Sivas Cumhuriyet Üniversitesinin emektar öğretim görevlilerinden olan ve rektörlük için adaylığını açıklayan Tıp Fakültesi kökenli Prof. Dr. Ahmet Yılmaz Sultan Şehir’e konuştu. Doğduğu topraklara 23 yıldır Sivas Cumhuriyet Üniversitesi çatısı altında çeşitli kademelerde hizmet eden Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleriyle rektör seçilmesi halinde ekibiyle birlikte hayata geçirecekleri projeleri anlattı. Üniversitede ana bilim dalı başkanlığı, başhekim yardımcılığı ve başhekimlik görevlerini başarıyla yürüten Yılmaz, “Ekibimiz tamam. 3-5 kişinin söylemesiyle değil herkesin katılımcı olacağı bir yönetim anlayışı içerisinde hareket edeceğiz” dedi.
2024 yılının Ağustos ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapacağı atama ile Sivas Cumhuriyet Üniversitesi yeni rektörüne kavuşacak.
Doğduğu topraklara hizmet etme hedefi doğrultusunda çalışan ve aldığı her görevi başarıyla yürüten Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı’nın başarılı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yılmaz da rektörlüğe adaylığını açıklayan isimler arasında yer alıyor.
Tıp dünyasının yakından tanıdığı isimler arasında yer alan ve birçok uluslararası dergide makaleleri yayımlanan Prof. Dr. Yılmaz; rektör adaylığı süreci, projeleri ve hedeflerine ilişkin gazetemize özel açıklamalarda bulundu.
KATILIMCI YÖNETİM ANLAYIŞINA VURGU YAPTI
Sivas’ın en önemli değerleri arasında başı çeken Sivas Cumhuriyet Üniversitesini ulusal ve uluslararası arenada adından söz edilir bir kurum haline getirmeyi hedeflediğini dile getiren Yılmaz, bunu da katılımcı yönetim anlayışıyla başaracaklarını kaydetti.
Kendisini tanıtarak konuşmasına başlayan Yılmaz, “1969 Sivas doğumluyum. İşçi bir ailenin çocuğuyum. Ben 6 aylıkken babam bizleri de alıp yurt dışına çalışmaya gidiyor. İlkokulu orada bitirdim. Almanya'ya gittikten sonra babam ağabeyimle bana ‘Ben sizin işçi olmanızı istemiyorum. Türkiye'ye götüreceğim. Milliyetçi muhafazakar kesimin olduğu imam hatip diye bir okul var. Hem dininizi öğreneceksiniz hem de bir meslek sahibi olacaksınız’ dedi ve beni 1980’de bizi buraya bıraktı. Biz teyzemizin yanında okuduk. İmam hatibi bitirdikten sonra Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandım. Okul birincisi olarak İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesine yatay geçiş yaptım. 1995 yılında mezun olduktan sonra ilk tercihim olan Cerrahpaşa Dahiliye Ana Bilim Dalı Başkanlığına araştırma görevlisi olarak başladım. 2 yıla yakın çalıştım. Ben yan dal olarak endokrinoloji istiyordum fakat o dönemde sınav yoktu. TUS’a girdim, Koşuyolu Kalp Hastanesi branş bölümüne tekrar değiştirdim. Yaklaşık 4-5 yıl kadar ihtisasımı bitirdikten sonra 2001’de babamın hacda vefatı dolayısıyla annem ve kardeşlerim Sivas’ta yalnız kaldılar. Diğer ağabeylerim de yurt dışında idi, gelme imkanları yoktu. Bizde aile kavramı her şeyden önemlidir. Annem var, üniversite sınava girecek küçük kardeşim var yalnız olmasınlar diye tekrar Sivas’a döndüm. Benim Sivas'a dönme sebebim bu idi. Yoksa büyükşehirlerde kadro gibi bir sorunumuz yoktu. Önceliğimiz hem ailemiz hem de doğduğumuz şehrimiz oldu. Ben o dönem hem Numune Hastanesine hem de Cumhuriyet Üniversitesine müracaatımı yaptım. O dönem Cumhuriyet Üniversitesi'ne anjiyo cihazları alınmış ama bilen yok. Biri uzman biri yardımcı doçent olmak üzere 2 doktor vardı onlar da Kayseri’ye eğitime gidiyorlardı. Benim İstanbul’daki hocalarımdan da referans almışlar, beğenmişler. Verdiğim asistan eğitimini 6 ay gördüler, derslere girmeye başladım. Dolayısıyla Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde o gün bugün yani yaklaşık 23 yıldır görev yapıyorum” dedi.
ÜLKEMİ, DEVLETİMİ SEVİYORUM
Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde görev yapan en eski hocalardan birisi olduğunu belirten Yılmaz, “Birçok teklif geldi, halen de geliyor. Özellerden olsun, il dışından olsun çok teklif geldi ama Sivas’ı çok sevdiğim için burada hizmet vermeye devam ediyorum. Ben ülkemi, devletimi seviyorum. Hiç özele geçmedim, hep üniversitede çalıştım” ifadelerini kullandı.
YILMAZ HOCA, BİRÇOK İDARİ GÖREVİ BAŞARIYLA YÜRÜTTÜ
Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde çeşitli idari görevlerde de bulunduğunu anımsatan Yılmaz, “Yaklaşık 22 yıllık süreç içerisinde 10 yıl civarında idari tecrübem var. Bunun içerisinde iki kez ana bilim dalı başkanlığı yaptım. İlyas Hocamızın zamanında 2008-2012 arasında başhekim yardımcılığı yaptım. Son olarak da Alim Bey'in ilk döneminde 3 yıl kadar başhekimlik yaptım” açıklamasında bulundu.
BAŞHEKİMLİK DÖNEMİNDE ÖNEMLİ ÇALIŞMALARA İMZA ATTI
Başhekimlik döneminde güzel çalışmalara imza attığını kaydeden Yılmaz, “Hastanemizi gerek hasta poliklinik sayısı gerek yatan hasta sayısı gerek ameliyatlarımızın sayısı gerekse hastanemizin gelirleri bakımından çok önemli bir yere getirdim. Verilerle orada ne derece bir rekor kırıldığı da görülmüştür” şeklinde konuştu.
ŞEHİRDEN KOPUK BİR YÖNETİM İSTEMİYORUM
Projelerine de değinen Yılmaz, çalışma sistemi ve yönetimsel bakış açısının kendisi için çok önemli olduğunun altını çizerek “Bunu değiştirmemiz lazım. Üniversitemizin şehre bakış açısını, öğretim üyesine bakış açısını değiştirmek istiyorum. Bir bütünlük istiyoruz çünkü. Hem şehirden kopuk hem de öğretim üyelerinden kopuk bir yönetim istemiyorum ben açıkçası. Bu bağlamda biz geniş tabanlı bir ekip kurmak istiyoruz ki bu ekibimin büyük bir kısmı zaten tamam. Arkadaşlarımla görüştüm. Ekibimiz tamam. Geniş tabanlı. 3-5 kişinin söylemesiyle değil herkesin katılımcı olacağı bir yönetim anlayışı içerisinde hareket edeceğiz. Bu bağlamda bir örnek vereyim: Başhekimlik görevimden ayrılırken birçok öğretim üyesi hocamız bana gelerek başarılı ve adaletli bir yönetim sergilediğimden dolayı teşekkür etti. Ben adalet vurgusuna tekrardan değinmek istiyorum. Adaletli bir yönetim oluşturacağız Allah’ın izniyle. Katılımcı olacak” dedi.
HASTANE, ÜNİVERSİTEMİZİN ŞEHRE BAKAN YÜZÜDÜR
“Üniversitemizi kaybetmiş olduğu akademik ve kurumsal kimliğine tekrar kavuşturacağız inşallah” açıklamasında bulunan Yılmaz, “Bunun yanında icraatlarımız neler olacak? Ekip hazır ama sistem de ekip kadar önemli. Bizim ekibimiz donanımlı, güçlü bir ekip ama o bahsettiğimiz çalışma sistemini, çalışma zihniyetini de oluşturduktan sonra en önemli projemiz hastanemiz olacak. Biliyorsunuz ben tıp kökenliyim. Türkiye genelinde hekim camiasında benim çevrem Allah'ın izniyle oldukça geniş. Bu hekim camiasından isim yapmış hocalarımızı hastanemize, üniversitemize kazandırmak istiyorum. Birçok bağlantımız var bu konuda. Üniversite demek hastane demek. Bugün iki kişi çarşıda konuştuğunda ‘Üniversiteye gidiyorum’ dediğinde hastaneyi kastettiği çok aşikardır. Hastane, üniversitemizin şehre bakan yüzüdür. Sanayiyle, üniversitemizin teknoloji fakültesinin daha yakın iş birliği içerisinde çalışması gerektiğini düşünüyorum, bu doğrultuda hareket edeceğiz. Son zamanlarda revaçta olan yapay zeka projesini üniversitemize yerleştirmek istiyorum. Yapay zeka konusu çok önemli. Mezun olduktan sonra mesleki bilgilerden biraz kopmuş olan kişiler için her fakültede eğitim programları açmak istiyorum. Sonuçta bir turizm şehri değiliz ama bacaksız fabrika dediğimiz turizmimizin bizim ilimizdeki anlamı bence öğrencilerdir. Özellikle üniversite öğrencilerimiz. Bunlar hem bilimsel anlamda çok önemli hem de şehrimize katma değer sağlaması bakımından çok önemli. Öğrenci sayısını özellikle de yabancı öğrenci sayısını artırma yoluna gideceğiz. Yabancı öğrencileri nasıl memleketimize çekebileceğimizin araştırmalarını yapıp belirli bir düzeyde öğrenci sayısına katkıda bulunmak istiyoruz. Tabii ki bunu yaparken diğer bölümlerde, fakültelerde hocalarımızla istişarede bulunacağız, kendi bölümleriyle ilgili düşüncelerini alacağız ve projelerimizi daha da genişleteceğiz inşallah. Bu şekilde bir hizmet vermeyi düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.
UYUMLU ÇALIŞACAĞIZ
Göreve seçilmesi halinde şehrin dinamikleriyle koordineli çalışacaklarını belirten Yılmaz, “Uyumlu bir şekilde çalışacağız. Hem siyasilerimizle hem sivil toplum kuruluşlarımızla hem medyamızla hem Sivas'ımızın ileri gelen kanaat önderleriyle, hem de öğretim üyelerimizle uyumlu çalışacağız. Bunlardan kopuk bir yönetim ben açıkçası düşünemiyorum” ifadelerine yer verdi.
