Anadolu Gençlik Derneği Sivas Şubesi Mısırda yaşanan son gelişmeleri protesto etti
AGDden İdam Kararlarına Tepki
Anadolu Gençlik Derneği Sivas Şubesi Mısırda yaşanan son gelişmeleri protesto etti
AGD Başkanı Bülent Şimşek, Mısırda gerçekleşen darbenin ardından ortaya çıkan hukuksuzlukları adaletsizlikleri hak ihlallerini protesto etmek için burada toplanmış bulunmaktayız. Ayrıca Mısırda Müslüman Kardeşler Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii`nin de aralarında bulunduğu 14 teşkilat yöneticisine verilen idam cezalan onandı. `Rabia Operasyonları Birimi` davasında 48 kişi ise müebbet hapisle cezalandırıldı dedi.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Sivas Şube Başkanı Bülent Şimşek, Kardeş ülke Mısırda ilk bağımsız ve serbest seçimle cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi ve arkadaşlarına karşı işletilen haksız süreç devam etmektedir, verilen cezanın bir askeri cunta tarafından verildiği aşikârdır dedi.
Anadolu Gençlik Derneği dün kent meydanında bir araya gelerek, Mısırda yaşanan olaylarla ilgili açıklama yaparak, yapılan haksız uygulamaları protesto etti.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan AGD Başkanı Bülent Şimşek, Mısırda gerçekleşen darbenin ardından ortaya çıkan hukuksuzlukları adaletsizlikleri hak ihlallerini protesto etmek için burada toplanmış bulunmaktayız. Ayrıca Mısırda Müslüman Kardeşler Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii`nin de aralarında bulunduğu 14 teşkilat yöneticisine verilen idam cezalan onandı. `Rabia Operasyonları Birimi` davasında 48 kişi ise müebbet hapisle cezalandırıldı dedi.
Bu kararları veren sözde mahkemelerin askeri cunta tarafından gerçekleştirilen darbenin emrinde olduğunun aşikâr olduğunu ifade eden AGD Başkanı Şimşek, Aynı askeri cunta 2 yıl önce 14 Ağustos 2013 Adeviyye Meydanında üç bini aşkın sivili şehit etmekten kaçınmamıştır. Şimdi bu cuntanın emrindeki yargının Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler hakkında verdiği saçma sapan idam kararları bizi şaşırtmamıştır. Bu kişilerin tek suçu o gün seçilmiş hükümete karşı yapılan darbeyi protesto etmek için Adeviyye Meydanında olmalarıdır şeklinde konuştu.
AGD Başkanı Bülent Şimşek açıklamasında şunları kaydetti:
Bu idam kararları ve cezaların hiçbir şekilde insan hakları, özgürlükler ve adaletle bir ilgisi yoktur. İnsanların temel hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığı bir karardır. Yaşanan bu hukuk dışı süreçte Batının sessiz kalması elbette ırkçı emperyalizmin izlediği stratejinin bir gereğidir. Zaten aynı güçler darbe sürecine de destek vermişlerdir.
Mısırda olup bitenleri sadece bir hukuk skandalı olarak değerlendirmek elbette yanlıştır. Yaşanılan süreç, yeryüzünün enerji kaynaklarını yağmalayarak, kendinden olmayan insanları ücretli köleler haline getirerek, kendilerine itaat etmeyenleri de imha ederek mevcut dünya düzenini işleten ırkçı emperyalizmin örtülü işgalinin yansımasıdır. 529 kişi ile ilgili verilen idam kararı bu coğrafyanın insanlarının bağımsızlığını hedef alan bir karardır.
Alınan bu kararın Mısırı bir iç savaşa sürükleme ihtimali de bizi endişelendirmektedir. İşgalci İsraile komşu olan ülkelerde yaşanan bu sıkıntılı süreçlerin tek kazananın İsrail olduğu aşikârdır. ABD ve İsrail ile stratejik müttefik olan ülkelerin yaşanılan süreçle ilgili bir tepki koyamaması ya da ortaya konulan tepkilerin cılız kınamalardan ibaret kalması da bu oyunun bir parçasıdır.
Mısırda, Suriyede, Irakta, Lübnanda, Yemende, Bangladeşte, Afganistanda, Pakistanda aynı coğrafyanın insanları arasına kin ve nefret tohumları ekildiğini belirten Şimşek, Bazen mezhep farklılıkları, bazen etnik farklılıklar kaşınarak bazen de işbirlikçi iktidarların hukuk dışı uygulamaları ile bu coğrafyada kaos ortamları oluşturulmaktadır dedi.
Şimşek sözlerini şöyle sonlandırdı:
Bütün bu süreç hem İslam ülkelerinin her birinde toplumu bir arada tutan bağları koparmaya hem de İslam ülkelerinin ortak bir anlayış etrafında bir araya gelmelerini sabote etmeye yöneliktir. Mısırda yaşanılan sürecin daha da kötüye gitmemesi için bu sözde mahkeme kararlarının mutlaka durdurulması gerekir.
Anadolu Gençlik Derneği olarak bizler yeryüzünde ezilen, sömürülen, yoksul ve yoksun bırakılan ve insanlarının oluk oluk kanı akıtılan tüm toplumların bütün bu zulümlere karşı ortak bir irade beyanıyla bir araya gelmesi gerektiğine inanıyoruz. Hakkı üstün tutan bir anlayışla yeni bir dünya kurulmadığı müddetçe bu zulümler engellenemeyecektir. Hepimizin üzerine düşen zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında yer alışımızda sahici olmaktır.