?Sivaslının sahip çıkması lazım?

Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi´nin Sivas bölümünde tartışmaları süren güzergah değişikliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Şerafettin Deniz, istasyonun mevcut tren garı yanına yapılması gerektiğini ifade ederek

SİYASET 7.11.2017 08:45:51 3203 0
?Sivaslının sahip çıkması lazım?

?Sivaslının sahip çıkması lazım? 

Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi´nin Sivas bölümünde tartışmaları süren güzergah değişikliğine ilişkin açıklamalarda bulunan Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Şerafettin Deniz, istasyonun mevcut tren garı yanına yapılması gerektiğini ifade ederek ?Buna Sivas´ın, Sivaslının sahip çıkması lazım. Biz bir sendikayız. Gücümüz bir yere kadar. Çıkarız; anlatırız, izah ederiz, protesto ederiz. Ancak bunun asıl sahibi Sivaslılar. Sivaslı hemşerilerimizin ayağa kalkması lazım? dedi

NACİ YILDIZ/ÖZEL HABER

Türk Ulaşım-Sen Genel Başkanı Şerafettin Deniz, Doğu Anadolu ve Sivas´ın İstanbul ve Ankara gibi büyük illere daha hızlı ulaşımlarını sağlamak amacıyla yatırım programına alınan Ankara-Sivas Yüksek Hızlı Tren (YHT) Projesi´nin Sivas ayağında tartışmaları süren güzergah konusuna ilişkin Gazete Şehir´e özel açıklamalarda bulundu.

Türk Ulaşım-Sen Sivas Şubesi Başkanı Nurullah Albayrak´ın bu konuyu defalarca gündeme taşıdığını söyleyen Genel Başkan Deniz, Sivaslılara çağrıda bulundu.

Hızlı tren projesinin Sivas´ın geleceği noktasındaki öneminin farkında olduklarını ifade ederek konuşmasına başlayan Deniz, ?Ancak Türkiye´deki birçok proje gibi dünden bugüne hiçbir şey aslına uygun yapılmıyor. Hiçbir şey olması gerektiği gibi olmuyor bir türlü. Çünkü Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü ve Ulaştırma Bakanlığı oturup güzel bir çalışma yapıyor, olması gerekene ilişkin hususlar masaya yatırılıyor ve yer belirleniyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki bu işin uzmanlarının çeşitli parametrelere göre belirlemiş olduğu güzergah birilerinin müdahalesi ile değişiyor. Sivas´ta olan da böyle bir şey? dedi.

?BİRİLERİ KAFASINA O İŞİ KOYMUŞ?     

Bakanlık yetkililerinin yüksek hızlı tren güzergahı konusunda yaptığı değerlendirmenin yerinde olduğunu düşündüklerini aktaran Deniz, ?Bakanlık, olması gerekeni ortaya koydu. Bizler de ?tamam´ dedik. Baktık ki iş değişti. ?Üniversitenin oradan geçsin, içinden geçsin, dışından geçsin´ tartışmaları başladı. Türk Ulaşım-Sen olarak bizler bunun böyle olmaması gerektiğini savunduk. Mevcut güzergahtan gitmesi gerektiğini, şehir merkezinde olmasının daha sağlıklı olacağını, daha faydalı olacağını ifade etmeye çalıştık. Zaman zaman kamuoyu da oluşturuldu. Sivil toplum kuruluşları ile de bir araya gelindi. Anlatıldı, söylendi ama ne yaparsanız yapın birileri kafasına o işi koymuş. Onu değiştiremiyorsunuz. Buna Sivas´ın, Sivaslının sahip çıkması lazım. Biz bir sendikayız. Gücümüz bir yere kadar. Çıkarız; anlatırız, izah ederiz, protesto ederiz. Ancak bunun asıl sahibi Sivaslılar. Sivaslı hemşehrilerimizin ayağa kalkması lazım? diye konuştu.

?BU SAATTEN SONRA BİR ŞEY DEMEYECEĞİZ?

Genel Başkan Deniz, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü: ?Sivaslının, ?Bu doğru değildir, mevcut güzergahtan geçmelidir´ demesi lazım. Sivaslının ayağa kalkması lazım. Sivas sahip çıkmazsa bizim sahip çıkabilmemiz bir yere kadardır. Bir yerden sonra biz de pes ediyoruz. Siyasal iktidarın buradaki temsilcileri bir şekilde bildiklerini yapıyorlar. Bildiklerinin doğru olmadığını anlatabilmenin yolu 330 bin nüfusu olan Sivas´tır. Bu saatten sonra bu konu ile ilgili bir şey demeyeceğiz. Çünkü 3-4 senedir işimiz, gücümüz bu. Nurullah Başkanın yapmış olduğu açıklamaların çoğu bununla ilgili.  Ama bundan birinci derecede etkilenecek olan vatandaş devreye girmeli. Bu ülkenin Başbakanı Binali Yıldırım, Ulaştırma Bakanlığı yaptığı dönemde mevcut güzergahtan geçmesi gerektiğini ifade ediyordu. Bu işi projelendirten kişi kendisi.  Şu anda da aynı şeyi söylüyor ama yine de onun dediği olmuyor. Demek ki ondan daha etkin olan tipler var buralarda. Sivas´taki bu güç kim ya da kimler??

?BÜTÜN KARARLARIN ARKASINDAYIZ?

 ?Önce vatan? ilkesinden yola çıktıklarını dile getiren Deniz, ?Askerimizin bir kısmı Kuzey Irak´ta, bir kısmı Suriye´de. Bir yandan PKK, DAEŞ, FETÖ gibi bir sürü şer kuvvet bir araya gelmiş, dışarıdaki destekçileri ile birlikte ülkemizin başına bir şeyler örmeye çalışıyorlar. Böyle bir dönemde Türk milletinin bekası için alınan ve alınmış olan bütün kararların arkasındayız. Bu işin içerisinde memleketin ve milletin geleceği varsa biz Türkiye Kamu-Sen mensupları olarak alınmış ve alınacak olan bütün kararların arkasındayız? ifadelerini kullandı.

Sendikal faaliyetleri hakkında da açıklamalarda bulunan Deniz, Türkiye´de hayat standartlarının söylendiği gibi her geçen gün yükselmediğini öne sürdü.

?ALDIĞIMIZ MAAŞ 2 BİN 977 LİRA?

Deniz, ?Son 4 toplu sözleşmede bize verilen zam şudur: Enflasyona sizi ezdirmeyeceğiz. Bu sıfır zam demektir. Enflasyona +1 veya +2 dense o zaman eyvallah. Bir memur sendikası toplu sözleşme masasına oturuyor, yüzde 4+3,5´a imza atıyor. Bir hesap yaparak ortalama memur maaşını çıkarıyoruz. Memurun ortalama maaşı 2 bin 977 lira. Çalışan sivil toplum örgütlerinin her ay yayımlamış oldukları asgari geçinme standartlarına göre Türkiye´de 4 kişilik bir ailenin asgari geçinme standardı 4 bin 800 ila 5 bin 200 lira civarında. Aldığımız maaş 2 bin 977 lira. Asgari geçinme dediğimiz minimum geçinme standardıdır. Burada eğlence, tatil vesaire yok. Yılbaşındaki zamla birlikte 3 bin 77 lira olacak. Böyle bir ülkede memur arkadaşlarımızın ?Ben nasıl bir sendikanın mensubuyum´ diye oturup düşünmesi lazım. ?Sendika benim hakkımı savunuyor mu?´ diye düşünmesi lazım. Savunuyorsa 4 bin 800 liranın üzerinde olması lazım. Savunmuyor mu? 2 bin 977 liraya baktığınızda savunmuyor demektir. Dolayısıyla bir duruş, yer değiştirmesi lazımdır memurun? şeklinde konuştu.

?HAK ÖN PLANDA OLMALI?

Şu anda 500 bin civarında kamu çalışanının emekli olamadığını dile getiren Deniz, ?Normal maaşlarını alacaklarını bilseler emekli olacaklar. Dolayısıyla 60´ından sonra ailesiyle normal bir hayat yaşama şansına sahip olabilecekken olamıyorlar. Sokakta işsiz gezen milyonlarda gencimiz var. Bu kişiler emekli olabilse gençler iş hayatına atılacak ve istihdam yaratılacak ama o da olmuyor. Devlet kaybediyor. 60 yaşındaki ile 25 yaşındakinin faydası aynı mıdır? 3 milyon 500 bin işsiz boş boş geziyor. Memuru emekli ettiremediğimiz için bunları işe alamıyoruz. Memur arkadaşlarımızın bağlı bulunduğu sendikayı iyi düşünmesi lazım. Toplu sözleşme masasında hükümetin karşısında susan, çekinen, siz nasıl uygun görürseniz mantığıyla oturan olduğu müddetçe bu insanların huzurlu bir hayat yaşaması da hayal olmuş olur. Siyasal iktidar kim olursa olsun hak ön planda olmalı. Adam ne derse ona imza atıyor. ?Kalk´ diyor kalkıyor, ?otur´ diyor oturuyor. Dolayısıyla bu düzenin değişmesi lazım.   Gerçek anlamda hakkı, hukuku birilerine peşkeş çekmeyecek, satmayacak bir sendikal anlayışı o masaya oturtursak daha sağlıklı yaşama koşullarını elde etmiş oluruz? diyerek sözlerini sona erdirdi.