Baro Başkanı Av. Muharrem Eliş, Biz etkili bir baro olmak istiyoruz ve bu yüzden Barolar Birliğinin tüm faaliyetlerine bu bizi aşar, ağır gelir demeden yaklaşıyoruz. Bütün komisyonlara, bütün görevlere talibiz.
“Etkili Bir Baro Olmak İstiyoruz”
Baro Başkanı Av. Muharrem Eliş, “Biz etkili bir baro olmak istiyoruz ve bu yüzden Barolar Birliği’nin tüm faaliyetlerine ‘bu bizi aşar, ağır gelir demeden’ yaklaşıyoruz. Bütün komisyonlara, bütün görevlere talibiz.
Bize göre makamlar oturup kalma, konuşma yerleri değil daha çok çalışma yerleri. Bizden önceki başkanlarımızın arkadaşlarımızın yaptığı çalışmaların daha üst seviyelere çıkması için gayretimizi gösteriyoruz.” Sivas Barosu’nda Eliş dönemi devam ediyor. Baro Olağan Genel Kurulu’nda güven tazeleyerek yeniden Başkanlığa seçilen Av. Muharrem Eliş, “Bölgemizde ve Barolar Birliği nezdinde ciddi bir etki olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sivas ölçeğinde de bütün STK’larla memleketimizin menfaatine olan her çalışmaya varız. ‘Bu bizi ilgilendirmez’ demeyeceğiz, davet edildiğimiz yere gitmeye erinmeyeceğiz. Sivas bizim için olmazssa olmaz. Buradaki huzur, güven, mutluluk bizim için herşey. Eğer burada huzur varsa benim hayatımda huzur var, burada huzur yoksa benim hayatımda huzur yok demektir.” Dedi. Sivas Barosu, 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı Cumhuriyet Üniversitesi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Genel Kuruldaki başkanlık seçimi tek liste ile gerçekleştirilirken mevcut başkan Av. Muharrem Eliş, seçime katılan 203 üyeden 180’nin oyunu alarak güven tazeledi.
“SİVAS BAROSU KADİM BİR BARO”
Genel Kurul sonrasındaki ilk değerlendirmesini gazetemize yapan Baro Başkanı Av. Muharrem Eliş, Sivas Barosunun çalışmaları ve hedefleri hakkında bilgi verdi. Sivas Barosu’nun Türkiye’deki en eski ve kadim barolardan bir tanesi olduğunu ve Türkiye Barolar Birliği’nden daha eski olduğunu belirten Eliş, böylesine köklü bir baronun omuzlarına yüklediği sorumluluğun farkında olduğunu söyledi.
Eliş, “Sivas Barosu bölgesinde ciddi bir değer. Bu sadece bölge ile sınırlı değil, Türkiye Barolar Birliği nezdinde de ciddi bir artı. Biz bu artının daha da büyüyüp daha etkili olabilmesi için 2 yıl içinde bir şeyler yapmaya çalıştık. İnşallah yaptıklarımız yerini bulmuştur.
Biz, coğrafya olarak hem Karadeniz Bölgesi barolarına bağlıyız, hem de iç Anadolu Bölgesi baroları ile birlikte hareket ediyoruz. Hem Karadeniz’in tüm faaliyetlerini takip ediyoruz, hem de İç Anadolu’nun faaliyetlerini takip ediyoruz. Baromuz bu sene 82. yaşına giriyor. Kadim, eski ve baro kültürüne haiz bir baro. Bu da çok önemli. Türkiye Barolar Birliği’nin kuruluşundan çok daha eskiyiz biz baro olarak. Böyle olunca biz, Sivas Barosu’nun bize yüklediği yüklerin ağırlığının farkındayız. Bu yüke halel gelmesin diye tabir yerinde ise sırtımızda yumurta küfesi ile dolaşıyoruz. İnşallah hayırlı hizmetler yapıyoruzdur diye ümit ediyoruz.
Biz göreve geldiğimizde 300 gibi bir üyemiz vardı, şuanda kayıtlı 370 üyemiz var. Yani 2 yıl içerisinde 70 meslektaşımız baromuza dahil olmuş. 56 tane de şuan itibariyle stajyerimiz var. Yoğun bir katılımla süreç devam ediyor. Muhtemelen yıl içerisinde mevcudumuz 400’ü geçecek. Biz etkili bir baro olmak istiyoruz ve bu yüzden Barolar Birliği’nin tüm faaliyetlerine ‘bu bizi aşar, ağır gelir demeden’ yaklaşıyoruz. Bütün komisyonlara, bütün görevlere talibiz. Avukatlık yasasıyla ilgili ve avukatlık mesleğinin devam edilebilirliğiyle ilgili bütün çalışmalara varız diyoruz ve aşağı yukarı 4 komisyonda da geçtiğimiz 2 yıl içerisinde görev yaptım. Bu komisyonlardan bana göre en mühimi de Avukatlık Yasasının hazırlanması sürecinde Adalet Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği arasında koordinasyonu ve uzlaşmayı sağlayan bir komisyondu. Epeyce bir mesaimizi aldı bu komisyon çalışmaları. Ama biz hiç şikâyetçi değiliz. Biz göreve gelirken bunlara razı olarak geliyoruz. Bize göre makamlar oturup kalma, konuşma yerleri değil daha çok çalışma yerleri. Bizden önceki başkanlarımızın arkadaşlarımızın yaptığı çalışmaların daha üst seviyelere çıkması için gayretimizi gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TEK DERDİMİZ DOĞRUYA SAHİP ÇIKMAK”
Sivas Barosu ve avukatlar olarak tek dertlerinin doğruya sahip çıkmak olduğunu belirten Eliş, “Hukukun ve adaletin bize emrettiği istikamet, doğru ne ise biz o istikametteyiz” dedi.
Baro Başkanı olarak her zaman bu düşünce ile hareket ettiğini ve Sivas Barosu’nun adını lekeleyecek, küçük düşürecek her şeyden kaçındığını belirten Eliş, şu şekilde konuştu:
“Barolar belki bazı zamanlarda hükümetle hesaplaşan, bazı zamanlarda hükümetin hemen yanında kurşun asker gibi yer alan yapılar olabilir. Bunlar zaman zaman eleştirilebilir. İnsanlar bazen doğruları yapar alkışlanmaz, bazen yanlışları yapar alkışlanırlar. Bunlar milletimizin takdirinde. Zaman ve tarih her şeyin en güzel sentezleyicisi. Bizim burada bir tek derdimiz var, doğruya sahip çıkmak. Endişemiz bir tek o istikamette. Hukukun ve adaletin bize emrettiği istikamet, doğru ne ise biz o istikametteyiz. Bu bir gün bizi idare eden resmi ideoloji ile kesişiyor ise sırf onlarla kesişiyor diye doğruları alkışlamamak da bir vebal. O yüzden zaman zaman duruşlarımızla ilgili sorgulamalar olabilir. Ben göreve geldiğim günden itibaren Sivas Barosu’nun adını lekeleyecek, küçük düşürecek ya da bir şeylere ram edecek her şeyden kaçındım. Ama yasaların, hukukun, adaletin öngördüğü, milletimizin menfaatine olan, milli iradeye uygun olan her ne varsa da vatan, millet, devlet, bayrak olmazsa olmazları içerisinde bunlara her zaman sahip çıkacağız.”
“HİZMET BİNASI YAPIYORUZ”
Sivas Barosu’nun yeni dönem hedefleri ve bazı çalışmalar hakkında da bilgiler veren Eliş, 82 Yıllık Sivas Barosu’na kendi hizmet binasına kavuşacağını söyledi. Birlik ve beraberliğe önem vererek, öncelikle mesleki sorunlar olmak üzere Sivas’ın menfaatine olacak her çalışmaya katkı sağlayacaklarını belirten Eliş, “Sivas bizim olmazsa olmazımız” dedi.
Eliş, şu şekilde konuştu:
“Yeni dönemde baromuza yeni bina kazandıracağız. Muhsin Yazıcıoğlu Bulvarı üzerinde inşa edilecek binamızın ihalesi yapıldı. 240 günlük bir iş bitirme süresi ile sözleşmesi imzalandı. Muhtemelen Mayıs ayının ikinci haftası binayı bize temsil edecekler. Dış görüntüsü, iç kullanımı ile ciddi manada meslektaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılayacak bir bina. Görsel olarak biz mutlaka Selçuklu motiflerini taşımasını istedik. Barolar Birliği sağ olsun buna duyarsız kalmadı. Nitelikli, kullanışlı ve ihtiyacı karşılayacak bir binamız olacak. İnşallah 82 yılın sonunda kendimize ait bir taşınmazımız olacak. Orada meslektaşlarımızla daha rahat ve huzurlu bir kaynaşma ortamı bulacağımıza inanıyorum. İlk projemiz bu. Sonrasında adliye içerisinde yaşanan gündelik sıkıntılarla ilgili çözüm önerilerimiz ve takip metotlarımızı devam ettireceğiz.
Başsavcılığımız, Komisyon Başkanlığımız, Bölge İdare Mahkemesi Başkanlığımız, İdare Mahkemesi Başkanlığımız, Vergi Mahkemesi, Emniyet Müdürlüğümüz, Jandarma Komutanlığımız, bizi doğrudan ve dolaylı ilgilendiren tüm kurum ve kuruluşlarla mutlaka çok yakın ilişkiler kurmamız gerektiğine inanıyorum. Görmediğimiz, duymadığımız eksik ve yanlışlarımız varsa bunları her zaman duymaya hazırız. Bunlar bizi rahatsız etmez. Biz dostluğun böyle olduğuna inanıyoruz.
Bölgemizde ve Barolar Birliği nezdinde ciddi bir etki olarak çalışmalarımıza devam edeceğiz. Sivas ölçeğinde de bütün STK’larla memleketimizin menfaatine olan her çalışmaya varız. ‘Bu bizi ilgilendirmez’ demeyeceğiz, davet edildiğimiz yere gitmeye erinmeyeceğiz. Sivas bizim için olmazsa olmaz. Buradaki huzur, güven, mutluluk bizim için her şey. Eğer burada huzur varsa benim hayatımda huzur var, burada huzur yoksa benim hayatımda huzur yok demektir.
Genel kurulda tek aday olarak gitmek çok güzel bir duygu. Bu meslektaşlarımızın bize verdiği bir onur. Bu benim için aynı zamanda bir şeref. Çok uzun bir meslek hayatımız yok ama bu süre içinde böyle bir payeye ulaşmak benim için büyük mutluluk. Bunu bana uygun gören meslektaşlarımıza, gelen kurulumuza, baromuzun tüm mensuplarına şükranlarımı arz ediyorum. İnşallah önümüzdeki iki yıl içerisinde Sivas için, camiamız için, ülkemiz için verimli, faydalı her türlü faaliyetin içinde oluruz.”
“BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI
SİYASET YAPMAMALI”
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’na yönelik eleştirilerde de bulunan Baro Başkanı Av. Muharem Eliş, Feyzioğlu’nun siyaset yapmaması gerektiğini, mesleki sorunların çözümüne zaman ayırması gerektiğini söyledi.
Eliş, “Bizim bir ikilemimiz var. Bir Barolar Birliği, bir baro yapımız var. Barolar Birliği ve benzeri birtakım meslek örgütleri, bulundukları yerleri hep resmi ideoloji, irade ve idarelerle çatışma ve çarpışma noktası olarak görmüşler ve öyle süreci devam ettiriyorlar. Yani, bendense problem yok, ama benden değilse ben bu iradeyi tanımam diye. Hâlbuki idare eden irade milli irade ve milli iradenin çıktığı yer belli; Sandık… Milli irade orada hem idare edenleri, hem de idare edenlere göz kulak olacak, onları denetleyecek muhalefeti de orada seçiyor. Şimdi resmi boyutu ile hükümet var, muhalefet partileri var. Mecliste olan muhalefet, meclis dışında olan muhalefet var. Bunların sanki hiçbirisi bir şey bilmiyor. Meslek örgütleri bunların yerine geçiyor, muhalefet görevi yapıyor. Böylece çözüm noktası olan hükümetle mutlaka bir siyasi mücadele süreci başlamış oluyor. Biz buna karşıyız. Bir defa benim seçilmemle birlikte Sivas Barosu’nun her ferdini layıkıyla temsil etme yükümlülüğüm doğuyor. Bununla birlikte kendi ideoloji ve hassasiyetlerimi bir kenara bırakıp genel ideoloji ve hassasiyetleri korumam gerekiyor.
Barolar Birliği Başkanımız zaman zaman bir takım çıkışlarla, konuşma ve görüşmelerle sanki Türkiye’deki baroların tamamının fikrini ortaya koyuyormuş gibi bir görüntü sergiliyor. Ben çoğu konuda Türkiye Barolar Birliği Başkanımızla aynı şekilde düşünmüyorum. Aynı hassasiyetleri paylaşmıyorum.
Hükümetle, şuanda ülkemizi idare eden siyasi irade ile çatışmak, kamplaşmak bize, avukatlık mesleğine ne kazandıracak. Ya da bizim bilmediğimiz başka mücadele varsa onu da bilelim. Hal bu ki, avukatlık yasasını çıkaracak olan bu meclis. Barolar Birliği’nin yerinde ben olsam, iktidarıyla muhalefetiyle her siyasi partiyle bu süreci makul bir şekilde devam ettiririm. Tabi, mesleki boyutta taviz vermeden iyileştirme sürecini makul bir süreçte tutmamız lazım. Biz bunu defalarca teklif ettik. Sadece siyasi partiler mecliste olan partilerden ibaret değil. Mecliste olmayanlar da var, onlara da gidelim, mecliste olan partilere de gidelim, mesleğimizle ilgili sıkıntıları anlatalım. Ama bugün olmuş hala Türkiye Barolar Birliği bu konuyla ilgili somut hiçbir adım atmıyor. Barolar Birliği bu adımı atmayınca sizin sırf Sivas Barosu olarak gidip siyasi partilerin temsilcileri ile bu konuda görüşme yapmanız temenniden ibaret olur. Biz Barolar Birliği’nin bu yapısından ciddi manada rahatsızız. Barolar Birliği Siyaset Yapmamalı. Ben kendi meslek örgütümün içerisindeki problemleri çözmemişim, avukatların dağlar kadar sorunu var. Bunlarla ilgili somut adımlar atmamışım, ben gidiyorum Türkiye’deki muhalefet boşluğundan bahsediyorum. Bu kimsenin kabul edebileceği bir şey değil. Muhalefet görevi zaten millet siyasi partilere vermiş. Siz duruyorsunuz, ‘ben muhalefet partisi değilim ama muhalefet partisinin yapmadığı işi ben yapıyorum’ diyorsunuz. Böyle bir yetkiniz yok. Millet size böyle bir yetki vermemiş. Sizi kim seçmiş, sizi millet seçmemiş, sizi baro başkanları ve baroların oluşturduğu üst kurul delegeleri seçmiş. Siz ancak onların verdiği yetkiyle, onların verdiği vekâletle işlem yapabilirsiniz. Başka yapabileceğiniz bir şey yok. Ama Türkiye Barolar Birliği veya başka kuruluşlar, ‘milli irade benim üzerimde tezahür etti’ der gibi, hükümetle çatışıyor, ana muhalefet partisini görevini yerine getirmiyor diye suçluyor. Böyle bir yetkiniz yok. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum.
Bu mesleki meseleler varken, Türkiye’nin ve Sivas’ın hiçbir meselesi ile ilgilenmeyin değil. Bizim önceliğimiz mesleki meselelerimizdir. Bundan arta kalan zamanda bizim sair meselelerle vakit geçirmemiz lazım. Ama biz tam tersini yapıyoruz. Önce, bizi sonradan ilgilendirecek meselelere vakit ayırıyoruz. Ondan sonra kendi meselelerimize bakıyoruz. Vakit kalırsa ki, vakit de imkân da kalmıyor. Çünkü hükümet avukatlara bakışı, Türkiye Barolar Birliği’ne nasıl bakıyorsa maalesef öyle. Bir güvensizlik var. Bu topluma da yansıyor tabi. Bu hükümeti seçen insanlar bu toplumun içerisindeki insanlar. Biz milli irade ile çatışan, çelişen hiçbir şeyi tasvip etmeyiz. Milli İrade her şeyin üzerinde bize göre. Bu bugün böyle olduğu için değil. Milli İrade ne diyorsa, millet onu doğru bulmuş, uygun bulmuşsa biz onu öpüp başımıza koyarız. Bizi o kısmı ilgilendirir.” İfadelerini kullandı.