Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal hükümete çağrıda bulundu
O KİŞİLER GEREKİRSE VURULMALI
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal hükümete çağrıda bulundu
Hızal, Türkiye’yi kaosa sürüklemeye çalışan, kamu binalarını yakıp yıkan, asker ve polise ateş açıp, araçlarını ateşe verenlere karşı gerekirse silah kullanması gerektiğini söyledi. Ateşin dağda ya da şehirde açılmış olmasının bir farkının olmadığını belirten Hızal, “Eğer bunlar teröristse, yüzlerine maske takıp askere polise ateş açıyorsa, o insanların vurulmasına kadar gidilmesini istiyoruz. Yani dağda nasıl uygulama yapılıyorsa, şehir ortamı diye bir şey yok. Bu direk askere, polise yapılan bir ateşse, bu ateş ha dağda yapılmış ha meydanda yapılmış hiçbir farkı yok.” Dedi.
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Mustafa Hızal, terör örgütü yandaşlarının, IŞİD’in Kobane’ye dönük saldırılarını bahane ederek Türkiye’yi karıştırmaya çalışmasına tepki gösterdi. Devletin terörist olarak nitelendirilen kişi ya da kişilere karşı gereken müdahaleyi yapmasını isteyen Hızal, “Gerekirse bu kişilerin vurulmasına kadar gidilmesini istiyoruz” dedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu’na bu konuda çağrıda bulunan Hızal, kamu ve şahsa ait mallara zarar verenlerden bu zararın tahsil edilmesini istedi. ‘Devlet öder’ zihniyetinin ortadan kalkması gerektiğini belirten Hızal, “Herkes haddini bilsin. Birisi eline taş alıp attığında, kırdığı camın faturasının kendisine çıkacağını bilmeli bu ülkede yaşıyorsa. Yoksa çeksin başka bir yere gitsin” dedi.
“BU OLAYLAR ÇÖZÜM SÜRECİNE
FAYDA SAĞLAMAYACAKTIR”
Türkiye’nin birçok yerinde çıkarılan sokak olaylarının ve ortaya çıkan tablonun üzücü olduğunu belirten Hızal, bu tavrın çözüm sürecine fayda sağlamayacağının altını çizdi.
Hızal; “Kamu binalarına zarar verilmesi, özel araçların yakılması ve gerçekleştirilen çirkin saldırılar ülkemiz açısından çok ciddi bir önem arz etmektedir. Bu hiçbir şekilde çözüm sürecine fayda sağlamayacaktır. Aksine tamamen sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz. Biz burada özellikle anneler ağlamasın diyoruz, herhangi bir vatandaşımızın burnu kanamasın istiyoruz ama bu gidişata baktığımızda çok ciddi sıkıntılar görüyoruz.
Vatandaşlar olarak bizler tabi ki bu ortamları izlediğimiz zaman çok üzülüyoruz. Bir taraftan bu işin bitmesini isterken, bir taraftan da tam tersi bir durum var. ‘Bu iş bitmesin, hiçbir zaman huzur, güvenlik olmasın ve insanlar birbirlerine farklı bir şekilde yaklaşımlar sergilesin’ noktasında bazı provokatif eylemler olarak görüyorum ben bunu. Ama tabi ki, Türkiye büyük bir ülke... Geçtiğimiz yıllarda da bu tür provokatif eylemler oldu. Ülkemize çok ciddi anlamda zarar da verdi. Ama büyük ülkeyiz bunların da hakkından geleceğimizi düşünüyorum.” İfadelerini kullandı.
“O KİŞİLER GEREKİRSE VURULMALI”
Terörist olarak tanımlanan kişilerin şehirlerde gerçekleştirdiği eylemlerin karşılığının mutlaka verilmesi gerektiğini belirten Hızal, yakıp yıkan, askere polise ateş açan bu kişilerin gerekirse vurulması gerektiğini söyledi.
Hızal; “Benim özellikle başbakanımızdan bir talebim var. Bu tür eylemler noktasında dağdaki teröriste nasıl ki gerekli müdahaleyi yapıyorsak, gerçekten bunlar teröristse. Elini yüzünü kapatıp Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerek askerinin gerekse polisinin aracını ateşe veriyorsa, elinde o patlayıcı veya ne olursa olsun. Yani bunun bir şekilde önlemini alıp, gerekirse o insanın vurulmasına kadar gidilmesini istiyoruz biz. Yani dağda nasıl uygulama yapılıyorsa, şehir ortamı diye bir şey yok. Bu direk askere, polise yapılan bir ateşse, bu ateş ha dağda yapılmış ha meydanda yapılmış hiçbir farkı yok.” Dedi.
“ZARAR VEREN BEDELİNİ KENDİSİ ÖDEMELİ”
Yakıp yıkarak, gerek kamuya, gerekse özel mal ve mülklere zarar veren kişilerin bu zararı kendilerinin karşılaması gerektiğini belirten Hızal, gerekirse bu kişilerin mal varlıklarına el konulmasını ve verilen zararın tahsil edilmesini istedi.
Hızal, şu ifadeleri kullandı:
“Devletin ekonomik anlamda bunlara hiçbir şekilde sosyal destek sağlamaması lazım. Özellikle o bölge içerisinde yapılan provokatif eylemlerde yakılan yıkılan, bina ve araçların masraflarının kendi bütçelerinden tahsil edilmesini istiyoruz. Gerekirse bunların mal varlıklarına kadar inip, oradaki zararın Türk milletinden, Türkiye Cumhuriyeti’nin kendi kasasından değil kendi varlıklarından karşılanmasını istiyoruz. Ben burada vergimi öderken, ekstra bir para göndereceğim. Ama o şahıslar, yine çıkacak, sosyal güvenlik kurumlarından maaşlarını alacaklar, yeşil kartlarını alacaklar, devlet hastanelerinden her şekilde faydalanacaklar. Hem yakacak, hem yıkacak ‘nasıl olsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunu öder’ diyecek. Bu zihniyetin ortadan kaldırılması lazım. Birisi eline taş alıp attığında, kırdığı camın faturasının kendisine çıkacağını bilmeli bu ülkede yaşıyorsa. Yoksa çeksin başka bir yere gitsin.”
“PYD’YE KESİNLİKLE DESTEK VERİLMEMELİ”
PYD’nin PKK’nın uzantısı olarak lanse edildiğini ve Türkiye’nin bu konuda geçmişte çeşitli önlemler aldığını belirten Hızal, Türkiye’nin kesinlikle PYD’ye destek vermemesi gerektiğini belirtti.
Hızal; “PYD her zaman PKK’nın uzantısı olarak lanse edildi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de zaten bu konuda gerekli adımlarını atmıştı. Dolayısıyla PYD, o bölgede yerleşim düzeyinde kendini korumak istiyordu ve o bölgeyi kendi himayesi altında tutuyordu. Dolayısıyla o bölgenin IŞİD’in eline geçmesi tabi ki PKK’nın da işine gelmiyor. Bu arada Kobani’deki Kürt kardeşlerimiz sıkıntılı bir ortam içerisinde. Türkiye bu noktada kesinlikle PYD’ye destek vermemeli. PYD’ye destek verildiği zaman, PKK terör örgütüne Türkiye Cumhuriyeti Devletinin destek vermesi anlamına geleceğini düşünüyorum.”