Bu yıl ki konusu 'Yerel medya sorunları ve çözüm önerileri' olarak belirlenen ve CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel tarafından organize edilen Anadolu Buluşması-Yerel Medya 2021 Çalıştayına Sultan Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Naci Yıldız da katıldı. Marmaris’te gerçekleştirilen çalıştayda konuşan Sertel, Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Yıldız’dan övgü dolu sözlerle bahsetti. Medyada insanları tehdit eden, insanlara hakaret eden bir yapının olmaması gerektiğini belirten Sertel, “Aksine Naci Yıldız gibi gazeteciliği kökünden yapan insanların ayakta kalması lazım. Neden? Çünkü onlar gerçek gazetecilik yapıyorlar. Birileri de çete gibi davranıyor. Bunun tabi yasal koşullarının çıkması gerekiyor” dedi.
/Sultan Şehir/
Marmaris'te Anadolu Buluşması-Yerel Medya 2021 Çalıştayı gerçekleştirildi. Basın meslek örgütlerinin katkılarıyla Marmaris Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen çalıştaya 62 şehirden 400’e yakın gazeteci katıldı.
Bu yıl ki konusu 'Yerel medya sorunları ve çözüm önerileri' olarak belirlenen ve gazeteci kökenli CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ile CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel’in organize ettiği çalıştaya Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) İl Temsilcisi, Sivas Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı, İnternet Gazeteciler Federasyonu (İGF) Etik Kurulu Üyesi ve Sultan Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Naci Yıldız da katıldı.
Saygı duruşunda bulunulmasının ardından okunan İstiklal Marşı ile başlayan programın açılış konuşmasını Marmaris Belediye Başkanı Mehmet Oktay gerçekleştirdi.
Marmaris'in koronavirüs ve yangınlar sebebiyle zor günler geçirdiğini söyleyen Oktay, "Ben bu süreçte Marmaris'te bulunan gazeteci arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Marmaris'imizin sesini duyurmak, yangının vahametini gözler önüne serebilmek için gece gündüz demeden bizlerle birlikte canla başla çalıştılar. Kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.
“SORUN AÇIK VE ORTADA"
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü ise "Bazı konular vardır ki anlatılması hem kolay hem de zordur. Kolaydır; çünkü sorun açık, ortada ve kapsayıcıdır; dolayısıyla da herkes soruna ilişkin belli bir düzeyde bilgiye sahiptir. Zordur çünkü yaşananların kapsayıcılığından kaynaklı kanıksanma tehlikesi, diğer bir ifadeyle sıradanlaşması söz konusudur. Halk adına kamu otoritelerini denetleme görevini üstlenen gazeteciliğin sorunları ve sorunlara çözüm geliştirme zorluğu ne yazık ki bu tehlikeyle karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı.
Konuşmalar ardından basın medya temsilcileri gazetecilerle yuvarlak masa adı verilen toplantılar gerçekleştirdi.
ÇALIŞTAYIN İKİNCİ GÜNÜNE KILIÇDAROĞLU DA KATILDI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çalıştayın ikinci gününde gazetecilerle bir araya geldi. Siyasetçilerin, gazetecilere ve medya patronlarına karşı herhangi bir müdahalesinin olmaması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, gazetecilerin doğru haberlere erişim hakkının yargı kanalıyla engellendiğini iddia ederek, böyle bir engellemenin doğru bir uygulama olmadığını kaydetti.
Basın İlan Kurumu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu gibi kurumlarda da daha fazla meslek örgütü temsilcilerini görmek istediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bu kurumların yeniden yapılandırılmasını istedi. Yerel medyanın güçlendirilmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, Basın İlan Kurumu’nun, yerel medyaya pozitif ayrımcılık yapmasını talep etti.
GAZETECİYİ TUTUKLAMA VE GÖZALTINA ALMA, BU KALDIRILMALI
Haber yapan gazetecilerin kesinlikle tutuklanmamasını isteyen Kılıçdaroğlu, "Yargılanma olabilir ama daha başlangıçta gözaltına alıp, tutuklarsanız medya bağımsızlığına darbe vurursunuz. Gazeteciyi tutuklama ve gözaltına alma, bu kaldırılmalı, bağımsız mahkemelerde yargılanabilir" ifadesini kullandı.
MEDYADA SENDİKALAŞMA ZORUNLU OLMALI
Sendikalaşmanın da önemine değinen Kılıçdaroğlu, “Medyada sendikalaşma zorunlu olmalı. Medya çalışanı, patronuna karşı haberinin arkasında durabilmeli, yakaladığı haberi özgürce yazabilmeli. Patron 'şu haberi yazma' dediğinde 'hayır ben bunu yazmalıyım' diyebilmeli ve arkasında sendikanın olduğunu bilmeli" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, sosyal medyanın giderek gelişen bir alan olduğunu ve zaman zaman sosyal medyada doğru olmayan haberlerin de yayıldığına dikkati çekerek, teyit mekanizmasının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Gazetecilerden etik değerlere bağlı çalışmalarını isteyen Kılıçdaroğlu, "Gazeteci tarafsızlığını, objektifliğini yitirdiği an, sadece belli bir yeri desteklemek ya da sadece bir grubu, partiyi eleştirmek amacıyla haber yapmaya başladığı an, saygınlık dediğimiz alan yara almaya başlıyor" değerlendirmesinde bulundu.
Kemal Kılıçdaroğlu, bürokratlarla ilgili sosyal medyada yaptığı paylaşımı hatırlattı. Kendisinin 27,5 yıl kamuda görev yapan bugün de siyasette bulunan biri olarak kamu görevlilerine hitap ettiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, şu görüşleri paylaştı: "Gazetecilik ne kadar önemli, değerli, gerçekten etik değerleri yüksek bir alansa kamu görevlileri için de aynı değerler geçerlidir. Görev alanları yasalarla tanımlanmıştır. Kamuda görev yapan kişi, bir ailenin, bir partinin militanı olamaz. Sempati duyabilir, oy verebilir ama görevini yasalar çerçevesinde yapması gerekir. Görevini yasalar çerçevesinde değil, gelen talimata göre yapıyorsa o zaman toplumda gelir dağılımının bozulmasının temel aktörü konumuna geliyor. Kamu görevlisi bir ailenin veya sarayın memuru değil, onlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin şerefli memurları olmak zorundadır. Bu çağrıyı yaptım, bu çağrıyı yapmak zorundaydım zaten. Güneydoğu veya Doğu Anadolu bölgesinde fakir ailelerin çocuklarının en büyük umudu devlet memuru olmaktır. 'Devlette memur olacağım, güvencem olacak, belli bir aylığım olacak'. Siz bu beklentileri onların elinden alıp bir vakıf aracılığıyla belli kişilere verirseniz, bunun savunulacak yönü var mıdır, bunun ahlaki yönü var mıdır, adalet yönü var mıdır? Bunu eleştirdim. Devleti yöneten kişi, kendisi ve ailesi, topluma örnek olmak zorundadır. Siyasi iktidarın görev yaptığı alan yetkiyi halktan alır. Aile boyu bir devlet yönetilmez. Aile boyu girerlerse seçime eyvallah, itirazım yok ama bir kişi girip, aile boyu yönetiliyorsa bu olmaz. Devlette çürüme başlar."
Bu konuya bir kamu kurumunda karşılaştıkları uygulamadan dolayı değinmek istediğini anlatan Kılıçdaroğlu, bir şehir hastanesinin temeli aldıktan sonra yapımı için ihaleye verildiğini, bir devlet memurunun da bu duruma muhalefet şerhi koymasına rağmen uygulamaya devam edildiğini öne sürdü.
Her türlü haksızlığın karşısında olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kamu görevlilerine sesleniyorum; kanun dışı size her ne yaptırıyorlarsa pazartesi günü itibarıyla yaptırmayın, orada durun." diye konuştu.
SERTEL’DEN YILDIZ’A ÖVGÜ DOLU SÖZLER
CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel ise çalıştayın ardından yaptığı açıklamada Sultan Şehir Gazetesi İmtiyaz Sahibi Naci Yıldız’dan övgü dolu sözlerle bahsetti.
Çalıştaya Türkiye’nin birçok ilinden gazetecinin katıldığını belirten Sertel, “Kars, Ardahan, Iğdır’dan Tekirdağ, Kırklareli, Edirne’ye kadar Türkiye’deki bütün kentlerin gazetelerinin temsilcileri burada. Gönül ister ki hepsini burada ağırlayalım ama mümkün olmadı. Biz 2018’de bu çalıştayı yapmıştık. Her yıl yapalım istedik fakat bir aksilik oldu. Önce yerel seçim girdi, ardından pandemi dönemi başladı ve bugüne geldik. Bizim amacımız şu: Hangi siyasi düşünceden olursa olsun, hangi görüşü savunursa savunsun bütün gazeteciler kendi sorunlarını kaleme alsın, bize bildirsin; biz bunları derleyelim, toplayalım. İnşallah Allah’ın izniyle iktidar olduğumuz zaman basın özgürlüğü açısından, gazetelerin özlük hakları konusunda insanların mutlu olacağı bir Türkiye’yi yaratmak için uğraşacağız. Yani ‘Sen bendensin, sana ilan veririm’, ‘Sen benden değilsin seni cezalandırırım’ anlayışı yerine Türkiye’de her fikrin özgürce konuşulduğu bir ülke olsun istiyoruz. Dijital medya konusunda bir yasal düzenleme yapılması lazım. Bir bilgisayarı ele geçirip insanları tehdit eden, insanlara hakaret eden bir yapı olmasın. Aksine Naci Yıldız gibi gazeteciliği kökünden yapan insanların ayakta kalması lazım. Neden? Çünkü onlar gerçek gazetecilik yapıyorlar. Birileri de çete gibi davranıyor. Bunun tabi yasal koşullarının çıkması gerekiyor ama her çıkan yasa, basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan bir yapıda çıkıyor. Asıl tehlike o. Özgürlükler olsun ama hakaret olmasın, özgürlükler olsun ama kişisel haklar korunsun. Biz bunlardan yanayız. Ben yıllarını bu mesleğe veren birisi olarak böyle düşünüyorum. Öyle olması gerektiğine inanıyorum. Bunun için inşallah uğraşacağız” dedi.
