SİVAS’IN KENDİSİ KİMLİK ZATEN
Sivas Belediyesi ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Şehir Kimliği Çalıştayı”na katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Sivas’ın bir kimliğe ihtiyacı olmadığını kaydetti
Güllüce, “Sivas’ın Kimlik Çalıştayı’na ne ihtiyacı var ki? Sivas’ın kendisi kimlik zaten. Sivas gibi bir şehrin adı kimliğidir. Yani bugün bir devlet varsa, en sağlam ve derin izler taşıyan mühür, Sivas’lının eliyle vurulmuştur” dedi. Sivas Belediyesi ve Sivas Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Şehir Kimliği Çalıştayı” Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllece’nin de katılımıyla gerçekleştirildi. Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen Çalıştay’a Bakan Güllece’nin yanı sıra Sivas Valisi Âlim Barut, Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın, AK Parti Sivas Milletvekilleri Hilmi Bilgin, Ali Turan ve Mesude Nursuna Memecan ve diğer protokol üyeleri katıldı. Sivas’ın geçmişiyle ve eserleriyle başlı başına bir kimlik olduğunu belirten Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce, önemli olan bu kimliğe sahip çıkarak gelecek nesillere aktarmak olduğuna vurgu yaptı. Bakan Güllüce, “Sivas’ta olmanın, Sivas’ta bulunmanın, Sivas’ta keyifle uyumanın zevkini yaşadım. Herkesi Sivas’a davet edelim, dinlenmek için gelsinler. Ben gece 3-4’ten sonra uyuyamadım, yetti. Yani saat yarım gibi uyudum ve 4 gibi kalktım, o uyku bana yetti. Oysa İstanbul’da 20 saatte uyusanız, bu kadar dinç olamıyorsunuz. Sivas’ın böyle artı bir güzelliği de var” dedi. Şehir Kimliği Çalıştayı’nda emeği geçen Bakanlık personeline, İbrahim Acar Başkanlığında olan ekibe ve Sivas Belediyesi ile ayrıca katkısı olan diğer kurumlara teşekkür eden Bakan İdris Güllüce, “Bizim kimlikle ilgili 150 yıldır bir problem yaşayan halimiz var” dedi.
“SİVAS’IN KENDİSİ KİMLİK ZATEN”
Türkiye’nin 150 yıldır kültürel soykırıma uğramış ve uğratılmakta olan bir ülke olduğunu kaydeden Çevre ve Şehircilik Bakanı Güllüce şunları kaydetti: “Halen uğratıldığında da iddiam var. E hükümetsiniz diyenler de olabilir. Ama işte bizde olmasın diye uğraşıyoruz. Türkiye’de bir kültürel soykırım olduğunu iddia ediyorum ve devam ettiğini iddia ediyorum. Sivas’ın Kimlik Çalıştayı’na ne ihtiyacı var ki? Sivas’ın kendisi kimlik zaten. Böyle bir şey olur mu ya. Sivas gibi bir şehrin adı kimliğidir zaten. Yani bugün bir devlet varsa, en sağlam ve derin izler taşıyan mühür Sivas’lının eliyle vurulmuştur. Binlerce yıllık tarihi de bir kimlik. E peki güzel de, bu kimliğin muhafazasında, yansımasında yeterlimiz diye sorduğumuz da herkes cevabını versin. Şimdi batıya gittiğiniz zaman tarihten falan bahsediyorlar. Bu da insanın kanına dokunuyor tabi. 10 yıl önce Amerika’da bir şehre gitmiştik. Belediye Başkanı böyle çok kibirli, bizimle konuşurken sanki marabasıyla konuşuyormuş gibi. Gittikçe karnımız şişiyor ama siyasi bir skandala da vesile olmayalım diye susuyoruz. Efendim tarih diyor, başka bir şey demiyor. Sonra dedi ki size tarihi bir binayı göstereyim. Bina 204 yaşındaymış. Bu arada başka ülkelerden de heyetler de var. Bu durum karşısında şöyle dedim. ‘Bak sen bir daha Türkiye’den insanlar geldiği zaman ne tarihten, ne de tarihi binadan sakın bahsetme. Bir, Biz Beyazıt Camii’ni yaptığımız zaman, Amerika kıtasının nerede olduğunu insanlar bilmiyorlardı. Kıtanızın yeri yoktu. İki, bir tane örnek vereyim. Benim babam Erzurum’un merkez Güllüce köyünden. Geçen ay gittiğimde dedelerimden kalan bir ahıra gittim. Üzerinde 234 sene yazıyordu. Biz hiç tarihi eser falan demiyoruz. Bizde en yeni şehir bin senelik şehir.’ 200 senelik devlet bunlar kardeşim. O 200 senelik devletin kafası Bağdat’ı bombaladı. 200 yıllık kültürün kafası binlerce yıllık, 8-10 bin yıllık bir şehri yakar, yıkar, bombalar.”
DÜNYA’DA KİMSENİN SESİ ÇIKMIYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik ihlallerine ilişkin olarak da “Dünya’da kimsenin sesi çıkıyor mu? Çıkmıyor. Bu bir medeniyetsizlik, bu zulüm medeniyeti” dedi. “Dünyadaki bu zalim medeniyetle, bu insanlık dışı medeniyetle, insanların hiçbir kutsalına önem vermeyen bu halle... Bu dünyanın böyle gitmemesi lazım” diyen Güllüce, şöyle devam etti: “Binlerce yıllık insan ruhunun oluşturduğu kutsallar var. Hangi dinden olursa olsun, yaşlıya, çocuğa, kadına, mabede dokunmaz. Savaş yapar, işgal eder ama bunlar insanoğlunun kendi kendine oluşturduğu bir manzumedir. Böyle bir şey var mı? Bütün dünyanın gözünün önünde, Müslüman 1,5 milyar insanın, bir ilin 1 milyon 700 milyon Müslüman`ın gözünün içine baka baka ayakkabılarıyla girmesi de yetmiyor, özellikle zulmetmek için içeride bombalar patlatıyor. Nereye? Müslümanlar için en kutsal olan yere. Dünyada kimsenin sesi çıkıyor mu? Çıkmıyor. Bu bir medeniyetsizlik, bu zulüm medeniyeti. Peki yüzde 92’sinin Narsist olduğu bir Amerikan toplumunu düşünün. Kendileri söylüyor, kendi kitaplarında söylüyorlar. ‘Benden başka hiçbir şey tanımam’ diyor. `Devlet, insan, bayrak, millet, vatan tanımam. Bir tek kendimi bilirim` diyen bir insan tipi düşünün. Bu insan ne yapmaz? Bu insan Mescid-i Aksa’nın çiğnenmesine `hayır` demez, bu insan Bağdat`ta binlerce kadına tecavüz edilmesine hayır demez, bu insan Ortadoğu`nun kan gölüne haline çevrilmesine ‘hayır’ demez.” Türkiye’nin kendine has ve güçlü bir medeniyet tasavvuru oluşturması gerektiğini dile getiren Güllüce, 2023`ün Türkiye’sine uygun şehirler oluşturulmasının da önemine vurgu yaptı. Güllüce, Dünya’nın 16. ekonomisine sahip olan Türkiye`ye çöküntülerin ve gecekonduların yakışmadığını da sözlerine ekledi. Çalıştay’da bir konuşma yapan Sivas Valisi Âlim Barut da “Şehirlerimiz asırlardır taşıdıkları çehrelerini 60’lı yıllardan sonra birden bire ve hızlıca değiştirdiklerine şahit olduk. Bunda iki önemli unsur esas. Yapılaşmadaki farklılık, yapı malzemelerindeki farklılık ve nüfusun hızla yer değiştirmesi yani göç” dedi. Bu iki önemli unsurun günümüzdeki şehirlerin durumlarına ve kimliğine etki eden unsurlar olduğuna değinen Vali Barut, “Aslında yapılar normalde şehir kimliğinde ancak simge olabilirler. O yapılara ilişkin, o yapıların arkasındaki duran kültür ve o kültürün yetiştirdiği kimseler şehrin kimliğine esas şahsiyetlerdir” ifadelerini kullandı.
Vali Barut şöyle devam etti:
“Yani bunu bir örnekle açıklamak gerekirse, Konya’nın kimliğini Hz. Mevlana türbesi değil, Hz Mevlana’nın yaptığı, bize bıraktığı, kültürümüze kattığı şeyler Konya’nın kimliğinin esasıdır. Ama yapı olarak da türbe bir simgesi durumundadır. Sivas şehri de bu açıdan kültürel zenginliği olan ve her biri bir şehre simge olabilecek 10’larca 100’lerce eserleri bağrında taşıyan bir şehir. Şöyle sadece şu bulunduğumuz yere birkaç adım mesafede sayabileceğimiz, Buruciye Medresemiz, Şifahane, Çifte Minare, Gök Medrese, Kışla, Hükümet Konağı, Kongre binası, şehir meydanı işte size Sivas’ın kimliği ve kişiliği… 800 yıldır var olan ama gelecek 800 yıllarda da var olacağını düşündüğümüz bu eserler özellikle şehir meydanı hem Türk tarihini özetliyor, hem şehir tarihini özetliyor, hem de bu şehre güzel bir kimlik kazandırıyor. Ancak acaba biz atalarımızdan aldığımızı geleceğe güzel aktarabiliyor muyuz? Belirli bir oranda şanslıyız ama yine de edebiyatçılarımızın gözünden bu işe bakmayı uygun bulduk. Sivas şehri bu yönden de şanslı bir şehir. Sivas üzerine yazılmış, onlarca eser var.” Barut ayrıca, “Böyle bir Çalıştay’ın Sivas’ta yapılmasından dolayı Çevre Şehircilik Bakanlığı’nın değerli yetkililerine Belediyemize ve bu konunun ehemmiyetini bilerek katılan Sivaslı hemşerilerimize teşekkür ediyor, Çalıştay’ın hayırlara vesile olmasını diliyorum” dedi. Sivas Belediye Başkanı Sami Aydın ise “Bakanlığımızın böyle bir çalışma başlatmış olması bütün şehirler adına önemli bir proje. Bu projenin kapsamlı nitelikli olduğunu düşünüyorum. İnşallah Sivas tarihi, kültürel, yer altı zenginlikleri ve bütün varlıkları ile ele alınacağı inanıyorum ki Sivas`ın geleceği açısından oldukça önemli” dedi. “Anadolu’dan büyük şehirlere göç olduğu söyleniyor. Bu bir gerçek ama bunun tersine çevrilebileceği ve özellikle Sivas’tan göç edenlerin tekrar Sivas’a geleceğine inanıyorum” diyen Başkan Aydın şöyle devam etti:
“Sivas’ın bu potansiyeli olduğuna inanıyorum. Bizler özellikle yerel yöneticiler ve siyasetçiler olsun görevimizi layıkıyla yaptığımız zaman hiç bir insanın doğduğu büyüdüğü yeri terk etmeyeceğine inanıyoruz. İnşallah bunu başaracağız. Biz Sivas’ta 4 adet kentsel dönüşüm çalışması başlattık. Özellikle bunlardan iki tanesi mahalle üzerinde çok geniş kapsamlı çalışmalar 2 tanesi ise orta küçük çapta çalışmalar. Ben kentsel dönüşümün Türkiye için bir şans olduğunu inanıyorum. Bu şansı doğru bir şekilde kullanırsak şehrimizin yaşam standartları yükselebileceği gibi bu şehirde yaşanan göç diye bir sorun kalmaz. Kızılırmak Türkiye’nin en önemli ırmaklarından bir tanesi. Şuanda Sivas bölgesinde maalesef çevre kirliliği bakımından unsurlarla karşı karşıya. Bu konuda sizin desteğini bekliyoruz.” Ayrıca konuşma yapan AK Parti Sivas Milletvekilleri Hilmi Bilgin, Mesude Nursuna Memecan ve Ali Turan da Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’nin ilimizde düzenlenen “Şehir Kimliği Çalıştayı”na katılmalarından ötürü teşekkür ederek, bu Çalıştay’ın hayırlara vesile olmasını temenni ettiler.