2017 yılı faaliyetlerini değerlendirmek ve 2018 yılı bölge eylem planlarını istişare etmek üzere TÜMSİAD İç Anadolu Bölge Toplantısı gerçekleştirildi.
TÜMSİAD Eskişehir´de Gündemi Değerlendirdi
2017 yılı faaliyetlerini değerlendirmek ve 2018 yılı bölge eylem planlarını istişare etmek üzere TÜMSİAD İç Anadolu Bölge Toplantısı gerçekleştirildi.
12 Mayıs Cumartesi günü Eskişehir Divan Otel´de düzenlenen toplantıya Ankara, Kayseri, Eskişehir, Konya, Aksaray, Yozgat, Karaman, Niğde ve Sivas şube başkan ve komisyon üyeleri katıldı. Genişletilmiş İç Anadolu bölge toplantısının açılış töreninin ardından, TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan 30 üye firmanın stand açtığı ve ikili iş görüşmelerin gerçekleştirildiği fuar alanını gezdi. Programın devamında da Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin´in Küresel Ekonomi-Politikte Türkiye´nin Yerini değerlendirdiği bir konferans düzenlendi. Program öncesinde TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, İç Anadolu Bölge Başkanı Recep Yeşilyurt, Genel Sekreter M. Osman Kapıcıoğlu ve Eskişehir Şube Başkanı Ali Engiz; TÜMSİAD´ın çalışmaları hakkında bilgi vermek üzere Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Anadolu Üniversitesi Rektörü Naci Gündoğan ve Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş´a nezaket ziyaretinde bulundu.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, Türkiye´nin Dünya Sahnesinde Oyun Kuran Bir Güce Ulaştığına dikkat çekerek; " Beklentilerin üstünde yüzde 7,4 büyürken, ihracatta 160 milyar $´ı yakalayıp, istihdamda yüzde 50´leri başaran Türkiye´ye, kur üzerinden operasyon yapmaya; ekonomiyi dinamik tutan reel sektörü risk altına almaya çalışıyorlar. 12 milyar TL ihracat yapan, 320 milyar TL milli gelire katkı sağlayan İç Anadolu Bölgemizi ve her bölgesiyle Türkiye´yi hazmedemiyorlar ve oyunlarını bozacak bir güç istemiyorlar, bize de bu noktada daha fazla görev düşüyor. Üretmeye, ihracata, istihdama ve yatırımlara devam etmeliyiz. Başta Eskişehir olmak üzere farklı illerde düzenlediğimiz bu tarz organizasyonlar ile de bir sivil toplum kuruluşu olarak üstümüze düşen görevi en iyi şekilde gerçekleştirmeye çalışıyoruz." açıklamasında bulundu.
İSTİKRAR EKONOMİYİ DAHA DA GÜÇLENDİRECEK
Milleti ile beka mücadelesi veren devletimiz açısından siyasi ve ekonomik istikrarın sürekliliği çok daha büyük önem kazandığını belirten Doğan, "Her türlü ekonomik ve siyasi prangadan kurtulmuş Büyük Türkiye´nin inşaası en önemli hedeflerimizdendir. Bekleyecek bir tek saniyemiz dahi yokken bir an önce istikrarı tesis edeceğine inandığımız Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçmemiz gerekmektedir. Ekonominin karar almasını ve yön bulmasını sağlamalıyız. Seçim sürecini bitirdiğimizde yapısal reformların ve teşviklerin de artacağını, üretimin ve istihdamın önünün de daha da açılacağını düşünüyorum." şeklinde konuştu.
Ekonomi yanlış bilinenin aksine fiyat rekabetini değil maliyet rekabetini inceleyen bir bilim dalı olduğunu belirten Türkiye Varlık Fonu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin, "Türkiye fiyat rekabetine değil maliyetlerine odaklanmalı. Bu sebeple maliyetler üzerinde çalışırken yerli ve milli üretim hedefinden asla vazgeçmememiz gerekiyor.
Önümüzdeki süreçte Hindistan güçlü bir ekonomi ile geliyor. Türkiye şimdiden yoğun şekilde Hindistan için de çalışmak zorunda. 2020 yılında ise G7´nin yerin Türkiye´nin de içinde bulunduğu ekonomik büyüme potansiyel gücü en yüksek E7 ülkelerinin alması bekleniyor. 2040 yılındaysa E7´nin G7´nin 2 katı büyüklüğe ulaşması kuvvetli ihtimal. E7´nin büyümesi arttıkça G7 ülkeleri E7 ülkeleri ile muhtemel işbirliğinin yollarını arayacaktır. Brexit biraz da böyle değerlendirilmeli.
Dünyada müthiş bir satranç var. ABD Asya Pasifik´e müdahale etmeye Çin ise bunu engellemeye çalışıyor. Bunu Rusya´nın Ortadoğu´ya müdahalesi üzerinden kurgulamaya çalışıyor. Dünya siyaseti büyük gelişmelere gebeyken, Türkiye ekonomi politiği büyük dönüşüme sahne olurken, 24 Haziran seçimleri başka gündemler ile yönetilmeye çalışılıyor.
Türkiye´nin 2023, 2053 ve 2071 hedeflerine ulaşabilmesi için yıllık en az %5 büyümeli. Dünyada yapılan tahminlerde en kötü senaryoda 2050 yılında Türkiye dünyanın ilk 15 ekonomisi içerisinde, en iyi tahminde ise ilk 11. Ekonomisi olacağı düşünülüyor.
2050 yılına kadar Kuzey-Kuzey ittifakı misyonunu tamamlayıp dünya ekonomik sahnesinden çekilip yerini güney - güney ittifakı alması bekleniyor. Güney -Güney ittifakının belirleyici ülkeleri yapacakları tercihler ile Türkiye ve Hindistan olacak." Dedi.