BİTMEYEN ÇİLE COVID-19
Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı, Prof. Dr. Üner Kayabaş ile son günlerde Covid 19 nedeniyle ölüm oranlarında artış olan gençler ve gebe kadınlarla ilgil yaptığım röportajımı sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum.
Yavuzca: Sayın Üner hocam, Covid-19 ve Pandemi konusunda kısaca açıklama yapar mısınız?
Prof. Dr. Üner Kayabaş: Tabii öncelikle 2019’da başlayan, dünyayı olduğu kadar ülkemizi de etkileyen Covid-19 salgını hâlâ dünya çapında etkisini devam ettirmektedir.
Virüslerin kendi yaşam süreçlerinin doğal bir sonucu olarak da mutasyonlar geliştirmekte ve bu mutasyonlardan dünyayı ve ülkemizi en çok etkileyen de Covid-19 hastalığına yol açan SARS-CoV-2 virüsünün Delta varyantıdır. Bu varyantın bulaşma kapasitesi çok yüksektir.
Covid-19 hastalığı ilk ortaya çıktığında bir hasta yaklaşık 2.5 civarında kişiye hastalığı bulaştırırken, Delta varyantına yakalanmış bir hasta günümüzde 5 kişiye hastalığı bulaştırabilmektedir. Bu nedenle de hasta sayısı çok fazla arttı.
Hastalığın ilk çıktığı günlerdeki karamsar havayı, bu salgından kurtuluşta büyük bir şansımız olan aşılar dağıtmıştır. Bu konuda özellikle bilimsel yayınlara baktığımızda ve ülkemizdeki uygulama verilerine baktığımızda, mRNA tabanlı aşılar çok iyi çalışıyor.
Sağlık Bakanlığımız bilim kurulu bu konuda verileri sürekli güncelliyor, toplumu bilgilendiriyor ve aşı olunması konusunda da halkımızı özendirici mesajlar veriyor. Bu konuda ben de aynı görüşte olan biriyim. Lütfen aşılarımızı yaptıralım.
Yavuzca: Son zamanlarda gebe kadınların Covid-19 ile ilgili aşı yapılması ya da yapılmaması konusunda bir takım kuşkuları vardır, bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Prof. Dr. Üner Kayabaş: Kadınların gebelik sırasında COVID-19 virüsü ile ilgili birçok sorun ve endişelerinin olduğunu biliyoruz. Devletimiz herkese birçok imkânı sağlamış durumda. Delta varyantının en önemli ve dikkat çeken özelliklerinden birisi, hamile kadınlarda hastalığın çok ağır seyretmesidir, bu yüzden de hamile kadınlar büyük risk altındadır.
Burada ağır seyreden hamile hastalarımıza baktığımızda bunların aşısız olduklarını görmekteyiz. Maalesef genç hastalarımız arasında bildiğimiz şey, Covid-19 hastalığında ölümler risk grubundaki hastalarda karşımıza çıkıyor. Nedir risk grubu? Şeker hastalığı varsa, bağışıklığı baskılayan ilaç tedavisi alıyorsa, kanser hastalığı varsa, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyen hastalıklar varsa, gençler de Covid-19‘u ağır geçiriyor. Bakıyorsunuz önceden sağlıklı görünen bir gençte, Covid-19’un ağır seyri sırasında, bu hastalık niye ağır seyrediyor diye araştırıldığında teşhisi konulan, bağışıklık sistemini baskılayan genetik hastalıklar ortaya çıkabiliyor.
Bu son varyantla birlikte Covid-19 hamilelerde çok ağır seyrettiği için mutlaka hamilelerin aşılarını yaptırmalarını öneriyorum. Aşı olan hamilelerde Covid-19 hastalığına yakalanmış olmalarına rağmen çok daha hafif seyrediyor. Ölüm oranları neredeyse yok denecek bir seviyeye düşüyor.
Bu pandemiden kazasız, belasız kurtulmak için aşı ile birlikte; maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak hayatımıza devam edelim. Bu kurallara uymadan hareket etmeyelim. Son zamanlarda maalesef şöyle bir gözlemimiz var. “Biz aşımızı yaptırdık, artık hastalık bize bulaşmaz.” diye yanlış bir algı var. Aşılar bizim etkeni almamızı engellemiyor, hastalığın bizde hafif seyretmesini, belirtisiz seyretmesini sağlıyor. Bu nedenle de aşı olsak bile etkenle karşılaştığımızda bunu alıp çevremize bulaştırabiliriz. Ama hafif geçirerek kendimizi korumuş oluruz.
Dünya Sağlık Örgütü ve Sağlık Bakanlığımız gebelik sırasında COVID-19’a yönelik hamile kadınlara aşı yapılabileceğini bildirmektedir.
Gebelikte, hamile kadınlar COVID-19 belirtileri (yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, halsizlik, kas ağrısı, tat ve koku alma bozukluğu, vb) varsa derhal bir doktora gitmelidir.
Tekrar ediyorum, sevdiklerimizi ve kendimizi korumak için, aşıya ek olarak maske, mesafe ve hijyen kurallarına mutlaka uymalıyız. Pandemi bitene kadar hayatımızı sürdürmenin tek yolu kurallara uymaktır. Bana bu fırsatı verdiğiniz için size teşekkür ediyorum, bütün halkımıza da sağlıklı günler diliyorum.
Yavuzca: Hocam ben de size bu güzel bilgileri bizimle paylaştığınız için teşekkür ediyorum.