Eğitimde Kapılar Kaosa Açılıyor

YAŞAM 26.08.2014 04:00:46 961 0
Eğitimde Kapılar Kaosa Açılıyor

Eğitimde Kapılar Kaosa Açılıyor

Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Önder Doğan, eğitimde yapılan yeni düzenlemeler hakkında önemli açıklamalarda bulundu

Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapan Doğan, Müdür atamalarından Torba Yasa’ya, Özel Okul desteklerinden Siyasal kadrolaşmaya kadar önemli açıklamalarda bulundu. Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Önder Doğan, geçtiğimiz hafta Sivas İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından son dönemde yapılan uygulamaları değerlendirerek, Okul Müdürleri atamalarında adaletsizlik olduğunu savundu. Bir grup Eğitim-Sen’li dün Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanarak basın açıklaması yaptılar. Grup adına konuşan Eğitim-Sen Sivas Şube Başkanı Önder Doğan, “Kamu hizmetlerinin piyasanın ihtiyaçları doğrultusunda dönüşümünün en önemli basamaklarından biri olan eğitimde yeniden yapılandırma ve muhafazakârlaştırma uygulamaları, hem Hükümet hem de MEB tarafından çıkarılan yasa ve yönetmelikler, eğitimde yaşanan sorunlara yenilerinin eklenmesine neden olmuştur” dedi.

MEB tarafından son dönemde yapılan bazı değişiklikler ve uygulamalarla yüz binlerce öğrenci ve velinin mağdur edildiğini kaydeden Doğan, “Örneğin TEOG sonrasında 40 bin öğrenci zorunlu olarak imam hatiplere, 94 bin öğrenci meslek liselerine kaydedilmiştir. 20 bin öğrencinin ise hiçbir okula kaydı yapılmamıştır. Okulöncesi eğitimde ise tam gün uygulamasına son verilip “ikili eğitime” geçilerek hem öğrenciler hem de veliler zor durumda bırakılmıştır” dedi.

ÖZEL OKULLARA KAYNAK AKTARILMASI KABUL EDİLEMEZ

Devlet okulları kaynak sorunu yaşarken özel okullara kaynak aktarılmasının da kabul edilemez olduğunu savunan Eğitim-Sen Şube Başkanı Doğan şöyle devam etti:

“Hükümet 2014-2015 eğitim-öğretim yılında öğrencileri özel okullara yönlendirmek amacıyla özel okula gidecek 250 bin öğrenciye, toplamda 800 milyon TL "destek" verileceğini açıklamıştır. Bugüne kadar özel okullara vergi teşvikleri ve çeşitli kalemlerde indirimler yapılmış, devlet okullarının en temel talepleri dikkate alınmazken, özel okulların istekleri hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından anında yerine getirilmiştir.

Devlet tarafından herkese eşit koşullarda ve parasız olarak sunulması gereken eğitim aynı zamanda demokratik, bilimsel, laik ve anadilinde olmalıdır.

Halktan toplanan vergiler, yine halk için harcanmalı, kamu kaynakları özel okullara hiçbir şekilde aktarılmam alıdır. Bu anlamda Eğitim Sen`in yıllardır savunduğu ve eğitim hakkının temel ayaklarını oluşturan kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim talebi gerçekleşmediği sürece, ne eğitimin niteliğini yükseltmek ne de eğitimde yaşanan sorunlara kalıcı çözümler üretmek mümkün değildir.”

SİYASAL KADROLAŞMA BAŞLADI

“Eğitim yöneticilerinin görevlendirilmesi süreci tasfiye ve kadrolaşma hareketine dönüşmüştür” diyen Doğan, şunları kaydetti:

Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde tamamı siyasal kadrolardan oluşan üst düzey yöneticilere yüzde 60, sınırlı sayıda okul bileşenlerine ise yüzde 40 puanlama imkânı verilerek, eğitim yöneticisi olarak görevlendirileceklerin 75 puan alması şartı getirilmiştir.

Eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde mülâkat ya da “sözlü sınav” yöntemi üzerinden yeni bir siyasal kadrolaşma hareketi başlatılmıştır. Daha önce girdikleri sınavlarla müdür olan çok sayıda okul müdürü, MEB`de görev alan ve tamamına yakını “siyasal kadro” olarak atanan üst düzey yöneticilerin verdiği puanlarla değerlendirilmiş, eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde siyasi referans ve sendikal aidiyetler doğrudan belirleyici hale gelmiştir.

Eğitimin bütün kademelerinde yöneticiler belirlenirken, hiç kimse siyasi görüş, kimlik, mezhep, inanç ya da sendika farklılığı nedeniyle fiilen cezalandırılmamalı, değerlendirme ölçütleri tamamen objektif ve bilimsel kriterlere dayanarak belirlenmelidir. Eğitim yöneticilerinin belirlenmesi sürecinde siyasi ya da sendikal referanslar değil, liyakat ilkesi temel alınmalıdır. Eğitim Sen`in eğitim yöneticilerinin belirlenmesinde her okulun kendi yöneticisini, o okuldaki eğitim bileşenlerinin katılacağı demokratik seçimlerle kendisinin seçmesi yönündeki önerisinin ne kadar haklı ve doğru olduğu bugün daha iyi görülmektedir.”

ROTASYON KABUL EDİLEMEZ

“Torba yasa tasarısının 98. Maddesinde yer alan düzenleme ile bir süredir kamuoyunda tartışılan öğretmenler il içi ve il dışı rotasyon (zorunlu yer değiştirme) uygulaması eğitimde yeni bir kaosun habercisidir.

Eğitimde rotasyon tartışmaları ve aday öğretmenlerin sözlü sınav ile kadroya geçirilmek istenmesi, MEB`in okul müdürlerinin ardından, öğretmenlere yönelik olarak da büyük ve kapsamlı bir operasyona hazırlandığını göstermektedir. Böylece eğitimde tıpkı baskıcı otoriter rejimlerde olduğu gibi, fiilen “hükümet memurluğu”, “hükümet öğretmenliği” uygulamaları hayata geçirilmek istenmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı`nın öğretmenlere il içi ve il dışı rotasyon uygulaması halinde tarihte Kavimler Göçünden sonra en büyük yer değiştirme hareketinin yaşanması kaçınılmazdır. Eğitimde, hiçbir gerekçe eğitim emekçilerini öğrencisinden, oturduğu mahallesinden kopararak, zorla başka bir işyerine göndermesini haklı çıkaramaz. MEB, öğretmenleri zorunlu rotasyona tabi tutmak yerine, gönüllülük ve teşvik esasına dayalı çözümler geliştirmelidir.”

Öğretmen ve personel açıkları, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu çözülmelidir!

Eğitim Sen olarak, yıllardır eğitim sisteminin kanayan yarası olan öğretmen atamaları, yardımcı personel ve memur açıkları konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nı sorunun kalıcı olarak çözümü için adım atmaya çağırdıklarını belirten Şube Başkanı Önder Doğan, “Eğitimdeki bütün kadrosuz ve güvencesiz istihdam biçimlerine son verilerek, herkesin kadrolu ve güvenceli olarak çalıştırılmasını talep etmektedir. Yeni eğitim öğretim yılı öncesinde eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu güncel sorunlar kuşkusuz burada saydıklarımızla sınırlı değildir” dedi.

Doğan basın açıklamasını şöyle tamamladı:

“Hükümet ve Milli Eğitim Bakanlığı şunu çok iyi bilmelidir ki, boynumuza geçirilmek istenen zincirin farkındayız. Eğitim Sen olarak hükümet ve MEB`in gerek toplumsal yaşamda, gerekse eğitimde hayata geçirmeye çalıştığı dayatmacı, anti¬demokratik ve bilim dışı politika ve uygulamalar karşısında sessiz kalmayacağımız, demokratik tepkimizi her platformda göstermeye devam edeceğimiz bilinmelidir.”


Anahtar Kelimeler: