Uzman Psikolog Hatice Ağkaş, yüzdeki mimikleri örten maskenin duygusal iletişimi engellediği gibi birçok kişinin aşıyı hastalıktan korunmak için değil normale dönmek için tercih ettiğini söyledi
Yaklaşık 2 yıldır tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını birçok tedbiri de beraberinde getirmişti. Vaka sayılarının arttığı dönemlerde neredeyse tüm illerde maske takma zorunlu hale geldi. Hayatımızın bir parçası haline gelen maske kimileri için olumlu değerlendirilirken kimileri içinse adeta bir işkence haline geldi. Aşılanmayla birlikte maske kullanımı azalırken Uzman Psikolog Hatice Ağkaş, maskenin insanlar üzerindeki psikolojik etkilerini değerlendirdi.
Maske duygusal iletişimi engelliyor
Uzman Psikolog Hatice Ağkaş, maskenin insanın kendisini rahatça ifade etmesine engel olduğunu belirtip “Maske bizim dışarıdan görünüşümüzü tabi ki değiştirdi. Yani insanların bizi tanıması bizim mimiklerimize, jestlerimize gülüyor muyuz, ağlıyor muyuz nasıl bir duygu içerisindeyiz bunu görmemizi engelledi ve bizi bir şekilde sakladı. Biz kendimizi rahatça ifade etmekten alı konulmuş duruma geldik ve bunla beraber cilt tahrişleri oluşturmaya başladı, sağlık sıkıntıları oluşturmaya başladı ama bizi daha büyük bir sağlık sıkıntısından koruyor. Psikolojik açıdan baktığımız zaman insan kendini ifade etmeye mecbur bir varlık aslında. Karşımızdakiler bizim duygu durumumuzu, hislerimizi bir şekilde anlayabilmesi gerekiyor ama biz maske taktığımız zaman karşımızdaki mutlu mu, hüzünlü mü, söylediğimiz bir şeye gergin bir tepki mi veriyor yoksa normal mi karşılıyor biz artık bu tepkileri kontrol edememeye başladık. Bizim birbirimizi tanıma oranımızı daha fazla azalttı aslında’’ dedi.
"Jest ve mimikler kapanıyor"
Psikolog Ağkaş, maskeyle beraber insanın jest ve mimiklerinin örtüldüğünü söyleyerek “Öncelikle hepimiz artık aynı şekilde görünüyoruz. Sadece bizim bireysel olarak farklarımızı oluşturan şey gözlerimiz olmaya başladı. İnsan birini tanırken ya da biriyle iletişime geçerken önce yüzüne bakar. Biz ilk altı ayımızdan itibaren bir insanın yüzüne baktığımız zaman o insanın mutlu mu, üzgün mü, tavırlı mı olduğunu anlamaya çalışırız. Ama şimdi maskeyle beraber bu jest ve mimiklerin çoğu kapanmış duruma geliyor, sadece gözlere bakıyoruz. Bu tek tipleştiren maskelere baktığımızda hepimiz aynı görünmeye başladık. Oysaki insan kıyafetleriyle dış görünüşüyle kendi içerisinde nasıl bir kişilik olduğunu yansıtır. Ama bu tek tipleştirme bu sadece beyaz maske takma bizdeki bu kendimizi yansıtma olayını elimizden aldı. Bununla beraber sektör renkli maskeleri geliştirdi. Baktığımızda maskelerin üzerine makyaj yapan insan figürler yapıyoruz. Bir şekilde kendimizi yansıtmak için alanlar oluşturmaya çalışıyoruz. Ben sadece bu maske değilim aslında. Ben bunun altında gülen bir suratım ya da üzgün bir suratım. Kendimizi ifade etmeye çalışıyoruz bunlarla beraber” ifadelerini kullandı.
Aşı normalleşmek için tercih ediliyor
Psikolog Hatice Ağkaş, insanların büyük kısmının normale dönmek için aşı olduğunu belirterek “Aslında aşıda bizi psikolojik olarak çok fazla etkiliyor. Baktığımız zaman aşıyı sadece hastalıktan kurtulmak için yapmıyorlar sana. Aynı zamanda artık bir normale dönmek istiyoruz. Biz evden çıkmak istiyoruz, rahat bir şekilde gezmek istiyoruz ve bu korkularımız bitsin istiyoruz. İnsanların geneli de artık ben kurtulayım hasta olmamak için aşı olmuyorlar. Normale dönelim artık normal bir hayat sürelim, maskeden kurtulalım, dezenfektanlardan kurtulalım. En başta da bu korkulardan kurtulalım. Aşı bunun için çok fazla gerekli aslında. En fazla bizi bu psikolojik süreçlerden öteleştiriyor. Korkumuz azalıyor artık. Ben zaten aşı oldum diyor. Kendini daha fazla güvende hissediyor insan ve daha aktif bir şekilde hayatın içerisine karışıyor” şeklinde konuştu.