Türkiye´nin ilk ve en büyük kam mili üreticisi olan ESTAŞ´a yön veren isimlerin serüveni Sultan Şehir´de olacak. Bugünkü sayımızda Cer Atölyesi Çırak Okulu´ndan mezun olduktan sonra İstanbul ve Almanya´da torna tesviye ve kalıp ustası olarak çalışan, uzm
NACİ YILDIZ
Cer Atölyesi Çırak Okulu´ndan mezun olduktan sonra İstanbul ve yurt dışında kalıp ustası olarak çalışan ESTAŞ´ın kurucularından Mehmet Emin Koçyiğit, şirketin kuruluş sürecini gazetemize anlattı. Kendisi gibi Çırak Okulu mezunu olan ESTAŞ´ın kurucularından Halis Vermezoğlu ile 1972 yılında tanıştığını ifade eden Koçyiğit, emin adımlarla yollarına devam ettiklerini söyledi.
1942 yılında Zara´nın Canova köyünde doğduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Koçyiğit, ?İlkokulu köyde bitirdim. Abim burada Sanat Okulu´nun elektrik bölümünde okuyordu. Beni de 1954-1955 yılında çıraklık okuluna verdiler. 3 sene orada meslek eğitimi gördüm. Okulu bitirdikten sonra babam Sivas´tan gitmemin benim için daha iyi olacağını söyledi. Ben gitmek istemedim ama babamla beraber İstanbul´a gittik. Unkapanı´nda indikten sonra babamın tanıdığı İzzet Bey´in yanına gittik. Babam İzzet Bey´e ?Benim oğlum torna tesviyeci. Demiryolları´nın Çırak Okulu´nu bitirdi. Senin kardeşin de Arçelik´te kalıp ustasıydı. Onun yanına verelim mesleğini geliştirsin´ dedi. Kendisi de aynı zamanda İstanbul piyasasına kalıp yapıyordu. Ben kalıpçılığı orada gördüm? dedi.
?KESME VE SIVAMA KALIPLARINI YAPIYORDUM?
Mesleğini her dönem severek yaptığını ve öğrenmeye açık bir insan olduğunu ifade eden Koçyiğit, ?İstanbul´da benim yaptığım işçiliği beğendiler ve işe aldılar. Babam da halamın oğluna beni emanet etti. Kalıp ustası olarak orada çalıştım. Kesme ve sıvama kalıplarını yapıyordum. 1957´den 1960 yılına kadar çalıştım orada. Bir ara hastalanınca ustam beni memlekete gönderdi. Ailemi görmeye geldim, ardından evlendim. Düğün olduktan 2 ay sonra tekrar İstanbul´a gittim. Bu sefer kalıpçılık üzerine bir gayrimüslimin yanında çalışmaya başladım. Burada az çalıştım. Ankara´da torna tesviyeci olarak askerliğimi yaptım. Aynı zamanda askerde iken Almanya´ya gitmek için müracaatta bulundum. 7 ay sonra Almanya´ya kağıdım çıktı. Bu dönemde haftalık 300 lira ile kalıp ustası olarak çalışıyordum. Siirtli olan iş verenime Almanya´ya gideceğimi söyledim. ?Olmaz, haftalık 500 lira vereyim; Almanya´ya gitme´ dedi. Eniştem, Almanlarla hibrit fabrikası monte etmiş; ?Çalışmazsan da git, gör´ dedi. Almanya´ya bu şekilde gittim. Orada makine fabrikasına gittim. Kalıp ustası olarak 6 ay çalıştım? diye konuştu.
?6 ORTAK BAŞLADIK?
ESTAŞ serüvenin 1972 yılına dayandığını belirten Koçyiğit, ?ESTAŞ´la tanışmam 1972 yılında oldu. Almanya´da çalışıyordum fakat yıllık izinlerde de Sivas´a geliyordum. Almanya´dan buraya minibüsle geliyor ve izne geldikçe de lokma takımı getirip satıyordum. Sivas´ta bir dükkan almaya niyetim vardı. Getirdiğim takımları satarken sanayide satılık dükkan olduğunu gördüm. Halis Usta´yı işte o zaman tanıdım. O zaman ben satılık dükkana 80 bin lira verdim, Halis Usta ise 120 bin lira istedi; anlaşamadık. Bu dediğim 1975 yılı. Ertesi yıl yine Sivas´a yıllık izne geldim. Yine Halis Usta ile görüştük. Bana ne iş yaptığımı sordu. Almanya´da kalıp ustası olarak çalıştığımı, Çırak Okulu mezunu olduğumu söyledim. O zaman bana, ?Delikanlı, biz bir şirket kuruyoruz. Paran varsa ortak ol´ dedi. Sonraki süreçte 80 bin mark vererek ortak oldum. Ortak olduktan sonra alınan tezgahları değiştirttim. O dönemde 6 ortak başladık. Tırlarla her firmadan tezgah aldık. Öylece başladık ve bu günlere getirdik? ifadelerini kullandı.
TİMUÇİN VE MAVUŞ´A ÖVGÜ
ESTAŞ´ın içerisinde kuruluş sürecinden beri var olduğunun altını çizen Koçyiğit, ?Şu anda 1045 çalışanımız var. Şahsen hedefim ESTAŞ´ın her gün bir milim, yarım milim ileriye gitmesi. Birden bire zıplayıp da çökmek değil, emin adımlarla ilerlemek. Biz bu günlere kadar böyle geldik bunu da sürdüreceğiz inşallah. Sağ olsun Genel Müdürümüz Osman Mavuş Bey ve Yönetim Kurulu Başkanımız İsmail Timuçin Bey güzel yöneticilik yapıyorlar. Ben de burada danışmanlık hizmeti veriyorum. Makinelerde sorun olduğunda gerekirse tezgahın başına gider, makineyi ayar ederim. Yetiştirdiğim çok sayıda kişi var? diyerek sözlerini tamamladı.