Sivas Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından Nevruz dolayısıyla kent meydanında basın açıklaması gerçekleştirildi.
Topluluk adına basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Halkevleri Sivas Şube Başkanı Adnan Yılmaz, “Başta kadim Ortadoğu coğrafyası olmak üzere Asya’da, Afrika’da ve Balkanlarda, tarihin süzgecinden gelen ve her noktada, her durakta, baskı ve zulümlerin sonlandırıldığı, Dehak’ların al aşağı edildiği, bahar ile birlikte özgürlüğün de filizlendiği Nevruz’a merhaba. 2023 Nevruz’unda ülkemizin Doğu Ve Güneydoğu’sunda 11 ilde büyük yıkım ve ölümlere yol açan Maraş merkezli 6 Şubat depreminde on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybetmesi, sayıları yüzbinleri bulan yurttaşımızın da en temel ihtiyaçlarından mahrum kaldığı için üzüntülüyüz, yastayız. Kamu bütçesinin önemli bir kısmını, rant çevrelerine peşkeş çekmeyi ‘İstikrar’ zannedenlerin, bu depremde, mağdur yurttaşlara birkaç metrekarelik çadırı bile temin etmekten aciz olduğunu, en acı şekli ile tecrübe etmiş durumdayız. Yıllardan beri bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayan, barınmayı yaşamsal bir hak olarak değil, rant gözüyle gören, imar afları ile felaketin kapılarını aralayan, deprem toplanma alanlarını imara açıp, deprem vergilerini anlamına uygun kullanmayan siyasi iktidar ve anlayışı da, yaşanılan bu felakette enkaz altında kalmıştır.
Devlet kavramının, siyasi iktidar kavramı ile iç içe geçirildiği, kamu kurumlarının adeta siyasi iktidarın birer arka bahçesi haline gelmiş olduğunu ve Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarının ve sonrasındaki türlü doğal afetlerin karşısında, olanakları ölçeğinde mağdur halka yardım ulaştırma görevini yerine getiren Kızılay’ın bile bugün bir ticarethaneye dönüştürüldüğünü görüyoruz. Son derece sıradan ve şayet önlem alınmış olsa, can kaybı ve yıkım olmaksızın atlatılabilecek bir doğa olayı olan depremi, kader programının bir parçası gibi tek kelimeyle sorumluluktan kaçmak ve suçu ört bas etmektir. Çünkü deprem sürecine ilişkin aciz yönetim anlayışının ve halkın haklı taleplerine karşı yetersiz kalınmış olmasının, siyasi iktidarın beceriksiz politikalarından ayrı düşünülmesi olanaksızdır. İşte tam da bugünlerde, özünü direnişten, birlik ve kardeşlikten alan Nevruz, önümüzdeki günlere dair umutlarımızın yenilenmesine, deprem bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’de, bölgemizde ve Dünyada yaşamın yeniden yeşermesine ve hayatların normale dönmesine vesile olabilecek bir büyük direngenliğin de habercisidir. Bugün ve bundan sonra, Türkiye’de hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağının, olamayacağının bütün işaretleri belirmiştir. Ezilenler, görmezden gelinenler, ötekileştirilenler, inkar edilenler ve emeği sömürülenler; Nevruz ruhuyla başta Türkiye olmak üzere, tüm coğrafyalarda, geleceklerini emperyalist müdahalelerle veya gerici /ırkçı politikalarla değil, kendi özgür iradeleri ve demokratik kurallar ekseninde belirleyecek iradeye, şimdi hiç olmadığı kadar yakındır. Barışın, özgürlüğün, demokrasinin ve yaşadığımız depremle birlikte bir defa daha gördüğümüz, bizi biz eden dayanışma ruhumuzun, bu Nevruz ile güçlenmesi dileklerimizle; demokratik bir Türkiye için eşitlikçi, özgürlükçü ve barış içinde bir geleceği birlikte öreceğimiz aydınlık yarınlara, Nevruz’a selam olsun” dedi.