Tarih: 06.12.2014 01:28

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının 80. Yılı

Facebook Twitter Linked-in

Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkının 80. Yılı

Türkiye’de kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 80. Yıl dönümü münasebetiyle CHP İl Kadın Kolları Başkanı Muhterem Kaya, basın açıklaması düzenledi. Kaya,” Seçme ve seçilme hakkımızı elde etmenin 80. Yılı kutlu olsun” dedi.

Türkiye’de kadına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin 80. Yıl dönümünü kutlayan CHP İl Kadın Kolları Başkanı Muhterem Kaya, kadına çok değer veren büyük Atatürk, kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmeleri için 1930 yılından başlayarak bir dizi yasa çıkartılmasına öncülük ettiğini belirterek şunları kaydetti: ”5 ARALIK 1934 Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verildiği gün Türk kadını seçme ve seçilme hakkını 80 yıl önce kazandı ancak... Nihayet 5 Aralık 1934 tarihinde TBMM’ de yapılan bazı yasa değişikliği ile Türk kadınına hakların eri büyüğü olan “Seçme ve seçilme” hakkı tanınmıştır. O tarihte, bugün girebilmek için birçok ödün verdiğimiz Avrupa Birliği ülkelerinden Fransa`da 1944, İtalya’da 1948 ve İsviçre’de 1972 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından Atatürk’ün seslenişine değinen Kaya, “Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir.Türk kadını, evdeki medenî mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasî hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu seferde milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medenî memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatla kullanacaktır” demiştir.21. Yüzyıl Türkiye’sin de Türk kadını Atatürk’ün dediği gibi seçme ve seçilme hakkını “Selahiyet” ve “Liyakat” la kullanılmadığına değinen Kaya, “ Türkiye’de 1980 sonrası iktidarların dini siyasete âlet etme çabaları neticesinde kadını geri plana itme uygulamaları hız kazanmıştır. Türk kadını 1934 yılından daha da gerilere götürülmeye çalışılmaktadır. Siyasete atılması baba, erkek kardeş, akraba veya eş tarafından engellenmekte, oy kullanırken kendi iradesi, aile baskısı neticesinde ipotek altına alınmaktadır. Türk kadınının özgür iradesiyle seçme ve seçilme hakkını kullanamadığı, bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde yüzde 4 olan kadın milletvekili oranından da açıkça belli olmaktadır. 2I.Yüzyıl Türkiye’sinde “Töre cinayetleri”, ve “Berdel” uygulamaları ile kadınlarımız ülke gündemine oturmuş, “Baba beni okula gönder” kampanyaları ile kız çocuklarının okula gönderilme çabaları duyarlı bir takım kişi ve kuruluşların gayretlerine teslim edilmiştir.” 80 Yıl önce Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kaldığını ve kadınların ne yazık ki uygulamada ailesinin isteğini seçtiğine değinerek, “. Atatürk Cumhuriyet Türkiye’sinde bu hakların uygulanmasının yolunu açmıştır. Bunun ötesi berisi yoktur! Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır.” Kadınların kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinde, yolun siyaset yapmaktan geçtiğine değinen Kaya, “Seçme ve seçilme hakkımızı elde etmenin 80. yılı kutlu olsun!” dedi. avruparinden Fransa`da 1944, İtalya’da 1948 ve İsviçre’de 1972 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesinin ardından Atatürk’ün seslenişine değinen Kaya, “Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lazım gelecektir. Türk kadını, evdeki medenî mevkiini selahiyetle işgal etmiş, iş hayatının her safhasında muvaffakiyetler göstermiştir. Siyasî hayatla, belediye seçimleriyle tecrübe kazanan Türk kadını bu seferde milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medenî memleketlerin birçoğunda, kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadınının elindedir ve onu selahiyet ve liyakatla kullanacaktır” demiştir. 21. Yüzyıl Türkiye’sin de Türk kadını Atatürk’ün dediği gibi seçme ve seçilme hakkını “Selahiyet” ve “Liyakat” la kullanılmadığına değinen Kaya, “ Türkiye’de 1980 sonrası iktidarların dini siyasete âlet etme çabaları neticesinde kadını geri plana itme uygulamaları hız kazanmıştır. Türk kadını 1934 yılından daha da gerilere götürülmeye çalışılmaktadır. Siyasete atılması baba, erkek kardeş, akraba veya eş tarafından engellenmekte, oy kullanırken kendi iradesi, aile baskısı neticesinde ipotek altına alınmaktadır. Türk kadınının özgür iradesiyle seçme ve seçilme hakkını kullanamadığı, bugünkü Türkiye Büyük Millet Meclisi`nde yüzde 4 olan kadın milletvekili oranından da açıkça belli olmaktadır. 2I.Yüzyıl Türkiye’sinde “Töre cinayetleri”, ve “Berdel” uygulamaları ile kadınlarımız ülke gündemine oturmuş, “Baba beni okula gönder” kampanyaları ile kız çocuklarının okula gönderilme çabaları duyarlı bir takım kişi ve kuruluşların gayretlerine teslim edilmiştir.” 80 Yıl önce Atatürk’ün kadınlarımıza vermiş olduğu seçme ve seçilme hakkı büyük ölçüde kâğıt üzerinde kaldığını ve kadınların ne yazık ki uygulamada ailesinin isteğini seçtiğine değinerek, “. Atatürk Cumhuriyet Türkiye’sinde bu hakların uygulanmasının yolunu açmıştır. Bunun ötesi berisi yoktur! Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan, biçim ve kılıkta başarıdan çok, ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır.”

Kadınların kendi kaderi ile birlikte ülke kaderinde de söz sahibi olabilmelerinde, yolun siyaset yapmaktan geçtiğine değinen Kaya, “Seçme ve seçilme hakkımızı elde etmenin 80. yılı kutlu olsun!” dedi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —