İMSİAD’dan ‘inşaat’ analizi
İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş İnsanları Derneği (İMSİAD), düzenlediği basın toplantısında ülke ekonomisinin lokomotif iş kollarından olan inşaat sektörünün mevcut durumu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
BURSA (İGFA) - Son dönemde pandemi ve yaşanan ekonomik gelişmelerden ciddi manada etkilendiklerini ve pek çok sorunla boğuştuklarını ifade eden İMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Andıç, “İnşaat sektörünün artan girdi maliyetlerine dayanacak gücü kalmadı. Pandeminin inşaat sektörüne veremediği zararı, malzeme zamları veriyor. Bu zamlarla ekonomik konut hayal olacak. İç piyasanın ihtiyaçları tamamlanmadan ihracat yapılamamalı. Tüm inşaat malzemeleri ihracı kayda bağlı mallar listesine dâhil edilmeli. Muadil ithal malzemelere uygulanan gümrük vergileri kaldırılmalı” dedi.
İMSİAD Dernek Merkezi’nde gerçekleşen basın toplantısına, İMSİAD Başkanı Mustafa Andıç’ın yanı sıra Başkan Yardımcısı Şeref Demir, Mehmet Kurt, İdris Havuz ile Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tahtalı da katılım sağladı. Başkan Andıç, inşaat sektörünün sorunları birkaç yıldan beri sürdüğü için pandemiden etkilenen diğer sektörlere oranla daha yorgun durumda olduğunu ifade etti.
“SEKTÖR DURMA NOKTASINA GELDİ”
Sektörün COVID-19 salgınının sıkıntılarına ilaveten, bir de hammadde ve yarı mamul inşaat malzemelerine gelen aşırı zamlarla baş etmek zorunda kaldığını ifade eden Andıç, “Çin’den mal tedarikinde yaşanan sıkıntılar, ülkemiz sanayisinin tercih edilirliğini artırmış, bu da ihracat olanaklarının artmasını sağlamıştır. Bu süreçte ayrıca dövizde yaşanan fiyat artışı da, ihracat hevesini artırmıştır. Ancak ülkemiz iç piyasasına belki de COVID-19’dan daha fazla zarar veren, iç piyasa ihtiyaçları karşılanmadan hammadde ve yarı mamul inşaat malzemelerinin ihraç edilmesi olmuştur. Arz talep dengesinin böylesine iç piyasa aleyhine bozulması, inşaat firmalarını karaborsadan ve çok yüksek fiyatla malzeme temin etmeye zorlamaktadır. Artık bu malzeme zamları nedeniyle, hem kamuya hem de özel sektöre çalışan inşaat sektörü durma noktasına gelmiştir. Sektör temsilcileri yoğun ekonomik sıkıntılar ve pandeminin getirdiği olumsuzluklarla uğraşırken, bir de döviz artışıyla gerekçelendirilen zam yağmuru ile de baş etmek durumunda kalmaktadır. Bu nedenle, inşaat sektörünü desteklemek amacıyla, iç piyasada aşırı yükselen hammadde ve yarı mamul fiyatlarını Devletimiz sübvanse etmelidir” diye konuştu.
“EKONOMİK KONUT HAYAL OLACAK”
Zamların konut fiyatlarına yansıyacağından bahseden Başkan Andıç, “Enflasyon yüzde 10, faizler yüzde 20, dolar yüzde 20, Euro yüzde 30 seviyelerinde artmışken, inşaat malzemeleri nasıl olur da yüzde 100-150 zamlanır? Bu zamlara rağmen inşaat sektörünün ne kamuya ne de özel sektöre proje üretmesi, istihdam sağlaması mümkün değildir. Velev ki, bu zamlara rağmen proje bitirilse bile, vatandaşlarımıza yüzde 100 zamlı şekilde yansıyacaktır. Bu zamlarla ekonomik konut hayal olacağından, orta gelirlilerin önümüzdeki dönemde ev sahibi olamamalarından endişe duyuyoruz. Yani eskiden beş yüz bin TL’ye satılan bir daire, bundan sonra bir milyon TL’nin üzerinde satılması kaçınılmazdır. İnşaat firmalarımız bu fiyata ev alacak alım gücüne sahip alıcı bulamayacak ve tekrar stok dairelerden bahsediyor olacağız. En temel insan ihtiyacı olan barınma konusunda ev fiyatlarının bu kadar yükselmesi, tekrar bir gecekondulaşma dalgasına sebep olursa, bunun vebalini kim ödeyecektir? Sadece malzeme fiyatlarındaki bu artış sebebiyle ortalama bir daire maliyeti iyimser bir hesapla bile en az 100.000 TL artmıştır. Şimdi ülkemizde 6,7 milyon, Bursa’mızda 70 bin deprem riski taşıyan bina olduğu gerçeğini hatırladığımızda, ülkemizin en öncelikli kentsel ihtiyacı olan kentsel dönüşüm malzeme fiyatlarındaki bu artış nedeniyle çıkmaza girerse, bunun vebalini kim ödeyecektir?” şeklinde konuştu.
İMSİAD’DAN KRİTİK ÖNERİLER
İnşaat malzemesi üreticilerinin iç piyasa ihtiyaçlarını yeterince önemsemeyen kontrolsüz ihracat hevesi, 2 milyondan fazla, hem de başka bir sektörde iş bulamayacak olan kişiye istihdam sağlayan inşaat sektörünün kilitlenmesine, yüzbinlerce kişinin işsiz kalmasına ve ev hayali kuran vatandaşlarımızın bu en temel ihtiyaçlarının da başka bahara kalmasına neden olmaktadır” diyen Başkan Andıç, iç pazarın, ulusal üretim gücünün ve istihdamın korunması için şu önerileri sıraladı:
“Sağlık sektöründe kritik ürünlerin ihracına iç piyasanın ihtiyaçları tamamlandıktan sonra izin verilmesi gibi, iç piyasanın ihtiyacı karşılanmadan yapılacak ihracata, ya ek vergi gelmesi, ya da kota konması gerektiğini, İnşaat sektörünü desteklemek amacıyla, iç piyasada aşırı yükselen hammadde ve yarı mamul fiyatlarını Devletimizin sübvanse etmesini, Kamuya iş yapan inşaat müteahhitlerin hak ediş ve fiyat farkı ödemelerinin zamanında yapılması, yapılamıyorsa da, fiyat farkı ödemesi yapılamayan müteahhitlere tavsiye hakkı verilmesini, İnşaat sektörünün içinde bulunduğu ekonomik kriz dikkate alınarak sektör temsilcilerinin kredi borçlarının faizsiz olarak 6 ay ertelenmesi, kredi faiz oranlarının düşürülmesini, Konut kredi faiz oranlarının da yüzde 1’in altına düşürülmesi ve özellikle birinci el konut satışlarına yönelik düşük faizli konut kredisi kampanyalarının hayata geçirilmesini, İkinci el konutları desteklemektense artık yine ilk el olmak şartıyla ofis ve ticari gayrimenkul satışlarının da bu indirimlerden faydalandırılmaları, İlk kez ev, ofis, dükkan veya fabrika alanların tapu harcından muaf tutulmalarını ve KDV oranlarında indirim yapılmasını hem yurttaşlarımıza, hem de sektörümüz adına talep ediyoruz. ”
“ARSA FİYATLARININ YÜKSELMESİ GECEKONDULAŞMAYI GETİRİR”
Sektörel anlamda Bursa ile ilgili de bir takım sıkıntılar olduğuna değinen Başkan Andıç, “Yeni imarlı alanlar açılmaması nedeniyle arsa stokunun hızla azalması, arsa fiyatlarının bir yılda 3 misline kadar çıkmasına sebep olmuştur. Arsa fiyatlarında yaşanan bu artış da, doğrudan doğruya ev hayali kuran vatandaşlarımızın ulaşılabilir fiyatlara ev sahibi olmalarını güçleştiren temel bir nedene dönüşmüş durumdadır. En temel insan ihtiyacı olan barınma konusunda arsa fiyatlarının Bursa’da bu kadar yükselmesi, tekrar bir gecekondulaşma dalgasına sebep olursa, bunun vebalini kim ödeyecektir” dedi.
2017 yılında Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne geçilmesiyle birlikte, bodrum katlar ve dublekslerde getirilen sınırlamaların, bir arsadan elde edilen inşaat alanını yüzde 20-30 seviyelerinde azalttığını söyleyen Andıç, “Bu durum Bursa’mızda gayrimenkul fiyatlarını yükselten gizli bir nedene dönüşmüştür. Üstelik, kentimizin lodos alması ve önemli bir bölümünün eğimli arazide olması, Tip İmar Yasasında çatılar ve bodrumlar konusunda Bursa’ya özgü uyarlamalar yapılmasını gerekli kılmaktadır. Bursa’mız gibi lodos tehlikesine açık olan bir şehrimizde çatıların uçmamasının sağlanması, bir kentsel güvenlik sorunudur. Bu nedenle, daha güvenli çatıların yapılabilmesini sağlayan çatı dublekslerinde çatı arasının emsale girmemesi önemli bir kazanım sağlayacaktır. Bursamızın önemli bir bölümünün eğimli arazide olması nedeniyle açığa çıkan 1.ve 2.kat bodrumlara bağımsız bölüm numarası verilmesi ve eski yönetmelikte olduğu gibi emsal avantajını korumaları önemlidir” dedi.
GAYRİMENKUL FİYATLARINI YÜKSELTEN GİZLİ NEDEN
Başkan Andıç sözlerini şöyle noktaladı: “Yeni imara açılan bölgelerde, imar yoğunluğunun düşük olması da, buramızda gayrimenkul fiyatlarını yükselten gizli bir nedendir. İmar yoğunluğunun bölge gerçeklerini sarsmayacak şekilde üst seviyelerden verilmesi, yeni imara açılan bölgeler ile gayrimenkul fiyat artışlarının kontrol edilebilmesi için kritik önem taşımaktadır. Ayrıca yine Bursa’mızda imar davalarında alınabilen imar iptali kararlarının planın bütününde iptalle sonuçlanması, o bölgede faaliyet gösteren tüm yatırımcı ve alıcıları sıkıntıya sokmaktadır. Bu uygulamaya biran önce son verilmelidir.”
Başkan Andıç’ın ardından İMSİAD Başkan Yardımcısı Şeref Demir, kentsel dönüşüm konusunda akademik odalarla yaptıkları toplantılara dair son gelişmeleri aktarırken, İMSİAD Başkan Yardımcısı Mehmet Kurt da Mudanya’da yaşanan imar sorunu ile ilgili görüşlerini aktardı. İMSİAD Başkan Yardımcısı İdris Havuz zamlarla alakalı istikrar vurgusu yaparken, Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Tahtalı da müteahhitlere olan yanlış algının değişmesi gerektiğine dikkat çekti.