Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan 2 bin 206 metre yükseklikteki Nemrut Dağı yağan kar ile beyaza büründü.
Sultan Şehir Gazetesi yazarlarından Devlet Sanatçısı Dr. Fatma Gül Saklavcı, Malatya’nın Pütürge Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içerisinde yer alan Nemrut Dağına 4 kilometre yürüdükten sonra zirveye ulaştı. Saklavcı, izlenimlerini okuyucuları ile paylaştı.
Kommagene Kralı I. Antiochus Theos tarafından M.Ö. 62 yılında Tanrılara ve atalarına minnettarlığını göstermek için yaptırdığı, "Dünyada güneşin doğuşunun ve batışının en güzel izlendiği yer" olarak bilinen Nemrut Dağı’nda karlar altında kalan heykeller ve sislerin arasındaki gün batımı manzarası izleyenlere göz ziyafeti sundu. O anlar ziyaretçiler tarafından çekilen fotoğraflarla ölümsüzleştirildi. Karlar içerisinde sert kayalardan oluşan yolda yaklaşık 4 kilometre yürüdükten sonra zirveye ulaşan ve beyazlar içerisindeki heykelleri gören yerli ve yabancı turistler, yorgunluklarını çektikleri fotoğraflarla unuttu.
Malatya’nın Pütürge Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta İlçesi sınırları içerisinde yer alan Nemrut Dağı, hem volkanik bir dağ, hem doğal anıt ve hem de insan eliyle yapılan bir tarihi eser olma özelliğiyle arkeologlar tarafından Dünya’nın 8'inci harikası olarak kabul edilmektedir.
Kommagene Krallığı’nın tarih sahnesinden ayrılmasıyla Nemrut Dağı’ndaki eserler yaklaşık iki bin yıl süresince yalnızlığa terk edilmiş heykellere ilk olarak 1881 yılında yöreyi görevli olarak gezen Alman mühendis Karl Sester rastlamış ve İzmir’de bulunan Alman Konsolosu’nu bildirmiştir. 1882 yılında Otto Puchstein ve Karl Sester Nemrut’ta inceleme yapmış, Müze-i Hümayun Müdürü Osman Hamdi Bey 1883 yılında bir ekiple gelip Nemrut’ta çalışma yapmıştır. 2. Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner yörede kazı ve araştırma yapmışlardır.
“Tanrıların Dağı” diye de adlandırılan Nemrut’un birçok noktasına bugün hala ulaşılamamaktadır. Nemrut Dağı’nın zirvesinde Doğu, Batı ve Kuzey olmak üzere 3 teras bulunmaktadır. Kireçtaşından oyulmuş heykeller doğu ve batı terasında bulunmaktadır. Doğu terasındaki daha fazla zarar görmüş olan heykeller Aslan, Kartal, I. Antiochos, Kommagene, Zeus, Apollon, Herakles, Kartal ve Aslan şeklinde sıralanmaktadır. Batı terasında da heykel dizilimleri aynı fakat farklı olarak Kral Antiochos’ un tanrılarla selamlaşması, Dexiosis, Aslan figürü, horoskop gibi kumtaşından yapılmış 5 kabartma bulunmaktadır.
Doğu ve Batı terasın her ikisinde de tanrı heykellerinin tahtlarını oluşturan taş blokların arkasında Grek harfleriyle yazılmış 237 satırlık metinin okunması tamamlanmıştır. Nemrut Dağı Kral I. Antiochos Döneminin siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını gösteren önemli bir merkez konumundadır. Tamamen insan eliyle yapılmış olan höyük ve mezarlarda neler olabileceği konusu hala gizemini korumaktadır. Nemrut’u ve heykelleri ilginç kılan nokta, bugünün teknolojisiyle dahi ulaşılamayan bu eserlerin o zamanın teknolojisiyle oraya nasıl getirildiğinin bilinmemesidir. Çok tanrılı dinlerin bir hayli yaygın olduğu bir dönemde yapılan bu heykeller, hem Pers İmparatorluğu’na hem de Yunan kültüründen izler taşımaktadır. Bu gizemli ve mistik yer her mevsim gelecek ziyaretçilerini beklemektedir.