825 yıllık Sivas Ulu Camii'nin restorasyon çalışmalarına eğik minaresinden başlanacak

Restorasyon çalışmaları öncesinde yapılan ilk analizlerde minare eğiliminde herhangi bir artış kaydedilmediği belirlendi

KÜLTÜR SANAT 11.07.2021 09:07:00 2041 0
825 yıllık Sivas Ulu Camii

Sivas’ta Anadolu’nun en eski camilerinden biri olan ve 825 yıllık geçmişiyle tarihe ışık tutan Sivas Ulu Camii'nin restorasyona eğik minaresinden başlanacak. Restorasyon çalışmaları öncesinde yapılan ilk analizlerde minare eğiliminde herhangi bir artış kaydedilmediği belirlendi.
Sivas’ta Danişmentliler döneminde 2. Kılıçarslan’ın oğlu Kudbeddin Melih Şah tarafından 1197 yılında inşa ettirilen ve Anadolu’daki ilk camilerden birisi olan Sivas Ulu Camii’nin minaresi 117 santimetrelik eğimiyle dikkat çekiyor. Önümüzdeki günlerde restorasyon çalışmalarına başlanması planlanan tarihi camide ilk çalışmaya eğimiyle dikkat çeken eğik minareden başlanacak. Minarenin zemininde sondaj çalışması yapılarak numuneler alındı. Önceki verilerle günümüzde alınan verilen karşılaştırıldığında minaredeki eğimin stabil olduğu belirlendi.


“Bugün bir ilkin başlangıcı”
Sivas Vakıflar Bölge Müdürü Cemal Karaca, bugün bir ilkin başlangıcı olduğu ifade ederek, “Bugün bir ilkin başlangıcı diye düşünelim. Ulu Camide, yıllardır beklediğimiz ve özlemle hasretle yapılmasını, ayakta duran minarenin yeniden canlanması ve korunması noktasında ki çalışmalarımızın ilk olarak minaremizle başlattık. Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak statik problemin tespiti ve minarenin güçlendirilmesine yönelik 2019 yılında proje ihalesi yapıldı. İnşallah bugünden itibaren restorasyona start vermiş olacağız. Çalışmalara minarenin korunması ile başlayıp, hocalarımızdan teknik bilgileri alacağız” dedi.
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Alper İlki, ölçümlere dayalı olarak eğik minarenin durumunun stabil olduğunu düşündüklerini söyleyerek, “Ulu Camide çalışmalar bir süre önce başladı. Çalışmalar temel olarak üç ana gruba ayrılabilir. Birincisi deformasyonların takibi, bu yaklaşık bir senedir süren bir süreç. Bu bir sene zarfında herhangi bir kayda değer deformasyon gözlenmedi. Her türlü deformasyon online olarak takip ediliyor. Bizden önce de yapılmış bir çalışma vardı. O çalışmada da deformasyonlarda veya eğilmede herhangi bir artış kaydedilmemişti. Dolayısıyla bu ölçümlere dayalı olarak durumun stabil olduğunu düşünüyoruz. Ölçümler hala devam ediyor. Minarenin modellenmesi yapıldı. İç kuvvetler ve gerilmeler inceleniyor. Bu açıdan da büyük bir problem görmüyoruz. Mevcut hasarlar takip ediliyor. Analizlerin sonunda ve toplanan veriler altında müdahale önerilerini birlikte yapacağız” diye konuştu.


İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Recep İyisan ise yaptığı konuşmada, “Minaremizin temelleriyle ilgili çalışmalarımıza önce temel zemini tanımakla başladık. Burada sondaja dayalı detaylı bir zemin incelemeleri gerçekleştirdik ve onların sonuçlarını yavaş yavaş almaya başladık. Daha öncede yapılan sondajlara dayalı zemin etütleriyle beraber birleştirdiğimizde yapı temellerinin yüklerine aktardığı zemini inceliyoruz. Gördüğümüz şey şu; mevcut minarenin yükleri yüzeysel temelle zemine aktarıldığı gibi görülse de yüzeyden yaklaşık 10, 12, 13 metre aşağıda daha sağlam zemine aktarılmakta. Bundan sonra yapacağımız şeyler meydana gelen bu eğikliğin zemin açısından, analizinin yapılıp oturmaların devam edip etmeyeceği konusunda ya da bu oturmaların yapıyla zemin etkileşimini incelemek olacak. Ama şu bize cesaret verdi, son yıllarda yaptığımız ölçülerde herhangi bir kayda değer deplasman görmedik. Dolayısıyla çalışmalarımız böyle devam ediyor” şeklinde konuştu.