Sivas’ta yaklaşık 5 asır önce yaptırılan Ali Baba caminin ön kısmında Sivas’ın önemli eşraflarının kabri bulunurken cami içerisinde ise Ali Baba, oğlu ve torunlarının türbesi yer alıyor.
Sivas’ta 1574 yılında Sivas’ta yaşamış şeyhlerden Ali Baba tarafından yaptırıldığı düşünülen Ali Baba Cami bahçesinde ve cami içerisinde bulunan mezarlarla dikkat çekiyor. Kent merkezi Ali Baba Mahallesinde bulunan caminin ön ve arka kısmında birçok mezar yer alıyor. Ali Baba, oğlu ve torunlarının sandukaları da cami içerisinde yer alıyor. Ali Baba Cami'nin ön kısmında ise Sivas eşraflarından önemli kişilerin mezarları bulunuyor. Birçok restorasyon ve onarım geçiren 5 asırlık Ali Baba Cami, taşınmaz kültür varlığı olarak da tescilli. Yıllar geçmesine rağmen hala ayakta duran caminin bahçesindeki ve içerisindeki mezarlar görenleri şaşırtıyor. Bazı vatandaşlar Ali Baba’nın türbesine gelerek dualar ediyor.
Bir çok restorasyon geçirdi
Ali Baba Cami İmam Hatibi Muammer Tutaş, caminin bazı restorasyonlar geçirdiğini ifade ederek, “Bu cami ilk evvela büyük Ali Babayı kebir zamanında bin 500’lerde önce küçük bir mescit olarak yapılmış. Daha sonra torunu Ali Babayı Sahir zamanında bu mimari sitilinde yapılmış. Büyük Ali Baba zamanında küçük bir mescitken vefat ettiği zaman caminin bahçesine defnediliyor. Sonra küçük Ali Baba zamanında bu şekli ile yapıldıktan sonra bazı restorasyonlar, tamirler geçiriyor. Bin 900’lere yakın 2.Abdülhamit Han zamanında büyük bir restorasyon geçiriyor ve en son şeklini alıyor. Peyderpey 1960’da 1979’da ve en son 2006’da Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından cami tamire girmiş ve şuanda da bir tamir ihtiyacımız var” dedi.
Caminin içi ve etrafından bir çok mezar bulunuyor
Tutaş, caminin içinde ve bahçesinde bir çok mezarın bulunduğunu söyleyerek, “Bu camide Büyük Ali Baba Kebir yatıyor, onun oğlu Ahi Mehmet Bey yatıyor. Sonra torunları yatıyor. Karşı tarafında da bazı rufai kadiri şeyhlerinden yatanlar var. Osmanlı zamanında cami girişlerinde böyle kabrin konulması peygamberimizin ‘Namaza durduğunuz zaman sanki bu namazınız son namazmış gibi, dünyaya veda eden bir kişinin namazıymış gibi kılın’ diyerek camiye giren kişi sağını ve soluna bakıyor. Kabristanları görüyor. ‘Mevtü hakkün, ölüm haktır’ diyor ve namazlarını kılarken 'benim bu son namazımdır' diyerek o huşu ve huzur içinde namazlarını eda etmek için Osmanlı devri zamanında camilere böyle büyüklerin kabristanlarını koymuşlar. Camimizin bahçesinde de Ali Baba hazretlerinin soyundan gelenler, Son Osmanlı mebuslarının alimlerinden Kazancı zade Mehmet Edip Sivas-i, Nakşi şeyhlerinden Mehmet Edip Sivas-i ve bu camiye 30 sene görev yapmış Macuncu zade Cemal Hafız diye minarenin dibinde yatan var. Eski müftülerden kasideci zadelerden yatanlar var. Camin dış güney tarafında ve batı tarafında da Sivas Belediyesine ait 1965’e kadar bu mahallenin kabristanlığı olarak defin devam etmiş. 1965’ten sonra artık dolduğu için buraya defin yapılmamaya başlanmış” diye konuştu.