Naci YILDIZ
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (Özgür-Der) Sivas Şubesi, Sivas olayları davasında aldığı idam cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilen ve 27 yıldır tutuklu bulunan 86 yaşındaki Ahmet Turan Kılıç'ın tahliye edilmesi için toplandı.
Atatürk Kongre Müzesi bahçesinde gerçekleştirilen etkinliğe Ahmet Turan Kılıç’ın akrabalarının yanı sıra çok sayıda Sivaslı da destek verdi. “Herkes için adaletse asıl suçlular bulunsun! Sivas mahkumları serbest bırakılsın” yazılı pankart açan grup “Ahmet Dede’ye özgürlük” sloganı attı.
Burada bir konuşma yapan Ahmet Turan Kılıç’ın oğlu Necdet Kılıç, babasının 27 yıldır suçsuz yere hapiste olduğunu belirterek "Olay günü ben kendisiyle beraberdim, Cuma namazını kıldıktan sonra babamın emekli maaşını almak için çarşıya gittik. Oradan alışveriş yapıp evimize geldik. Bu süre zarfında yaşanan olaylardan ne haberimiz oldu ne de bir şey gördük" dedi.
Babasının olaydan 5 gün sonra gözaltına alındığını ve gözaltındayken bir komiserle yaşadığı tartışma nedeniyle iftiraya uğradığının altını çizen Kılıç, "Babam birilerini yaktığı ya da öldürdüğü gerekçesiyle değil devleti yıkmaya teşebbüs suçlamasıyla tutuklandı" şeklinde konuştu.
“BABAMI BIRAKSINLAR”
Babasının 27 senedir zulüm gördüğünü ve bugün ağır hasta olduğunu dile getiren Kılıç, " Numune Hastanesi'nden 8 doktor tarafından hapishanede tutulamaz şeklinde rapor verildi. Bu raporun bile düzmece olduğu iddia edildi. Cumhurbaşkanımıza ve bütün yetkililere sesleniyorum; babamı bıraksınlar, bu zulmü durdursunlar” ifadelerini kullandı.
“AHMET TURAN KILIÇ’IN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ TOPLANDIK”
Kılıç’ın ardından konuşan Özgür-Der Şube Başkanı Sinan Ceran ise “Kıymetli Sivas halkı, Sivas davasını ve oradaki zulmü, hukuksuzlukları hepimizin bildiği ama şimdi daha aciliyet arz eden bir durum için toplandık. İlerlemiş yaşına ve birçok rahatsızlığı bulunmasına rağmen içeride tutulan Ahmet Turan Kılıç’ın özgürlük mücadelesi için burada toplandık. Sivas davası laik-Kemalist sistem, sivil askeri-bürokrasi, alevi gruplar ve sol seküler çevrelerin ittifakı elbirliği ile oluşturulmuş pişirilmiş bir içeriğe sahip. Bu sebeple Sivas davası mağduriyetleri üzerinde bir hegemonya oluşturuluyor meselenin konuşulmasına dahi izin verilmiyor. Yaşanan olaylarla hiçbir alakası olmayan insanlar 27 yıldır içeride tutulurken kamuoyu önünde mağdurların akrabalarının dahi seslerini duyurmaları imkansız hale getiriliyor. Sivas davası üzerinde hegemonya oluşturan çevrelerin Ahmet Turan Kılıç’ın özgürlük mücadelesine karşı da aynı ceberrut tutumu takındıklarını da görüyoruz. Olayların bu aşamaya gelmesinin en büyük sorumlularından Marksist Pir Sultan Abdal Derneği hemen Ahmet Dede’ye özgürlük çığlığını susturmaya çalışmak için açıklama yaptı ve tabiri caizse şecaat arz ederken sirkatin söyledi” dedi.
“POLİSLERE YALANCI ŞAHİTLİK YAPTIRILDI”
Başkan Ceran, konuşmasının devamında şu ifadeleri kullandı: “Şanal Saruhan Ahmet Dede ile ilgili olarak ‘bu kişi hakkında 5 polis ve bir emniyet amirinin tanıklığının’ olduğunu devlet karşıtı slogan attığını söylüyor. Biz de tam olarak yıllardır bunu söylüyoruz. Dönemin koalisyon ortağı CHP’nin baskısıyla bu polislere yalancı şahitlik yaptırıldı, slogan ise zaten komedi. Dönemin siyasi iktidarının baskısı ile oluşturulmuş bir yargılamayı örnek bir dava imiş gibi gösteren bu çevreler tamamen keyfi sebeplerle insanların mahkum edilmesini meşrulaştırmaya çalışarak vicdansızlıklarını da göstermiş oluyorlar. Ahmet Dede için açıkça ‘Cezaevindeki gebersin’ diyorlar. Biz bu vicdanı olmayanlardan bir şey beklemiyoruz , Şanal Saruhanlardan, Pir Sultan Abdal Derneklerinden, mezhepçi fanatiklerden bir şey beklemiyoruz ve onları aklı selime de davet etmiyoruz. Vicdanı olmayanın aklı da olmaz.”
“27 YILDIR İÇERDELER”
Sorumluluk makamında bulunan kesimlere çağrıda bulunan Başkan Ceran, “Adalet Bakanı Abdülhamit Gül başta olmak üzere bütün Adalet Bakanlığı sorumlularının bir kez olsun ellerini taşın altına koymalarını, mazlum bir Müslümanın mağduriyetinin giderilmesi için gerekli çabayı göstermelerini bekliyoruz. Bürokratik oyalanmalar, sol ve mezhepçi çapulcuların baskısından korkarak top çevirmeler sonucunda yaşanacak telafisi imkansız durumun vebalinden ne bu dünyada ne öteki dünyada kurtulamayacaklarını da belirtmek isteriz. Dile kolay 27 yıldır hapishanede tutulan bir insanın feryadına karşı ellerinizi vicdanınıza koyarak bu Müslümanların problemlerini çözmek için çaba gösterilmesi elzemdir. Herkes düşünsün iradesi dışında bir insan birkaç metrekarelik bir yerde bir hafta bütün özgürlüğü elinden alınmış bir şekilde yaşamayı düşünsün ve hatta denesin. Bu insanlar suçsuz yere haksız yere devletin kolluk kuvvetlerinin yargısının ve sol çevrelerin baskısı sonucu 27 yıldır içerdeler. Bir insanın iradesi dışında suçsuz yere bunca sene hapis yatması nasıl bir şeydir? Birileri de utanmadan ölene kadar çıkmasın diye tasallut oluşturmaktalar. Öyleyse biz de hiçbir oyalamayı kabul etmiyoruz. Müfsid çevrelerin baskılarından çekinerek bu zulmü görmezden gelenlerin artık bahanesi kalmamıştır. Bunlar kim oluyor da bakanlık ve sorumluluk makamındakiler çekiniyorlar. Bunların hiç bir hakkı ve meşruiyeti yoktur. Eğer ki bu çevrelerin yürekleri varsa gelsinler davayı bir kere daha tartışalım neyin ne olduğu da ortaya çıkmış olsun” ifadelerini kullandı.
“EVİNİ DAHİ BULAMAZ”
İslami sivil toplum kuruluşlarının ve cemaatlerin Sivas davası mağdurları için daha fazla sorumluluk alması gerektiğinin altını çizen Başkan Ceran, “Eğer ki haksız yere hapis yatan bir tek Müslümanı dahi içeriden çıkarmaya gücümüz yetmiyorsa vakıflarımızın, derneklerimizin, cemaatlerimizin, hareketlerimizin olmasının ne anlamı vardır. Ahmet Dede’ye suçlu olduğundan özgürlük istemiyoruz. Adil yargılamanın olmadığını mahkemenin verdiği cezanın bozularak Ankara tarafından ömür boyu hapse çevrildiği bir davadan bahsediyoruz. Olayın oluş biçiminden sonuç biçimine kadar tamamen siyasal terbiye edici ve Ahmet Dede üzerinden bütün Müslümanları hizaya getirici bir anlayıştan dolayı buradayız. Bunun 10 yılını 28 Şubat sürecini başlatanlar ve devam ettirenler döneminde oldu. Peki 17 yılı nereye koyacağız. Halkın üzerine tank süren darbeciler mahkemeden müebbet cezası almalarına rağmen yaşları İleri sürülerek İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Birler cezaevine konulmadılar. Ahmet Dede’den daha sağlam ve genç olmalarına rağmen üstelik. Ahmet Dede’yi bugün Sivas’ın ortasına bıraksanız evini dahi bulamaz o derece ilerlemiş hastalığı var. Eşi vefat etti cenazesine katılmasına izin verilmedi. 86 yaşında tekerlekli sandalyede yürüyebilen bir insanı tutmak hak mı? Biz eşitlik istiyoruz bu ülkede. Ahmet Necdet Sezer döneminde DHKP-C üyeleri cinayet işlemiş bu insanlar rahatsızlıkları gerekçe gösterilerek bırakıldılar. Hasta olanların bırakılmasına elbette karşı değiliz ama eşitlik istiyoruz. Onlardan hayatının son demlerine gelmiş Ahmet Dede’ye de aynı muameleyi istiyoruz. Biz buradan hodri meydan diyoruz. Sivas’taki olayların, yaşananların gerçek suçlularının ortaya çıkmasını istiyoruz. Ama ne Ahmet Dede, ne de içeridekiler bu olayın faili. Bu olayın peşini bırakmayacağız. Ahmet Dede özgür olana dek mücadelemiz devam edecek” şeklinde konuştu.