Diyabet hastalarında kan şekeri ve kan basıncı sebebiyle böbrek hasarı oluşabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Emre Çiçekli, hasarın en az seviyeye indirilmesi için kan basıncı ve kan şekerinin normal seviyede tutulmasını önerdi.
Diyabet hastaları dikkat
Diyabet hastalarında kan şekeri ve kan basıncı sebebiyle böbrek hasarı oluşabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Emre Çiçekli, hasarın en az seviyeye indirilmesi için kan basıncı ve kan şekerinin normal seviyede tutulmasını önerdi.
Günümüzde özellikle beslenme şekilleri sebebiyle diyabet, çok sık rastladığımız kronik rahatsızlıklar arasında yer alıyor. Kanda şeker miktarının yüksek olması uzun vadede diyabet hastalığına yol açıyor. Diyabet hastalığının dikkat edilmediği takdirde damarlara zarar vererek göz, sinir ve böbrekte tahribata yol açtığına, kalp krizi ve inmeye neden olduğuna dikkat çeken Medicana Sivas Hastanesi İç Hastalıkları Uzm. Dr. Emre Çiçekli, diyabet ve böbrek sağlığı hakkında bilgi verdi.
Diyabet Hastaları Böbrek Sağlığını Düzenli Testlerle Takip Etmeli
Diyabet hastalarında kan şekeri ve kan basıncı sebebiyle böbrek hasarı oluşabileceğine dikkat çeken Uzm. Dr. Emre Çiçekli, hasarın en az seviyeye indirilmesi için kan basıncı ve kan şekerinin normal seviyede tutulmasını önerdi. Ayrıca sigara içen, normal kilosunun üstünde olan, diyabete genetik yatkınlığı olan kişilerin de risk altında olduğunu belirtti. Tip 2 diyabet teşhisi koyulan hastaların, zaman kaybetmeden böbrek sağlığının araştırılması gerektiği konusunda uyarıda bulunarak insüline bağımlı diyabet hastası olan kişilerin ise beşinci yıldan sonra böbrek işlevleri ile ilgili testlerinin yapılması gerektiğini belirtti. Mikroalbuminüri ve diğer testlerin düzenli olarak yaptırılması gerektiğini vurguladı. Böbrek damarlarının yüksek kan basıncı ve kan şekeri sebebiyle vücudu atık Yüksek kan şekeri ve kan basıncı sebebiyle böbrek damarlarında meydana gelen hasarın geri dönüşü olmadığını ve vücuttaki atıkları dışarı atma fonksiyonunu kaybederek diyabetik nefropati gelişebileceğini ifade etti.
Diyabetik Nefropati Telafisi Olmayan Bir Sağlık Sorunudur
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Çiçekli,? Diyabet hastalarında yüksek kan basıncı ve yüksek kan şekerinin, kanı temizleyen filtreler olan böbreklere zarar verir. Sağlıklı böbreğe sahip kişilerde atardamar, kan dolaşımındaki kanı ve atıkları böbreklere taşır. Filtreler ise kanı temizleyerek fazla sıvıyı idrar yoluyla dışarı atar. Ayrıca vücudun sağlıklı kalması için gerekli olan proteinin vücutta kalmasını sağlar. Zarar gören böbreklerde protein böbrekten idrara kaçar ve vücuttan atılması gereken zararlı maddeleri atamayarak kana karışmasına sebep olur. Böbrek fonksiyonları tam olarak bitene kadar uzun bir süre belirti vermediği için diyabet hastaları düzenli olarak idrarda albümin testi yaptırmalıdır. Böbrekteki hasar arttıkça kandaki atıklar sürekli artar, böbrek fonksiyonlarını kaybeder. Yüksek kan şekeri ve kan basıncından kaynaklanan böbrek sorunlarına diyabetik nefropati denilir ve maalesef her iki böbreği de aynı zamanda hasara uğratır. Diyabetik nefropatiye özgü belirtiler olmamasıyla birlikte, vücutta sıra dışı şişmeler, kan basıncının sürekli yüksek olması, idrar yoluyla atılan maddelerin vücutta kalmasına bağlı olarak halsizlik, iştahsızlık, bulantı, uyku düzeninde bozukluklar, kilo kaybı, kaşıntı gibi değişimler dikkate alınmalıdır. Yüksek kan şekeri ve kan basıncından dolayı büyük ve küçük böbrek damarlarının zarar görmesiyle oluşan diyabetik nefropati telafisi olmayan bir rahatsız olmakla birlikte düzenli takip, kan şekerinin kontrol altında tutulmasıyla denetim altına alınabilir.? dedi.
Diyabetik Nefropati Diyet ile Kontrol Altına Tutulabilir
Tip 1 veya Tip 2 diyabet teşhisi koyulan kişilerin kan şekerinin kontrol dışında ve yüksek olmasının damarlara ve böbreklere vereceği hasarı artıracağına dikkat çeken İç Hastalıkları Uzm. Dr. Emre Çiçekli, HbA1c değerinin %7 seviyesinin altında tutulmasını tavsiye etti. Ayrıca tansiyonun da tuz tüketimine dikkat edilerek ideal değerinin korunmasının önemine değindi. Şeker hastalığının böbreğe zarar verme ihtimali görüldüğü durumlarda hekim kontrolünde tansiyon ilacı kullanılması gerektiğini, ACE-İ ve ARB ilaçlarının, böbrekten protein kaybını az da olsa önleyebileceği için böbrek hasarını yavaşlatmaya yararlı olduğunu açıkladı. Diyetisyen kontrolünde beslenmenin önemli olduğunu ve protein miktarının azaltılmasının gerekliliği üzerinde durdu. Böbrek fonksiyonlarının düzenli olarak kan ve idrar tahlilleri ile kontrol edilmesi, hekime danışmadan ilaç kullanılmaması gerektiğini belirtti. Kolesterol oranının yükselmesi, böbreklerin kanlanmasına ve süzme işlevine yerine getirememesine sebep olacağı için kan yağlarının normal seviyede tutulmasını tavsiye etti.