Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Gençlik Kolları İl Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Orhan ve Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Can Selman Koçdere, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Gençlik Kolları İl Başkan Yardımcısı Ömer Faruk Orhan, “Ülke gündemi oldukça karışık şu günlerde. Konuşulması gereken birçok konu bulunsa da iki kavram arasındaki farkı anlatmak gerek. Bu kavramların ilki devlet. Devlet denilen kurum ülke içindeki kişilerin yaşamlarını haklarını güvence altına alan ve sistemli bir şekilde yürütülmesini sağlayan kısa sürede çok özlediğimiz yasama, yürütme ve yargı kollarını bünyesinde bulunduran yapıdır. Bu yapının imkanları tüm halka açık olmakla beraber fertlerin çıkarlarını en üst düzeyde korunmasını sağlamaktır. İkinci kavram ise iktidar. İktidarın varoluş sebebi belli politikalar çerçevesinde yine halk için devlet yapısını yönetmektir. Basit bir örnekle devlet halkı refaha ulaştıracak bir araba ise iktidar onun şoför koltuğuna oturandır” dedi.
Orhan, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bu iki kavramı özellikle belirtmek istedim; şu an iktidar halk aracı olan devleti halk için değil kendi çıkarına göre kullanmaktadır. Ülkemizin içinde bulunduğu Kovid-19 salgınında iktidarın para basması bozdukları ekonomiyi yamama uğraşı iken devletin bir kurumu olan Anadolu Ajansının yaptığı ‘Türk lirasına İngiltere merkezli saldırı’ haberi de bahsettiğimiz devlet imkanlarının iktidar lehine kullanılmasına bir örnektir. Konu ile ilgili CHP basın sözcüsü Faik Öztırak Türk lirasının sadece dolar veya Euro karşısında değer kaybetmediğini Afrika ülkelerinden tutunda Asya ülkelerinde bile değer kaybettiğini yaptığı basın açıklamasında belirtti. Bununla birlikte CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise iddiaların gerçek olması durumunda ‘İngiltere merkezli tefeci çetelerinin’ Türkiye Cumhuriyeti Devletine zarar verecek durumuna getirenlerin ülkemizi bu kadar küçük bir duruma düşürenlerin kim olduğu sorusunu sordu.”
Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Can Selman Koçdere ise eğitimde yaşanan gelişmelere ilişkin konuştu.
“Ekonomi, döviz kurları tartışmaları bir yandan devam ederken diğer yandan ülkemiz yeniden skandal bir karar imza atmış oldu” diyen Koçdere, “Milyonları etkileyecek olan YKS sınavı tarihi! Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu YKS sınavına girecek olan gençlerle yaptığı sohbette bu kararın kim tarafından ve ne gerekçe ile aldığını sordu. Bu sınav değişikliği kararının turizm kaygısıyla alındığını belirtirken aslında CHP’nin devamlı vurgu yaptığı ve iktidar kanadında aşırı bir tepki gören ‘Saray Rejimi’ tabirini gözler önüne sermiş oldu. Her bakanlığın kendi çalışma prensiplerinin olduğu alınan kararların ilgili bakanlığın yapısına göre şekillendiği bir Türkiye’den sadece tek bir konuyu gözeterek ve yine tek bir makamın yani cumhurbaşkanlığı makamının ağırlığı ile alınmış bir karar olduğunu gördük. Bu karar aynı zamanda ülke ekonomisinin acı tablosu olarak karşımıza çıkıyor. Daha evvel devletin tüm halkın çıkarını gözeten kurum olduğunu söyledik; fakat bu kararda görüyoruz ki devleti yöneten siyasi irade ekonomik krize soktuğu ülkenin gelecek neslini ekonomik çıkarlara feda etmiş, bozulan ekonomiyi gençlerin üzerinden düzeltmeye karar vermiş. Sınav stresinin ne kadar yoğun olduğunu üniversite sınavına girmiş her birey iyi bilir. Tüm seneyi belli planlarla geçiren öğrenciler salgın ile birlikte yine YÖK başkanlığının kararına uygun bir planlama yapmışken cumhurbaşkanlığı makamı ne YÖK’ün ne de Milli Eğitim Bakanlığının iç dinamiklerine dikkat etmeyerek aldığı bu karar sınav stresini iyice katmerlemiştir. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu aynı konuşmasında ‘Çocuğu sınava girmeyecek olanların verdiği kararlar’ diye ifade ederek kararın toplumsal gerçeklikten ne kadar uzak olduğunu göstermiştir. Üniversite giriş sınavlarının ‘Ben yaptım oldu’ edası ile tarihinin değişmesi baskıcı ve kontrolsüz bir gücün varlığının kanıtıdır. Her şeye rağmen bizde CHP Gençliği olarak halkımıza diyoruz ki ‘Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda, mevcuttur!’ Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözlerini düstur edinerek yine andımızda yıllarca söylediğimiz gibi onun gösterdiği yoldan, onun açtığı hedefe durmadan yürüyeceğiz” dedi.
