin üzerinde Por denilen gözenekler var. Bu gözenekler dışarıdaki sıvıyı içeriye alıyorlar. Meyve sebze yıkanırken bu gözenekler sudaki ağır metalleri de içeriye alıyor. Bu da insan sağlığı için tehdit oluşturuyor. Örnek verecek olursak çaydanlık ile çay yapıyoruz. Sonra bakıyoruz çaydanlığın dibi kireç tutuyor. Aynı su ile sebze yemeği yaptığımızda tenceremiz hiç kireç tutmuyor. Bu kireç tencerede nereye gidiyor? Yemeği yediğimizde vücudumuza giriyor. Sadece kireçten örnek verdik. Bunun yanında nitrat, arsenik ve bor gibi ağır metaller de var" şeklinde konuştu.