KUDÜS´E EVRENSEL BAKIŞ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Allah´ın yeryüzündeki ikinci mabedi Mescid-i Aksa´nın bulunduğu Kudüs, Müslümanların ilk kıblegâhı olduğu gibi peygamberler silsilesinin son temsilcisi olan Hazreti Muhammed´in Miracına basamaklık etmiş bir şehirdir.

DÜNYA 25.12.2017 08:47:38 1754 0
KUDÜS´E EVRENSEL BAKIŞ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

KUDÜS´E EVRENSEL BAKIŞ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ

Allah´ın yeryüzündeki ikinci mabedi Mescid-i Aksa´nın bulunduğu Kudüs, Müslümanların ilk kıblegâhı olduğu gibi peygamberler silsilesinin son temsilcisi olan Hazreti Muhammed´in Miracına basamaklık etmiş bir şehirdir. Tarih boyunca peygamberler şehri olarak kabul edilen Kudüs,  İslamiyet, Yahudilik ve Hristiyanlık için kutsal yerleri barındırmaktadır. Hazreti Ömer ve Selahaddin Eyyûbî tarafından fethedilen Kudüs; Selçuklu ve Osmanlı dönemleri de dâhil olmak üzere 13 asır İslam hâkimiyetinde kaldığı dönemlerde farklı din ve inançların uyum içinde yaşadığı adının da ifade ettiği gibi barış şehri olarak insanlığa örnek teşkil etmiştir. Bu sebeple özellikle tüm Müslümanlar için vazgeçilmez ve mukaddes bir emanet olarak kabul edilmiştir. Müslümanların emanetindeyken insanlığın ortak mirası olan sevgi, hoşgörü ve birlikte yaşamanın merkezi olan bu kutsal mekân, ne yazık ki özellikle son asırda şiddet, nefret ve zulümle anılır hale gelmiştir.

Kudüs´ün bu noktaya gelmesinde Ortadoğu´yu menfaatleri doğrultusunda yönetmek isteyen ülkelerin barıştan, haktan ve adaletten uzak müdahalelerinin büyük rolü olmuştur. Bu müdahalelerin son adımı ABD´nin Kudüs´ü, devlet terörü uygulayan İsrail´in başkenti olarak tanımasıdır. ABD´nin bölgeyi ve dünyayı kaosa sürükleyecek bu kışkırtıcı adımı, işgalci ve terörist İsrail devletini daha da cesaretlendirecek, masum Filistin halkına baskı ve zulmün daha da artmasına sebep olacaktır. Bu teşebbüs, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan´ın liderliğinde Türkiye Cumhuriyeti´nin ve İslam İşbirliği Teşkilatının girişimleri ve gayretleri sayesinde büyük ölçüde bertaraf edilmiştir.

Amerika´nın çağ dışı tehditlerine rağmen Birleşmiş Milletlerin ezici bir çoğunlukla Kudüs´ü İsrail´in başkenti olmasını kabul etmemesi, dünya üzerindeki bütün mazlum milletleri umutlandırmıştır. Bu kararla özellikle son iki asırdır dünya üzerinde hüküm süren kapitalist, sömürgeci ve materyalist anlayışın böyle devam etmeyeceği, güçlü olanın değil haklı olanın kazanabileceği gösterilmiştir. Bunun sonucunda Kudüs bağlamında insanlığın geleceğiyle ilgili olarak barış ve adaletin tesis edilebileceğine olan inancımız artmıştır. Birleşmiş Milletler 21 Aralık 2017 tarihinde aldığı kararla, Kudüs´ün üç semavi dinin kutsal bir mekânı olmasının yanı sıra insanlığın evrensel değerlerinin beşiği olduğunu göstermiştir. Bunda en büyük katkı Türkiye´nin önderliğinde Birleşmiş Milletlerde Amerika ve İsrail zulmüne karşı oy kullanan devletlerin olmuştur.

Bizler aşağıda imzası bulunan kuruluşlar, bölgede kalıcı barış ve huzurun ancak İsrail´in kayıtsız şartsız 1967 tarih ve 242 sayılı BM kararındaki sınırlarına dönmesiyle sağlanacağına inanmaktayız. Ayrıca İsrail gibi devlet terörü uygulayan devletlere karşı bundan sonra da Birleşmiş Milletlerin inisiyatif almaya devam etmesini özgür dünya ulusları sağlamalıdır.

Kudüs´ün kaderini ancak o toprakların gerçek sahibi olan Filistin halkı ve Ortadoğu´da yaşayan milletlerin belirleyebileceğine inanmaktayız. Kudüs, İsrail Devleti´nin değil, Türkiye Cumhuriyetinin ve İslam dünyasının önemli bir bölümünün resmen devlet olarak tanıdığı Filistin´in başkentidir. Kudüs´ün bu konumu, sadece Müslümanlar için değil, bütün dünya milletlerinin vicdan, adalet ve hoşgörü duyguları için önemlidir.