Ne para ne pul, ne mal ne mülk Onların arzusu, Umreye gitmek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı yakından görmek
İSTEKLERİ UMREYE GİTMEK VE ERDOĞANI GÖREBİLMEK
Ne para ne pul, ne mal ne mülk Onların arzusu, Umreye gitmek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı yakından görmek
Sivasta, CP hastalığı nedeniyle çocuk yaşlarda yatağa bağımlı kalan Tuğba-Zehra Doğan kardeşler, Kutsal topraklara gidebilmek için yanıp tutuşuyor. Anne Hatice Doğan, kas sertleşmesi nedeniyle hareket edemeyen ve yine çocuk yaşlarda konuşma yetilerini kaybeden çocuklarının en büyük arzularının Umreye gidebilmek ve çok sevdikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı görebilmek olduğunu söyledi.
Sivasta Hatice-Mustafa Doğan çiftinin çocukları olan Cerabral Palsi (CP) hastası Tuğba-Zehra Kardeşler, ibretlik yaşamları ile insanlığa örnek oluyor. Allaha olan inançları ile anne ve babalarının hayatını değiştiren engelli kardeşler, İslam Peygamberi Hz. Muhammede (SAV) yazdıkları mektup ve Arapça Kuran ayetleri ile şaşkınlık yaratıyor. Çocuk yaşlardan beri Umreye gitmek isteyen engelli kardeşler bu konuda kendilerine yardımcı olunmasını istiyor. Tuğba ve Zehranın hayattaki ikinci istekleri ise çok sevdikleri Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı yakından görebilmek
HAYATIMIZI DEĞİŞTİRDİLER
Tuğba (29), Burak (25) ve Zehra (21) isimli üç çocuklarının bulunduğu, Tuğba ve Zehranın aynı kaderi paylaştığını belirten Anne Hatice Doğan (48), oğulları Burakın sağlık sorunu bulunmadığını belirtti.
Tuğba ve Zehranın anne ve baba olarak hayata bakış açılarını değiştirdiklerini belirten Doğan, onların sayesinde daha çok İslama yöneldiklerini ve manevi boşluktan kurtulduklarını söyledi.
İlk çocukları Tuğbanın hastalığının 3,5 yaşında teşhis edildiğini belirten Doğan, kızının 13 yaşına kadar hareket edip konuşabildiğini 13 yaşından sonra yatağa bağımlı hale geldiğini söyledi.
Doğan, şu ifadeleri kullandı:
Tuğbanın 3,5 yaşına kadar sağlık durumu ile ilgili bir teşhis konulamadı. 3,5 yaşında Cumhuriyet Üniversitesinde doktorlar Çocukta kas sertleşmesi var, ameliyat olması gerekiyor, ameliyattan sonra yüzde 90 yürüme umudu var dediler. Ameliyat olduktan sonra büyük bir fizik tedavi merkezinde tedavi görmesi gerekiyor dediler. O zaman ki ekonomik durumumuz ve hastanenin şartlarında bunu yeteri kadar sağlayamadık. Ondan sonraki süreçte gün gün hareketlerini kaybetmeye başladı. 13 yaşında tamamen yatağa bağımlı kaldı ve konuşamaz duruma geldi. Önceki evimiz 4. Kattaydı, uzun yıllar onu sırtımızda indirip çıkardık, kızım sakın faiz karıştırıp da ev almayın diye ağlıyordu. Bu nedenle satıp da yeni bir ev alamadık. Bu evimize taşınalı da 2 yıl oldu.
Kızım 6 yaşındaydı, bir gün hırs ile dedim ki, herkes 2 yaşına kadar eler beler, ben 6 yıldır deyince, oturduğu yerde baktım ağlıyor. Anne sen bu imtihanı kaybedeceksin, İslamı öğrenmen lazım. Beni eve bırak git dedi. Derslere gidiyordum, geliyordum ki gülerek beni gözlüyor. Allaha şükürler olsun ki, İslamı öğrendikten sonra, teslimiyet nedir, hastalık imtihan nedir öğrendikten sonra hayata bakışım değişti. 7 yaşındaydı, ben kalkardım ki yattığı yerden sıyrılmış inmiş sabah namazını bekliyor. Hasta olduğu zaman, Anne ne olursun kalk beni duvarın yanına getirir misin ben orada abdest alıp namazımı kılayım diyordu. Teyemmüm yapacak duvarda. Babasının, benim hidayetime çocuklarımız vesile oldu. Babasına, namaza başlayacaksın dedi. Konuştuktan sonra babası namaza başladı. Hayatımızı değiştirdiler, dünyaya bakış açımızı değiştirdiler. Dedi.
HZ. PEYGAMBERE
DUYGUSAL MEKTUP
Çocuk yaşta, Allaha olan bağlılığı ile dikkat çeken ve anne babasının da hayata bakışını değiştiren Tuğbanın, beden hareketleri kısıtlanmadan önce, Hz. Muhammed (SAV)e yazdığı mektupla da görenleri duygulandırıyor. Tuğba, Canım Efendim başlıklı mektubunda Hz. Muhammed (SAV)e olan bağlılığını, hayranlığını ve aşkını dile getiriyor. Kızının, yazdığı mektubu özenle saklayan Anne, Hatice Doğan, evlatlarının kendilerine yaşattığı bu mutlulukların hiçbir şeyle ölçülemeyeceğini dile getirdi.
Eşi çalıştığı için çocuklarına yönelik herhangi bir yardım alamadıklarının da altını çizen Doğan, bu konudaki üzüntüsünü de dile getirdi. Doğan; Eşim çalıştığı için hiçbir haktan da faydalanamıyoruz. İkisi de yüzde yüz engelli. Eşimin geliri istenilen tutardan yüz lira fazla olduğu için alamıyoruz. Bu bizim için büyük imtihan. Dünya gözüyle bakarsanız, altından kalkmanın imkânı yok. Ama çok şükür biz ahret gözüyle bakmaya başladık. İfadelerini kullandı.
KURAN AYETLERİNİ
ARAPÇA OLARAK YAZIYOR
Ailenin diğer ferdi olan Zehrada, tıpkı ablası gibi, Allaha gönülden bağlı. Ablası gibi 12-13 yaşlarında hastalığı nedeniyle hareketleri kısıtlanan Zehra, bu konuda bir eğitim almamasına rağmen görenleri şaşkına çevirecek şekilde Kuran ayetlerini Arapça olarak yazabiliyor.
En büyük sevinçlerinin kızlarının akıl sağlığının yerinde olması olduğunu belirten Hatice Doğan, Allahın Zehrayı ablasına arkadaş kıldığını söyledi.
Doğan, şu ifadeleri kullandı:
Zehra olunca babası dedi ki, inan içimde bir acı var, sanki Zehrada öyle olacak. İlk çocuğum bu durumda olduğu için hemen kontrol altına aldılar beni ve Zehra kontrol altında doğdu. 7 aylıkken ayağa kalkıyordu. Ama 2 yaşına geldikten sonra Zehraya da aynı Tuğbanın hastalığı var dediler. Tuğbaya zor doğumdan demişlerdi. Zehraya da genetikmiş, ablasının hastalığı dediler. Rabbimin onu ablasına arkadaş kılacağını nereden bilebilirdik. Gözleri ile birbirlerini idare ediyor, sohbet ediyorlar. Akıl en büyük nimet, bırakıp bir yere gidebiliyoruz. O kadar güzel anlaşıyorlar ki. Dedi.
Kızlarının en büyük mutlulukları olduğunu belirten belediye işçisi baba Mustafa Doğan (50) ise her iki kardeşin de hem birbirleri ile hem benzer rahatsızlığı olan çocuklarla inanılmaz bir iletişim kurduklarını söyledi.
Doğan; Bizim çocuklar gibi olup da, yürüyüp koşanlar var. Zincire vuruyorlarmış biz onları duyuyoruz. Onun için biz diyoruz ki, şükürler olsun, bizim çocuklarımızın aklı yerinde. Gidiyor, komşunun arabasının camını kırıyor, evinin camını kırıyor. O daha başka bir dert. Rehabilitasyona gidiyoruz, 200 tane aile var neredeyse hepsi perişan. Orada ağlayan çocukları gözüyle susturuyor. Dedi.
İSTEKLERİ UMREYE GİTMEK VE
ERDOĞANI GÖREBİLMEK
Kızlarının en büyük isteklerinin Umreye gitmek ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanı görebilmek olduğunu belirten Hatice Doğan, bu konuda yardım istediklerini söyledi.
Kızlarının Cumhurbaşkanı Erdoğana olan sevgilerinin anlatılamaz olduğunu belirten, Doğan Cumhurbaşkanı Erdoğanın, başbakan olmadığı dönemde hapse girdiğinde çocuklarının kendisine, Anne Erdoğan Başbakan olacak dediğini söyledi.
Doğan, şu ifadeleri kullandı:
Zehrada ablası gibi 13 yaşına kadar konuşabiliyordu. 13 yaşından sonra konuşmamaya başladı. Zehra şuanda sadece sol elinin iki parmağını kısıtlı da olsa hareket ettiriyor.
Tuğbada, Zehrada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanı görmeyi çok istiyor. Çocukluklarından beri Cumhurbaşkanımızı çok seviyorlar. Bu isteğimizi bazı makamlarla paylaşmıştık. Yerel seçimler öncesinde kızlarım Cumhurbaşkanımız ile görüşecekti ama olmadı.
Bizim çocuklarımızın iki önemli talebi var. Bundan başka bir talebi onların da bizim de yok. Birincisi Umreye gitmek, ikincisi ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğanı görebilmek. Çocuklarım, konuştukları dönemlerde Umreye gitme arzu ve isteklerini dile getiriyorlardı. Dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olmadan önce, hapse girdiğinde kızlarının Anne Erdoğan Başbakan Olacak dediklerini belirten Doğan; Tuğba da, Zehra da hep Anne biz onu çok seviyoruz. Biz onu görüyoruz ama ne olur o da bizi dünya gözüyle görse derlerdi. Bizim anne baba olarak talebimiz çocuklarımızın bu iki arzusunun yerine getirilmesi. Bu iki konuda yardım bekliyoruz. İfadelerini kullandı.