Surp Kevork Kilisesi´nin restorasyonu sürecindeki bütün pürüzler çözüldü
Tahsisle birlikte çalışmalar başlayacak
Vali Yardımcısı Salih Ayhan, Surp Kevork Kilisesi´nin restorasyonuyla ilgili son süreci değerlendirdi. Ayhan, ?Rum kilisesi son tahsis aşamasında. Bütün imar işleri bitti, proje bitti, yaklaşık maliyetleri tamamlandı. Şu an Milli Savunma Bakanlığı´ndan Sivas İl Özel İdaresi´ne tahsisini bekliyoruz. Tahsisi geldiği taktirde restorasyonunu yapacağız? dedi
Sivas´ta 5. Piyade Er Eğitim Tugay Komutanlığı sınırlarında Temeltepe arazisinde kalan Surp Kevork Kilisesi´nin restorasyonu sürecindeki engeller teker teker aşıldı. Restorasyon projesi ve imar çalışmalarının tamamlandığı kilisede tahsis işlemi bekleniyor. Alanın tahsisinin Milli Savunma Bakanlığı tarafından Sivas İl Özel İdaresi´ne verilmesiyle birlikte restorasyon çalışmaları start alacak.
Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Vali Yardımcısı ve Sivas İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Salih Ayhan, ?Rum kilisesi son tahsis aşamasında. Bütün imar işleri bitti, proje bitti, yaklaşık maliyetleri tamamlandı. Şu an Milli Savunma Bakanlığı´ndan Sivas İl Özel İdaresi´ne tahsisini bekliyoruz. Tahsisi geldiği taktirde restorasyonunu yapacağız? ifadelerini kullandı.
Surp Kevork Kilisesi´nin restore edildikten sonra Sivas Ermenileri Dostları Derneği´ne iade edilmesi bekleniyor. Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz´ın yakından takip ettiği konu ile ilgili çalışmaların kısa zamanda başlaması bekleniyor.
DAVA KONUSU OLMUŞTU
Ermenilerin 1915 öncesinde Sivas´ta 198 kilisesi ve 21 manastırı bulunuyordu. Bunlardan Surp Kevork Kilisesi ve mezarlığı şehir merkezine oldukça yakın olan ?Tavra Boğazı´ denilen bölgede yer alıyor. Surp Kevork Kilisesi, Karadeniz bölgesinden gelen ve bölgede kilise ve mezarlığa sahip olmayan Rumlara verildi. Rumlar, uzun yıllar bu kilisede ayin gerçekleştirip, cenazelerini de bu mezarlığa defnederlerdi. 1840´larda Rumlar hem kilisenin hem de mezarlığın mülkiyetinin kendilerine ait olduğu iddiasında bulundular. Ermeniler ve Rumlar arasında büyük tartışmalar ve kavgalar yaşandı. Konu Ekümenik Patrikhane´ye ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi´ne yansıdı. Ermeni Patrikhanesi bir dava açarak bu kilise ve manastırın kendilerine ait olduğuna dair belgeleri sundu ve haklı bulundu. Ancak devlet, dava süresi boyunca her iki tarafın da mezarlığa defin işlemini yasaklayarak taraflara yeni mezarlıklar tahsis etti. Kilise 1915 ile birlikte sahipsiz kaldı ve Cumhuriyet döneminde ise askeri bölge içinde kalıp cephanelik olarak kullanıldı.