Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Uzmanı Dr. Yaşar Alpaslan, Multipl Skleroz (MS) hastalığı hakkında bilgiler verdi. Alpaslan, hastalığın seyrinde depresyon, hafıza bozukluğu, idrarını tutamama, cinsel sorunlar ve uyku gibi şikayetlerin sıklıkla görülebileceğini söyledi.
Alpaslan; “Birçok insan özellikle Manyetik Rezonans Görüntülemenin (MR) yaygın kullanımı ile bu hastalıkla ilgili tanının arttığını bildirmiştir. Benim burada vurgulamak istediğim atak dediğimiz, hastalarımızın en sık görülen güçsüzlük, dengesizlik, görme bozukluğu, çift görme gibi ciddi özürlülüğe yol açan nörolojik septomların varlığını iyi biliyoruz. Bazı hastalarda beraberinde ek başka yakınmalar da görülebilir. Bu yakınmalar hastalığın seyrinde önemli oranda yaşam kalitesini bozan sıkıntılara sebep olabilir. Bunlardan birincisi depresyondur. Değişik oranda hafıza bozukluğu görülebilir. Otonomik sinir sistemimizin fonksiyonlarına yönelik birtakım işeme problemleri-işeyememe ya da idrarını tutamama, büyük abdestini boşaltamama, cinsel sorunlar, uyku problemi gibi problemler de olabilir. Bir diğer önemli yakınma ise yorgunluktur. Yorgunluk, bir atak olmadan da MS'li hastaların ortalama yüzde 75-95’inde yani her 4 hastadan en az 3’ünde gördüğümüz bir problemdir. Yorgunluk farklı sebeplerden ortaya çıkabilir. Kişinin sağlıklı beslenmemesi, az sıvı alması, depresyonun varlığı, dinlenme periyodunu kendi nörolojik kapasitesine göre ayarlayamaması sebep olabilir. Yani hastanın değişik oranda güçsüzlüğü vardır ama ağır iş yapıyordur. Bu durumda araya dinlenme periyotlarının girdiği bir çalışma planı önerilir. Bir başka yorgunluk yapan sebeplerden biri hastalıkla beraber kullanılan MS için kullanılan ilaçlar” diye konuştu.
Yorgunluğun hasta için önemli bir problem olabileceğine dikkat çeken Alpaslan, “Yorgunluk, pek çok sebebe bağlı ortaya çıkabilir ve tedavinin de ona göre olacağının mesajını vermek istiyorum. Bir başka dikkate alınması gereken önemli faktörlerden birisi de fizik aktivitenin artırılmasıdır. Fizik egzersiz, uzun vadede kişilerin kapasitesini artırma da ya da mevcut kapasitesini korumada önemlidir. Burada vurgulamak istediğim bir nokta var ki o da fizik egzersizi vücut ısısının artırmadan günün erken saatlerinde ya da akşam saatlerinde yapılması ya da sık duş alınarak yapılmasıdır. En ideali, hastaların egzersizlerini serin havuz ortamında yapmalarıdır” şeklinde konuştu.
MS hastalarının kırmızı etten uzak durması gerektiğini belirten Alpaslan, “Beslenme, günümüzün en önemli sorunlarından bir tanesi. Aşırı beslenme, fazla karbonhidrat alımı gibi bir problem tüm toplumumuzda aslında mevcut. MS de beslenmenin önemi yapılan çalışmalarla çok iyi bir şekilde ortaya konmuştur. Burada önerilen Akdeniz tipi beslenmedir. Akdeniz tipi beslenmeden ne kastediyoruz? Daha çok balık ağırlıklı bir protein alımının olduğu bütün yemeklerin zeytinyağı ile yapıldığı, yeşilliğin bol miktarda yer aldığı bir beslenme şeklidir. Özellikle hastaların hayvansal proteinlerden kırmızı etten uzak durmaları, buğday ürünleri unlu mamulleri azaltmaları, yağ alımını azaltmaları gerekmektedir. Bunun yanında ceviz, kefir gibi gıdaların Akdeniz tipi beslenmeye eşlik ettiği bir beslenme tarzını öneriyoruz” diye konuştu.
MS hastalığında bitkisel tedavilerden faydalanmanın sıkça yapılan bir yanlış olduğunun altını çizen Alpaslan; “MS immün sistemin bozulmuş çalışmasıyla ortaya çıkan bir hastalığıdır. Bağışıklık sistemini düzenlemek için birtakım bitkisel terapilerden faydalanıldığında; olumlu bağışıklık sistemi üzerinde olumlu bir etkiyi bırakın; daha da olumsuz etki ederek ataklar tetiklenebilir. Tabi bu sırada kullanılan immün düzenleyici ilaçlarla bu bitkisel maddeler arasında etkileşim olabileceği ihtimali de göz ardı edilmemelidir” ifadelerini kullandı.