28 Şubat süreci sonrası göreve iade edilen memurların meslekten uzak kaldığı süre zarfındaki mali ve sosyal kayıplarının karşılanmadığını söyleyen Eğitim Mil-Sen Genel Başkanı hemşehrimiz Kasım Kılıç bu sorunun çözülmesini istedi.
28 Şubat süreci sonrası göreve iade edilen memurların meslekten uzak kaldığı süre zarfındaki mali ve sosyal kayıplarının karşılanmadığını ifade eden Eğitimde Manevi, İlkeli ve Liyakatli Çalışanlar Sendikası (Eğitim Mil-Sen) Genel Başkanı hemşehrimiz Kasım Kılıç, “Bu konuda Eğitim Mil-Sen olarak kanuni bir düzenleme yapılarak bu mağduriyetlerin bir an evvel sonlandırılmasını talep ediyoruz. 15 Temmuz sonrası FETÖ iltisakı sebebiyle meslekten ihraç edilenlerin, mahkeme kararları ile dönmesi sonucunda geriye dönük 6-7 yıllık mali kayıplarının ödemesi gerçekleştirilirken, 28 Şubat mağdurlarının geçmişe yönelik hak kayıplarının hala ödenmemiş olması bizleri derinden üzmektedir” dedi.
Eğitimde Manevi, İlkeli ve Liyakatli Çalışanlar Sendikası (Eğitim Mil-Sen) Genel Başkanı hemşehrimiz Kasım Kılıç, “28 Şubat ve 28 Şubat Mağduru Memurların Memnu Haklarının İade Edilmesi” konulu basın toplantısı düzenledi.
Kentte faaliyet gösteren bir restoranda düzenlenen toplantıya basın kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra Eğitim Mil-Sen Genel Başkan Yardımcıları Zekeriya Boyraz ve Celaleddin Çınar ile Denetleme Kurulu Başkanı Harun Erdoğmuş da katıldı.
Toplantı Eğitim Mil-Sen Genel Başkan Yardımcısı Celaleddin Çınar’ın kendi yazdığı “Mil-Sen Marşı” adlı şiiri okumasıyla başladı.
SÜREÇ ERBAKAN'IN METANETLİ DURUŞU İLE İÇ KARIŞIKLIĞA DÜŞÜLMEDEN ATLATILDI
Çınar’ın “Mil-Sen Marşı”nı okumasının ardından konuşan Genel Başkan Kasım Kılıç, üzerinden 27 yıl geçen 28 Şubat "postmodern darbe"nin devam eden mağduriyetlerini ifade etmek üzere bir araya geldiklerini ifade ederek “Türkiye ne zaman ekonomik ve sosyal bir atak yapsa, eşitlik ve adaletin ışığında büyümeye başlasa siyaset kurumu etkisiz hale getirilmeye çalışılmış, milli irade vesayet altına alınmıştır. 1960'da, 1971'de, 1980'de ve 28 Şubat'ta şer odaklarının yapmaya çalıştığı buydu. 28 Şubat süreci Hakka tapan milletimizin İstiklal Marşı'nda ifade bulan inanç değerlerine ve insan haklarına, demokrasiye ve özgürlüğe karşı ‘dahili ve harici bedhahlar’ tarafından açılan ‘topyekün bir savaş’ idi. O karanlık günlerde, düşünce ve ifade özgürlüğünün bayraktarlığını yapması gereken medya, irtica yaygaraları ile halka korku pompalama görevini üstlenmiş, ‘topyekûn savaş’ manşetleri atmıştı. Ankara'da tanklar sokağa çıkarılmış, ‘demokrasiye balans ayarı’ denilerek halkın seçtiği hükümet, ekonomideki başarılarına rağmen istifaya zorlanmıştı. Siyasi ve dini görüşü nedeniyle kişiler ayrımcı, dışlayıcı ve insan haklarına aykırı uygulamalara maruz kalmış, milyonlarca insanın hayatı karartılmıştı. BÇG faaliyetleri ve MGK bildirileri ile başörtüsü zulmü başta olmak üzere din özgürlüğüne yönelik ağır ihlaller yaşanmıştı. Darbenin siyasi yönü sık sık dile getirilirken, milletin çok büyük bir kesimine yönelik sosyal, ekonomik, psikolojik boyuttaki kıyımı yeterince gündeme getirilmedi. Halbuki darbeyi Amerika'dan gönderdikleri kriptolarla yönetenlerin esas maksadı milleti çok boyutlu ağır bir kıskaca alarak, halk ayaklanmasına varacak infialler oluşturmak ve ülkemizi bir Suriye, bir Irak gibi iç karışıklıklara düçar ederek, Büyük İsrail Projesi için hazır lokma haline getirmekti. Zamanın Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın metanetli duruşu ve halkı sükûnete davet etmesi ile bu süreç çok kısa sürede ve iç karışıklığa düşülmeden atlatıldı” dedi.
28 ŞUBAT SÜRECİNDE HAKSIZLIĞA UĞRAYAN BÜTÜN KESİMLERİN MAĞDURİYETLERİ GİDERİLMELİ
28 Şubat sürecinde en büyük ayrımcılık ve şiddetin kadınlara yönelik olduğuna dikkat çeken Eğitim Mil-Sen Genel Başkanı Kılıç, “İkna odalarında nice kadın, darbeci zihinlerce dinî tercihleri hiçe sayılarak başörtülerini çıkarmaya zorlandı. Bu odalarda sözde ikna çabalarına, özünde ise ağır psikolojik travmalara maruz bırakılan kadınların çoğu başarıyla kazandıkları üniversitelerdeki eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kaldılar. Uygulanan kanunsuz başörtüsü yasağı ile kadınların çalışma hayatında dini kimlikleriyle var olmaları engellendi. Eldeki mevcut verilere göre, 1997-2003 tarihleri arasında 33 bin 271 öğretmen, kılık kıyafet /fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması geçirmiş, 3 bin 527 öğretmenin görevine son verilmiş, 11 bin 890 öğretmene kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle disiplin cezası verilmiş, 4 bin 625 Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı istihbarat birimleri tarafından sözde irticayla ilişkilendirilerek fişlenmiş, yaklaşık 11 bin öğretmenin ise istifa etmek zorunda bırakılmıştır. Elbette ülkemiz darbe mağdurlarının uğradığı haksızlıkları ortadan kaldırmak için önemli adımlar attı. 7248 sayılı Kanun'la 27 Mayıs Darbesiyle kurulan Yüksek Soruşturma Kurulu ile Yüksek Adalet Divanı tarafından haklarında soruşturma ve kovuşturma yürütülenlerin bu soruşturma ve kovuşturmalar sebebiyle uğradıkları zararların Hazine tarafından karşılanması düzenlendi. Benzer bir kanuni düzenlemeyle, 28 Şubat sürecinde haksızlığa uğrayan bütün kesimlerin mağduriyetleri giderilmeli, haksız cezalarla mahkum olanlar için yeniden yargılanma yolu açılmalıdır” açıklamasında bulundu.
ÖZEL BÜROLAR İHDAS EDİLMELİ
2006 yılında çıkarılan disiplin affı ile o dönem atılan kamu görevlilerinin görevlerine geri döndüğünü anımsatan Mil-Sen Genel Başkanı Kılıç, “2012 yılında çıkarılan 6495 sayılı Torba Kanun ile disiplin affına rağmen bugüne kadar atanamayanlar ve aday memurken görevine son verilenler de işine tekrar başladılar. Bu süreçte asıl saik irtica ve başörtüsü olmasına rağmen kurum amirlerince farklı sebeplerle disiplin cezası verilerek ihraç edilenlerin dönebilmeleri için özel bürolar ihdas edilmeli ve sunulan evrakların incelemesi ve tanıkların ifadeleri doğrultusunda süreçlerin yeniden takibi yapılmalıdır. 28 Şubat süreci sonrası ortalama/yaklaşık 10 yıl meslekten uzak kalıp görevlerine iade edilen memurların, bu sürece yönelik mali ve sosyal kayıpları karşılanmamıştır. Bu konuda Eğitim Mil-Sen olarak kanuni bir düzenleme yapılarak bu mağduriyetlerin bir an evvel sonlandırılmasını talep ediyoruz. 15 Temmuz sonrası FETÖ iltisakı sebebiyle meslekten ihraç edilenlerin, mahkeme kararları ile dönmesi sonucunda geriye dönük 6-7 yıllık mali kayıplarının ödemesi gerçekleştirilirken, 28 Şubat mağdurlarının geçmişe yönelik hak kayıplarının hala ödenmemiş olması bizleri derinden üzmektedir. Bu vesileyle, ülkemizde 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat, gibi insan haklarının, adaletin, demokrasinin hiçe sayıldığı günlerin bir daha yaşanmamasını temenni ediyoruz” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Kılıç, konuşmasının ardından sendikal çalışmalarına ilişkin basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
MİL-SEN MARŞI
Maneviyat liyakat bu zümrenin içinde
Yetişsin yediveren gel seninle MİL-SEN'de
İlkelerle giderken peygamberin izinde
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
Dünyaya nizam veren bilek sende el sende
Bahçelere süs veren çiçek sende gül sende
Sen çözümü her zaman başka yerde bilsen de
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
Sessiz sessiz çağlayan çığlıklara İnşirah
Huzur dolsun her yere her haneye bir refah
Hak yedirmez yemeyiz zulüm etmek çok günah
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
Batıya öykünenin yüzü olurmuş kara
Bizdeki medeniyet bizi düşürmez dara
Biliyorum her yürek kanıyor taze yara
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
Seçkinlere hak değil tüm tebaya hak gerek
Haykıralım birlikte haykıralım tek yürek
Vereceğiz yediden yetmişine dek emek
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
Çınar'ım gönül verdi bu çağrıya bu yola
İstikamet bellidir dönülmez sağa sola
Hep beraber gidelim aydınlığa kol kola
Gel kardeşim buraya istediğin MİL-SEN'de
CELALEDDİN ÇINAR
MİL-SEN GENEL BAŞKAN YARDIMCISI
KASIM KILIÇ KİMDİR?
1980 yılında Sivas’ın Şarkışla İlçesinde doğdu. ilk ve orta öğrenimini Sivas’ta tamamladı. Lisans Eğitimini Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesinde Bilgisayar ve Öğretim Teknolojisi Öğretmenliği alanında tamamladı. 2002 yılında Sivas’ta öğretmenlik görevine başladı. Çeşitli okullarda görev yaptı. 2014-2016 yılları arasında Halk Eğitim Merkezi Müdür yardımcılığı görevini yürüttü. 2016-2021 yılları arasında Sivas Huzur İmam Hatip Ortaokulu’nda Okul Müdürü olarak görev yaptı. 2021 yılı itibari ile Cumhuriyet Anadolu Lisesinde Bilişim Teknolojileri Öğretmeni olarak görevini ifa etmektedir.
Öğretmenlik görevinin yanında 2008-2009 yılları arasında Anadolu Gençlik Derneği Sivas Şube Başkanlığı Görevini yürüttü.
2017-2018 yıllarında Eğitim Bir Sendikası Sivas İl Başkan Yardımcılığı görevini ifa etti.
2017-2020 tarihleri arasında Erbakan Vakfı Sivas İl Temsilciliği görevini yürüttü.
Halen Nizam Derneği Genel Başkanlığı’nı yürütmektedir.
Sivil toplum örgütlerindeki tecrübelerini Sendikal mücadelede Eğitim Mil-Sen saflarında Genel Başkan olarak yürütmektedir.