Tarih: 09.06.2021 09:32

Öğrenilmiş çaresizlik

Facebook Twitter Linked-in

“Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür. (İnsan hafızasının sakatlığı, unutmasıdır)
1960’lı yıllarda Martin Seligman adlı bir psikolog gerçekleştirdiği bir deneyle “Öğrenilmiş Çaresizlik Teorisini” deneyle kanıtlar.

Seligman yaptığı deneyde beş maymunu bir kafese yerleştirir. Kafesin tepesine birkaç tane muz asar, altına bir merdiven koyar. Maymunlar merdivene tırmanıp muz almak istediğinde üzerlerine tazyikli soğuk su sıkılır. Sadece muz almak için merdivene çıkan maymuna değil diğer maymunlara da su sıkılır. Hepsi buz gibi suyla sırılsıklam hale gelir. Bir süre sonra içlerinden biri muzları almak için hareket ettiği zaman diğer maymunlar onu engeller. Hatta onu bir güzel döverler. Deneyi yapanlar bir süre sonra suyu kapatırlar. Islanmış maymunlardan birini kafesini dışına alıp; yeni ve kuru bir maymunu içeri alırlar. Haliyle yeni gelen maymun muzları almak için hemen merdivenlere tırmanmaya başlar. Ancak diğer dört maymun bunn muzu almasına izin vermez. Üstelik yeni gelen maymuna birde dayak atarlar. Kafeste ıslanmış maymun kalmayana kadar maymunlar teker teker bu şekilde değiştirilir. Her yeni gelen maymun öncekilerden dayak yemesi de sürer. Kafeste artık ıslanmış maymun kalmadığı halde yeni gelenler dayak yemeye devam ederler. Artık kafestekilerin yeni gelen maymunu niye dövdükleri konusunda hiçbir fikirleri yoktur. Ancak hiç biri merdivene yaklaşmamaktadır. Bu arada bence maymunlar değil de kafese suyu sıkanlar önemlidir.

Şu anda ülkedeki yönetimde yurttaşları sürekli böyle bir ortama ve olaylara maruz bırakıyor. Üstelik bunu pandemi gerekçesiyle pekiştiriyor. İnsanları maymun yerine koyarak mevcut durumu değiştiremeyeceklermiş hale getirmeyi amaçlıyor. Nitekim çoğu insan olayları değiştirme gücüne sahip oldukları ortamlarda bile edingenleşiyor kendilerini çaresiz, umutsuz hissediyor. Aslında çaresizlik topluma öğretiliyor. Bu arada kendileri de “görmedim, duymadım, söylemedim” halindeki üç maymunu oynuyorlar. Ama bu maymunlardan biri bazen açıkça konuşmazsa bile gaz çıkarıyor. Ortalığı berbat hale getiriyor. Toplumda hissedilmemesi imkânsız bir gaz kokusu var ya tümden zehirleyecek ya da patlayacak.

Öğretilen çaresizlikten kurtulmanın tek çaresi elbette “maymun” olmayı kabul etmemektir. Kafese girmeyi baştan reddetmektir. Çünkü insanlar maymun değildir.

Martin Seligman’ın Teorisini şöyle özetler: Ne zaman ki bir kişi, yaptığı şeyin küçük de olsa fark yaratamayacağına kendini ısrarla inandırırsa, kendini çaresiz ve hiçbir şey yapmamayı tercih edecektir.

Kişi öncelikle kendi kapasitesini tanımalıdır. Farklı bir alanda yeteneklerini sergilemelidir. İş ya da okul hayatında bir hedefe odaklanmalıdır. Öncelikle kendinize kısa vadeli hedefler koyun. Hataların engellerin sizi durdurmasına izin vermeyin. Yeni bir başlangıçtan korkmayın. Her şeye rağmen zincirleri kırmaktan zorlanıyorsak olumsuz iç sesimize söz geçiremiyorsak, bir uzmandan yardım almakta fayda var.

Hayat varsa umutta var. Hem ne demiş, Şair Edip Cansever. “Umudu dürt/ Umutsuzluğu yatıştır.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —